Yusuf KARTAL

Ziraat Cücüğü...

Yusuf KARTAL

Her mahallede bir icadcı olur yani mahalle sakin, sakin dururken bu ıcadcıların yaptığı, yada bulduğu bir şeyle mahalle hemen hareketlenir.İcadcı yani 'mucidler' Kayseri de deyimde vardır 'durup duruken ıcad çıkarma derler'.

Bu ıcadcılardan biri de bizim mahallede İhsan amcaydı mesleğinden midir nedir bilinmez, sürekli mahalleyi ayağa kaldıran icadlar çıkarır onun sayesinde hareketli günler geçirirdik.

Bir gün ihsan amca cücük (civciv) makinası yaptı evinin bir odasında kendi yaptığı makinayla yumurtadan cücük elde etmeye başladı.Biz o zamana kadar tavuklarımızı gürke yatırır onun altındaki yumurtaların kırılmasını bekler biz çocuklar için uzun sayılan bir sürede, civcivlerimiz elimizde olur ne yazık ki anneleri bize sevdirmez, analık duygusu içinde onlara sahiplenirdi..

Sarı sarı civcivler çoğaldıkça ihsan amca onları satmaya başladı.Mahalleli mal bulmuş mağribi gibi ihsan amcanın cücüklerine almak için sıraya girdi. Biz çoçukarda elimize geçirdiğimiz harçlıklara cücük alıp eve getiriyorduk.Makineden çıkan cücükler kapış kapış satılıyordu İhsan amca çıkartdığı bu icadı, sattıkça yüzünde gevrek, gevrek bir gülüş oluşuyordu.Cücüklerin anneleri olmadığı için aldığımız cücükleri büyük bir kutu yada tahta kasanın içinde onlara analık duygusu veren elektiriğe bağlı lamba taklıyordu.O lambanın verdiği sıcaklık onları üşütmüyordu.Cücüklerimize yem su vermekte bizim için büyük keyifti.

Okuldan çıkıp hemen eve geliyor heyecanla yem ve su veriyor onların büyümesini izliyorduk.Tabi bu arada dikkatsizce lambayı tutmaya kalktığımızda elektiriğe çarpılıp bas, bas bağırdığımızda çok oluyordu.

İhsan amca üretiyor para kazanıyor mahalleli cücükleri dolduruyor, başka mahallelerden de gelenler cücükleriyle evlerine mutlu bir şekilde gidiyordu.Mahallenin cücükleri büyüyordu , herkes hangisi horoz, hangisi tavuk olacak diye bakıyor tavuk çok çıkarsa daha çok seviniyordu.

Tam bu esnada herkesin cücüklerinin piliç olduğu zamanda birden bire piliçlere bir şeyler olmaya başladı.Tıkır tıkır sesleri gelmeye bu sesler çoğalmaya  ve ölmeye başladılar.Gıran girmişti piliçlerimize herkes bunu konuşuyordu. Nasıl bir hastalıktı bu piliçlerimiz teker teker ölüyordu.

Eline piliçlerinin ölüsünü alan İhsan amcaya gidiyordu.O da bu hastalığa bir çözüm bulamıyor çaresiz cücüklerimizin tükenişini izliyorduk.O sırada komşulardan biri hastalık diğerlerinede bulaşmadan kesin yiyin dedi.herkes sağ olan piliçlerini kesip kesip yemeğe başladı hergün piliç yemekten mahalleli usandı. İhsan amca iflas etti makine öylece elinde kaldı hurdacıya sattı.Üzüntüsünden komşuların yüzüne bakamadı.Nasıl bir hastalıktı ki, bir icad bulup cücüklerimizi yaşatamadı.

Bizler bıkmıştık artık tavuk eti yemekten, mahalle hep ziraat cücüğünden bahsediyor olacağı buydu diyorlardı.Nedeni doğal olmayan yollardan elde edilen cücükler, hastalıklara dayanamıyorlardı.Normal kürke yatan tavuktan elde dilenler sağlam ve dayanıklı olup gıdaklıya, gıdaklıya yumurta üretimine devam ediyorlardı.Çok çareler arandı hastalık için kümesler kıreçle boyandı, temizlendi ama ziraat cücüğünü kimse yaşatamadı.

İhsan amca o kadar kötüledi ki evini satıp mahalleden taşındı.Bir daha ıcad çıkarmaya yemin etti.Mahalleli zaman zaman bir araya geldiklerinde hep ziraat cücüğünü anlatıp durdular.

O zamanlardan beri doğal yollardan olmayan bir şey için bir deyim oluştu 'ziraat cücüğü'. Yapmacık olan herşey için,çok hastalanan çocuklar , narin insanlar, zayıf hayvanlara 'bu ne oğlum ziraat cücüğü gibi'.

İşte ziraat cücükleri, düşe kalka büyüdükçe, sadece dış görünüş olarak değilde karakter olarakta zayıf insanlar haline gelmeye başladı.Yeteneksiz bu cücükler, zenaatlerden bir haber, meslek bilmeyen, her iş olsa yaparım abi diyen, kozmopolit, bir fikri idolojisi olmayan, cep telefonlarına mahkum  cücükler, neslin zayıflamasına ve yok olma sürecini de başlatmış durumdalar. Kendi kendine yetemeyen,dilekçe yazamayan, mektup zarfının üzerine nasıl yazacağını bilemeyen, müfettişlik sınavlarına giren torpilli cücük efendiler, üniversiteden hala bir cücük halinde mezun olan, bir işi verdiğinde kolay para kazanmak adına rüşvet yiyen, ihalelerde palazlandığını sanıp ahlaken zayıflayan bir cücükler ordusuyla karşı karşıyayız.Bu cücükler ordusu öyle büyümeye devam ediyor ki medeniyeti yediği gibi, kural tanımamazlık adına din, iman,komayıp  google ilmihaliyle dünyaya meydan okuyor.Sosyal medyada kahraman olup, gerçek hayatta hastalıklı tipler olarak uyuz, uyuz yaşıyorlar.Partilere girdiler, politikacı oldular ama cücüklüklerinden vazgeçemediler.Konuşamazlar, yazamazlar, okumazlar sülük gibi birilerinin ayaklarına yapışıp yalakalıkla ömürlerini geçiyorlar.Bir önlem alınmazsa ya da gıran girmesi beklenirse daha da azıtıp çoğalacaklar.

Ziraat cücüklerini bir an önce engellenemez yükselişlerine, birilerinin dur demesinin zamanı gelmiş geçiyor...

Bizden söylemesi...
 

Yazarın Diğer Yazıları