Mürşide ASLAN

'Beni yanlış anladınız!'

Mürşide ASLAN

Özgürlük kavramı, kişinin kendi istekleri, düşünce ve kararları doğrultusunda hareket edebilme durumu olarak tanımlanır. Kişinin kendisiyle alakalı olan bu durum ister bireysel, ister toplumsal düzeyde önemli bir kavram olarak haklar, sorumluluklar ve sınırlarla birlikte değerlendirilir.

Geçmişten günümüze gerek bireysel, gerekse toplumsal haklar bağlamında ele alındığında çok fazla anlam kayması yaşadığını görüyoruz. 

Geçmişte daha çok karşımıza erdemler ve değerler çerçevesinde, hak, adalet arayışı için kullanılan kavram, bugün artık öyle bir hale geldi ki toplumsal çatışmaların fitilini ateşleyen, toplumda kaosun ve kutuplaşmanın sebebine dönüştü adeta. Bunu kullanan, buna sığınan bunu kendisine maske yapan insanların özgürlük adına ortaya koydukları tavırlar, görüntüler, fikirler….

Özgürlük dile gelse ‘’ beni yanlış anladınız ben bu değilim’’ diye feryat eder eminim.

Basın yazar, karikatür çizer, kadın giyinmez… 

Yazan devleti hedef alır, sırları ifşa eder, toplumu infiale sürükler; basın ve ifade özgürlüğü der.

Karikatürist çizer, toplumun kutsallarına küfreder, değerleri hiçe sayar; sanat özgürlüğü der.

Öğrenci devletin kurumuna iç çamaşırı ile gider, diğer bütün öğrencilerin dikkatini, rikkatini, görmek zorunda olmadıklarını gözler önüne serer; benim kişisel tercihim, kimseyi ilgilendirmez der.

Lgbtq…. (daha bilmem neler) sokaklarda, caddelerde gösteri yürüyüşleri yaparlar; kişisel tercimiz der.

Bütün bunları yapanlar belli bir kesim ve toplumun çok önemli bir kesimini rahatsız eden tavırlarına sınırsız saygı beklerler.

Dünyanın hiçbir yerinde sınırsız özgürlük diye bir şey yok. Ne teoride ne de pratikte. Mümkün de değil zaten. Çünkü bir kişinin özgürlüğü başkalarının özgürlüğünü ihlal etmeye başladığında orada sınırlar başlar.

Sen istediğin her şeyi yapabilirsin, ama bu başkalarının zarar görmesini, özgürlüklerinin kısıtlanmasını beraberinde getiriyorsa bu özgürlük artık sınırsız olamaz. Toplumda düzenin, barışın ve adaletin sağlanması için özgürlüklerin belli kurallar ve sınırlarla dengelenmesi gerekir.

Her şeyin yazılı kuralı yok, olması da gerekmiyor. Ancak bir toplumun değerleri, hassasiyetleri, kültürel yapısı, normları göz önünde bulundurularak hareket edilmeli. Aksi takdirde bu parçalanmalara, çatışmalara ve güvensizliğe yol açar. 

Bunun böyle olacağını bile bile yapanların ise zaten özgürlük anlayışının samimiyetinden şüphe edilir ve bana göre bu toplumu ifsat etme, zayıflatma, kaos ortamı oluşturma konusunda planlı hareket ettiğini düşündürür. 

 Velhasıl evinde kendi başına ne yaparsan yap. Ama, senin özgürlüğün başkasını rahatsız ettiği yerde biter.

 

Yazarın Diğer Yazıları