Andımız, Hangi Kutsalın Metni?

TÜM YAZILARI SON GÜNCELLEME: 21 Şubat 2013 09:52

 'İstiklal Mahkemesi' üyeliği yapmış Reşit Galip tarafından 1933 yılında yazılan bir 'Öğrenci Andı' var. Demek her sabah çocuklara okutulan Andımız'ı kim yazmış; İstiklal Mahkemesi Savcısı Dr.Reşit Galip Bey. Daha 'andımız' der demez, önyargıları her tarafını sarmış kardeşlerimiz Türklük'ün değişmez temelinin bu ant olduğunu düşünerek, kaldırılsın diyenlere çeşitli etiketler yapıştırarak eleştiriyor. Bizim kendi cumhuriyetimiz o kadar alelacele kuruldu ki kavramların tanımı bir türlü net olarak yapılmadı. Biz getirdik, sizler sürdüreceksiniz mantığı ile hareket edildi. Sizler düşünmeyin, biz yerinize düşündük, siz sadece bu yoldan gidin, dediler. Yeni ve güzel bir yol biliyorum diyenler ise öldürüldü ya da süründürüldü. Sonra millete dönüp, siz de farklı düşüncelere dalarsanız sonunuz böyle olur dendi. İşte biz buna 'Korku İmparatorluğu' diyoruz. Biz artık korkmak istemiyoruz, vatandaşın da korkmasını istemiyoruz. Bizler bugün Ak Parti'nin veya daha önceki hükümetlerin yaptığı her şeye de biat etmiyoruz. Doğru yapılıyorsa sahip çıkıyoruz, yanlışları varsa düzeltin diyoruz, kabul etmiyoruz. Yanlışta ısrar ederlerse, biz de doğru bildiğimiz şeyleri yapmaları için ısrar ediyoruz. O açıdan Cumhuriyet'in kuruluşunda ve devamında yapılan yanlışlara da bütünüyle, sorgusuz itaat etmemiz beklenemez. Ama itaat bekliyorlar, her şeyin üstünde kendi ideolojilerini görüp bizim de sorgulamadan arkalarından gitmemizi bekliyorlar. Andımız, maalesef söylemde kalmış ve içselleştirilememiş bir metindir. Kaldırılmalı mıdır, işte ona da yine bu halk karar vermelidir. Memleketimizde eğitim gören istisnasız her vatandaşın 7-11 yaş arasında her gün ve her sabah okuduğu metne andımız diyoruz. 'Ant'değil, andımız. Okula başladığımız ilk gün, amacının ve anlamının ne olduğunu bilmeden okuyup durduk, hem de bağıra bağıra asker gibi. Ant içiyoruz,yani yemin ediyoruz. Kim yemin ediyor? 7 yaşındaki çocuk, söylediği sözleri ömrü boyunca tutacağına yemin ediyor. Daha varlığın ne olduğunu, ölümün ne olduğunu anlatamadığımız küçücük bedenlerden varlıklarını armağan etmelerini bekliyoruz. Andımız tartışmasına siyasi açıdan bakmıyorum. Zira olaya siyasi gözlükle bakanlar manadan ziyade kurtarılmış bölgelere dikkat ediyorlar. Andımız'ı savunanların argümanları ise çok vurucu ve susturma amaçlı, damardan giriyorlar. Sen Türk değil misin? diyorlar. Ve şunları söylüyorlar: 3-5 yabancı çocuk istemiyor diye mi kaldıracağız, doğru ve çalışkan olmakta ne zarar var, çocukların ileri gitmesini istemiyor musunuz, atanın açtığı yol bilim yoluydu, çağdaş seviyeye gelmeyelim mi, Türk olmaktan utanıyor musunuz? Daha neler neler… Bu soruları soranlar muhataplarının 7 yaşındaki çocuklar olduğunu unutuyor. Bu çocuğa sabahın eksi derecedeki soğuklarında okuttuğumuz andımızı, yüreklerine işleyebildik mi? Türklüğün ırki temelde değil, kültürel ve kapsayıcı olduğunu söyleyenler diğer kardeşlerimize bunu kabul ettirebildi mi? Avrupa'da milyonlarca kardeşimiz yaşıyor. Şimdi bu Avrupa devletlerinden birisi çıkıp öz evlatlarımıza, yavrucaklarımıza 'zoraki' bir şekilde ant okutmaya kalksa buna karşı çıkarız. Bu bir zulümdür, deriz. Ama tek dişi kalmış ve sadece kendine medeni olan Avrupa dahi böyle bir zorlama içine girmiyor. Geçmeye çalıştığımız muasır medeniyetin bu açıdan gerisinde kalmak hedeflerimize yakışmıyor. Andımızı elbette isteyen istediği gibi okur, illa da bu metni yeryüzünden silelim demiyorum. Ancak çocuklarımıza zorlama bir şekilde okutmak yanlış diye düşünüyorum. Andı okutmak yerine doğruluğun yolu, medeniyetin yolu ciddi bir şekilde anlatılsa daha faydalı olur. Atatürk'ün gösterdiği hedef Batı'yı sollamaktı. Bu sadece Atatürk istedi diye mi yapılacak bir şey. Bir hedefe, bu devlet kurucusu dahi olsa sadece bir şahıs istedi diye mi koşulur? Dünyanın lideri olma hedefi bizlerin kültüründe zaten var. Atatürk de bunu belirtmiş. Türkiye'nin bütün okullarında, her sınıfında, tüm resmi dairelerde, her kağıt paranın üstünde, her okul bahçesinde ve her şehir meydanında 'aynı kişinin' tablosu ve heykeli var. Durun şimdi acele etmeyin. Var mı kardeşim, yazdığımız doğru mu? Evet var ve yazdığımız doğru. Peki bu yapılan doğru mu? Tüm geçmişimizi, medeniyetimizi, kültürümüzü, savaşımızı, barışımızı sadece ve sadece bir şahsın üzerine hibe etmek tüm milletimize yapılacak en büyük hatalardan biri olmaz mı? Olmaz diyorsan devam et, yok hata diyorsan artık kabuğumuzu kıralım, birbirimizi değil. 

SON 5 YAZISI

KAYSO Sanayi Gecesi’nden notlar

06 Aralık 2016 09:44

OKU

Aydın Kalkan, milletin sesidir

07 Ekim 2016 09:03

OKU

Kayseri çözülürse, Türkiye çözülür!

23 Ağustos 2016 10:50

OKU

Kayseri’de neler oluyor, neler olacak?

19 Ağustos 2016 11:13

OKU

Kayseri’de paralel yapı tamamen bitti mi?

03 Ağustos 2016 09:29

OKU