Prof. Dr. Tuncay DİLCİ

Dijital bağımlılığının en yaygın nedenleri nelerdir?

Prof. Dr. Tuncay DİLCİ

İnsanlar birtakım temel ihtiyaçlarını karşılarken elbetteki hayatın her döneminde her istediğine kavuşamamaktadır. Bu durum bireyler için kimi zaman daha ağır bir depresyona veya içinden çıkılması güç bir duruma neden olabilir.

İşte bu noktada yeni bir pencere, yeni bir eğlence ve uğraş alanı, zaman geçirme mekanizması olarak dijital ekranlar karşımıza çıkmaktadır. Bireyin, iş hayatında, ailevi ilişkilerinde, sosyal ilişkilerinde, ekonomik durumunda yaşadığı ya da yaşayabileceği bir takım sorun sallar dijital ekranlara yoğunlaşmasını sağlayabilir.

Amerikan ulusal sağlık enstitüleri verilerine göre dijital nesillere yoğun temas ve bağımlılık düzeyinde kontrolsüz uğraşlar beynin rezonans değerini etkileyerek, beynin çeşitli bölgelerinde olumsuz etkilere neden olabilmektedir.

Söz konusu bu durum aynı madde bağımlılığındaki gibi beyinde şekilsel ilişkileri göstermektedir. Dolayısıyla; dijital bağımlılık sorunu yaşayan ya da dijital temas alışkanlığı bozuk olan kişilerde beynin dopamin Yani zevk veya mutluluk hormonlarıyla beraber, diğer Nero kimyasallarının değiştiği yönünde bilimsel Sonuçlara ulaşıldı ifade edilmektedir.

Buna göre dijital nesne kullanım bozukluğu olan bireylerde keyif verici maddeler kadar zevk uyandırabilen içerik, frekans, rezonans etkileşimine bağlı sunumlar sergilene bilmektedir.

Özellikle ilerleyen zamana bağlı olarak, beynin ödül merkezinde Artan uyarılma ihtiyacı, diğer bir ifadeyle adrenalinle yıkanan beyinler, içerik ve hipnotik tekniklerle zihinsel işgale uğrayarak bir nevi ipotekli beyinleri dönüşe bilmektedir.

Buna göre, aynı veya daha üst düzeyde zevk ve ödül alma duygularını üretmek için daha fazla dijital temas süresi ve yoğunlaşmaya ihtiyaç görülmektedir.

Bu durum, bireyi hayattan kopararak, dijital ekrana bağımlı hale getirebilmek tedir. Bu konuda bir çok kullanıcı; dijital ekran karşısında zaman algısı ve mekan algısı bozukluğu yaşadıklarını ifade etmişlerdir.

Söz konusu bu durumla ilgili ekibimle birlikte yapmış olduğumuz araştırma sonuçlarına göre de özellikle COVID-19 süreciyle beraber yoğunlaşan dijital ekran temas durumuna bağlı olarak zaman-mekan algısına ilişkin yoğun bir bozulma yaşandığı sonucuna ulaşmış bulunmaktayız.

Araştırma sonuçlarına yansıttığı şekliyle; bir çok dijital nesne kullanıcısı fazla temas kurdun farkına varmadan rastlantısal olarak dijital bağımlı hale gele bildiğini, ve bu bağımlılığı tetikleyen depresyon hali, mutsuzluk, yalnızlık ve anksiyete gibi sebeplerden kaynaklı olarak da bağımlı hale geldikleri bilinmektedir. Özetle ifade edecek olursak: 

1. Hayatında olumsuzluk yaşayan bireylerin bir sığınma liman olarak dijital ekranları gördükleri bilinmektedir

2. Depresyon, anksiyeteye gibi ruhsal bozukların bağımlılık eğilimini artırdığı bilinmektedir,

3. Ortopedik ve fiziksel rahatsızlığı bulunan kişilerin hayata açılma penceresi olarak iyi’tan nesneleri ve internet ortamına gördüğü bilinmektedir

4. Aile içi çatışma ve bölünmüş aile sorunlarının bir yansıması olarak çocuklarda kaçış alanı olarak dijital nesne kullanımı ve bozukluğu artmaktadır,

5. Dış dünyanın olumsuz şartlarından kaçmak, ekonomik sebepler ve kendini daha güvende hissedeceği sakin ortam olarak evde dijitalmesine kullanmak isteği dijital bağımlı hale getirebilmek tedir,

6. Dijital popüler kültürün sunmuş olduğu içerikler ve ailenin yanlış tutumu değerlendirmesi dijital bağımlılığı tetiklemektedir

7. Ebeveynlerin dijital nesne kullanımıyla ilgili okuryazarlık becerisi bağlamında yetkin olmamaları ve buna karşınzdan mesleğe yoğun temas halinde olan çocukların dijital okur yazarlık becerisinin iyi olacağı yanılgısı da dijital bağımlılığı körükleyen etmenler arasında görülmektedir.

Selam ve dua ile...

Yazarın Diğer Yazıları