Yakışmadı Azerbaycan, size mi kaldı soykırımcılara şarkı yarışmasınfa 12 tam puan vermek?
*
Yakışmadı Kayserili Galatasaraylılar!
Tamam Galatasaray, Kayseri maçı sonrası şampiyonluğu garantiledi, ama müsaade edin de kutlamayı, Kayser'nin yenilgisi sonrası siz Kayserililer değil, sezon bitince, tüm taraftarlarınız ile kutlayın!
*
Kanımca bu ülke 1938 sonrası ABD mandasına girdi, halen devam ediyor manda, bir gün çıkar diye umuyorum. Bir kurtulma iradesi oluştu bugün evet ve niyet hayr, akıbet hayr inşallah.
Atatürk mandayı ölene kadar kabul etmedi.
Ama O ölünce, şartlar dediler, bu güne kadar o şartlar gereği manda, memleketin idaresini ele geçirdi. Şarttlar hikayesi maalesef halen değişmedi.
Öyle zırt diye de vazgeçilecek bir yer değil bu ülke, belki 3 5 nesil sonra bir mümkünlük oluşabilir, bilemem, bildiğim sadece şudur:
Bendeniz bugün tek kalsam, (ki hamd olsun tek de değilim, ama organize olamayan, olsak da bir şey yapamayacak milyonlarız) Allah Muradı tarafında kalmaya niyetliyim, ötesi beni aşar.
Devlet, millet çok mevzu değil, şahsi duruş önemli ve bununla sorumluyuz son son.
*
"O, olmaz ise olmaz" inancı, en güçlü inkardır.
A, B olmaz ise, olur.
C, D olmaz ise de olur.
Filan şeyh falan hoca olmaz ise, elbette olur.
Muhakkak olur.
Sadece "o, olmaz ise olmaz"a inanan, inandırmaya çalışan oldukça, olmaz.
Kimler geldi, kimler geçti...
Şimdikilerde er ya da geç geçecekler...
Karizmatik liderliği şişirenlerin de, liderlerinin de karnı elbette patlayacak ve etrafa pis kokular dağılacak.
O günün olmaz ise olmazı "şahsiyetli" olmaktır.
*
Elhasıl tüm zalimlere, götürenlere, kindarlara, ayrımcılık yapanlara, muktedir olup adil olmayanlara sözün özü şudur:
Alma mazlumun ahını,
çıkar aheste aheste...
*
İslamın siyasi çıkarlar için kullanılmasına dair:
"Yezid, kendisine isyan eden Mekke ve Medine Müslümanları üzerine gönderdiği ordunun başına Müslim b.Ukbe namında bir sadisti komutan tayin etti.
H.63 yılında olan bu Harre Vak’a’sında Medine kuşatılmış, binlerce Müslüman katledilmiştir. 700 tanesi ensar ve muhacirlerden olmak üzere binlerce sahabe şehit edilmiştir. Şehitler içinde 25 tane Bedir gazisi de vardır.
Bu Emevi askerleri arasında, Bedir ve Uhud savaşlarının intikamının şimdi alındığını söyleyenler bile çıkar.
( Yezid'in ailesinin büyükleri, Bedir'de Müslümanlar tarafından öldürülmüştü. Muaviye'nin dedesi Utbe b. Rebia, dayısı Velid b. Utbe, kardeşi Hanzala, Bedir'de Hazreti Ali tarafından öldürülmüştü.)
Üç gün boyunca evler yağmalanmış, binlerce kadın ve bakire kıza tecavüz edilmiştir.
Bu tecavüze uğrayan kadın ve kızlardan doğan çocuklara ‘evlad-ı harre’ denilecektir. Sağ kalan Müslümanlardan da, ‘Yezid’in kulu ve kölesi’ olmak üzere zorla biat alınmıştır. Siyasi şirk’in, kula kulluğun en bariz örneği sergilenmiştir.
Mekke’de de aynı zulüm tekrarlanmış, Kâbe mancınıkla taşlanmış, Haccac, Ebrehe’nin yapamadığını yapmış, Kâbe’yi yerle bir etmişti."
Peygamberin dinini hevalarına binek eden bu ilk dönem siyasal güç için islamı kullananların kutsallarına tapınanlar köpürse de bu alçaklığı duyuracağım.
İşte İslam' ı o gün, dünya saltanatlarına alet edinenlerin algısı, gelişip, serpilip, gürbüzleşerek, bu güne kadar gelmiş ve Allah'tan gayrına kutsallık atfetmeyen İslam, siyasal İslamcıların heveslerini malzeme kılınmıştır.
Tabii ki güç en etkili uyuşturucudır ve her bağımlısı, kimi Şii, kimi Sünni ve kimi bilmem ne sıfatlamaları ile Hazreti Adem'den Hazreti Muhammed aleyhisselam'a kadar hiç değişmeden gelen bir ilkeler dini olan İslam'ı emel kağnılarına öküz niyetine koşmuşlardır.
İslam bir ilkeler dinidir ve din ile aldatanlara cehennem vaat eder.
Müslümanların silkelenip, hazreti Ahmet ile tekemmül etmiş İslama dönmekten başka çıkar yolları yoktur ki tüm dünyaya huzurun gelmesi de sadece buna bağlıdır.