Filiz TURHAN

Eleniyoruz

Filiz TURHAN

“İkra” emrindeki derin manalardan birisi de yaşamı kainatı okumak olsa gerek.

Elbistan depremin üzerinden 39 gün geçmiş, sokaklar sessiz ve garip sadece deprem mağdurları insanımız, hayvanımız ve doğamız için çalışmalar yapan gönüllülerin ve araçların sesleri var. Karşınıza çıkan kedilerin bir şeyler anlatmak istercesine miyavlamalarının peşine takılıp gideceğiniz sırada köpeklerin ürkek, mahzun bakışlarına hapsettikleri feryatlarını duyuyorsunuz. Her yerden ayrı seslerin duyulduğu terkedilmiş enkaz uğultuları karşılıyor sizi. Kiminde bir zamanlar nimet olduğu unutulup zimmet bilinen, başlara taç olan, tapılası sevilip rağbet edilenlerin sessiz çığlıkları, kiminde bizi biz yapan insanlığın şükür seslerini duyuyorsunuz.

Enkazların kiminde buna da şükür diyen bir tevekkül görürken kiminde de neden sorusuna cevap istemeyen kırgınlığı görüyorsunuz. Deprem ile ilgili yorumlar, sohbet konuları olmaya başlıyor "... Bina sağlammış ki hiçbir şey olmamış", "... Kolon kesilmeseymiş yıkılmazmış","...   “Nasıl çatlaklar oluşmuş gördün mü”... ? "yan yana iki bina ama biri harap olurken biri ayakta kalmış " 

Binaların sağlamlığını konuşturan depremler imanımızın ölçüsünü de konuştursa ne güzel olur değil mi? Dert, tasa hastalık gibi ferdi musibetlerin ya da doğal afetlerle gelen ikazların elimizle bilerek yada bilmeyerek topladıklarımız olduğunu, bunların imanımızın ölçüsüne göre bizi etkilediğini , " And olsun sizi biraz korku, biraz açlık biraz da mallardan, canlardan ve mahsullerden yana eksiltme ile imtihan edeceğiz. Sabredenlere müjdele." (Bakara, 2/155) Ayetinin sırrına erebilmeyi kadir Mevla bizlere nasip eylesin.  

Sultan 2. Murat Han Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerinin öğrencilerinin yalnız ilim ile meşgul olmaları için onları vergi ve askerlikten muaf tutar. Bunu duyan pek çok kişi Allah rızası için değil de sadece şahsi çıkar için gelip  Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerine öğrenci olmaya başlarlar. Zaman içinde devletin Ankara civarından topladığı vergilerde düşüş olur. Gelir azalınca Ankara’yı yönetmede bir takım mali problemler ortaya çıkar ve askeri düzen bozulur. Bunun üzerine Sultan 2.Murat Han, Hacı Bayram-ı Veli ‘den öğrencilerinin listesini rica etmek zorunda kalır. Hacı Bayram-ı Veli ‘de öğrencilerinden  Kanlıgöl’de toplanmalarını ister.

Meydana  büyük bir çadır kuran Hacı Bayramı Veli Hazretleri gelenlere hitâben:
– ‘Dervişlerim, müritlerim… Bugün Allah'u Teâlâ’ya kurban günüdür. Canını, malını, bu uğurda feda etmek isteyen çadıra girsin!’ der ve elinde bıçakla çadırın önünde beklemeye başlar. Bu sırada topluluktan bir erkek  kalabalığı yararak içeri girer, arkasından Hacı Bayram-ı Veli Hz.’leri de girer, herkes ne olacağını merakla beklerken o da ne! Çadırdan dışarı oluk gibi kan aktığı görülür. Ardından bir de kadın ve bir de çocuk girer içeri, yine dışarı kanlar akar. Bunu gören halk  dehşete kapılarak oradan kaçar. 

Hacı Bayram-ı Veli Hz.’leri içeri girenleri kesmiş değildi. Gece çadırın içine kimseden habersiz  birkaç koyun bırakılmıştı ve kesilen de koyunlardı. Hacı Bayram-ı Veli Hz.’leri yapmış olduğu bu sınav ile talebelerini eler,  dışarı çıkarak Sultana bir mektup yazar ve talebelerinin sayısının iki buçuk olduğunu bildirir.

İman insanın yüreğini kapladığı vakit ne güneşle ısınır ne ay ile aydınlanır. Kaldı ki dert tasa parçalayabilsin, lâkin olur da sızıntı varsa, çatlak ya da delik  olduğunun göstergesidir. Başımıza gelen musibetlere karşı tutunduğumuz tavır imanımızın ölçüsüyle eşdeğerdir. 

Başımıza bela musibet geldiğinde bir tövbe bir şükürdür dilimizin layığı. Bedenin içine hapsolmuş can  bir tövbe ile girip hamd ile çıkan  nefesle özetler bize bunu....

Sabır binası şükür ve tövbe  tuğlası ile, iman binası itikat ve muhabbet tuğlasıyla örülse üstüne de tevekkül ve tefekkür ile çatısı konulsa ne güzel bir hâl olur bize. Bela ve musibetler bazen sınav bazen ikazdır eyvallah lâkin olur da sızıntı varsa çatlak yada delik  olduğunun göstergesidir. Başımıza gelen musibetlere karşı tutunduğumuz tavır imanımızın ölçüsüyle eşdeğerdir. İkazda olsa sınavda olsa amacı kulluğumuzu ortaya koyabilmektir, eleniyoruz canlar imanımızla itikatımızla sınanıp eleniyoruz.  Hak nazarında kalabilmekse gayemiz mü'min tembel olmaz diyelim düştüğümüz yerde kalmayalım.

Rabbimiz, tembelliğin zilletinden korusun, rızâsına muvafık hayırlı işlerde çalışmayı ve insanlığa faydası dokunan şeyleri üretmeyi, çalışkanlığın izzetine ermeyi cümlemize nasip ve müyesser eylesin!
 

Yorumlar 3
Filiz Turhan 04 Nisan 2023 19:03

Mustafa URHAN hocam, sizler tarafından desteklenmek, beğeni alabilmek bizleri çok onure ediyor teşekkür ediyorum.

M.Emre 16 Mart 2023 00:38

Amin inşallah. Yüreğinize, kaleminize sağlık.

Mustafa URHAN 15 Mart 2023 11:07

Ne güzel de ifade etmişsiniz ellerinize sağlık.Bizi tekrar hizaya sokan yazınız için çok teşekkür ederim. Sizin yazılarınızı arkadaşlarımla takip etmeye devam ediyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları