Fethullah Gülen Gerçekten Amerika’da mı?

TÜM YAZILARI SON GÜNCELLEME: 11 Ocak 2013 09:54

 Eldeki mızraklar bırakılmadan üzüm yemek ne mümkün, bağcıya sapla gitsin. Yok eğer o mızrak çuvala sığmayansa hakikatler sizden onlarca yıl sonra da ortaya çıkar. Dokuz köyden kovulunca onuncuya rest çekmeyi başaranlarsa vicdanlı gönüllerde pas tutmayan bir çelik gibi taşınır. Said-i Nursi; ömrü mücadele ile geçmiş, tabir-i caizse kelle koltukta yaşamış ve son nefesini Şanlıurfa İpek Palas Oteli'nin 27 numaralı odasında 23 Mart 1960 günü vermiş bir İslam Alimi. 1960, ehemmiyetli(!)bir yıl. O günden sonra 27 numaralı oda hiçbir müşteriye verilmemiş. Yüceltme ve türbeleştirme amaçlı olduğunu sanmıyorum, bir hatıraya en ulvi saygı hisleriyle yapılmış kabul ediyorum. Mücadele açısından Şeyh Ahmet Yasin ile Said Nursi arasında fark yok. Mekanları cennet olsun, bizleri de onlara inşaallah komşu eylesin, Allah en iyisini takdir eder. Nursi'nin yazdığı eserler ise Kuran'ı çeşitli örnekleriyle anlama yolunda güzellik olmuştur. Bu dünyada yazılmış en önemli eser Kuran-ı Kerim'dir ve ondan önce ve sonra hiçbir kitap, yazılı eser, kanun onun kadar önemli olmamıştır. Kuran yoluna yazılan kitaplar ise yine Kuran-ı Kerim'in mukaddesatı hatrına başımızın üstündedir. Hiçbir yazı ve söz Kuran'dan üstün olamayacağı gibi, hiçbir insan da yine Allah'ın kullarından olan peygamberimizden daha ileri müslüman olamaz. Bu dünyaya gelen son dört dörtlük insan Hz.Muhammed(SAV)'dir ki yine ondan önce ve sonra daha iyisi gelmemiştir, gelmeyecektir. Bu açıdan Mevlana, Yunus Emre, Fethullah Gülen, Said Nursi, Zahit Kotku, İskilipli Atıf ve niceleri Allah yolunun ve peygamberimizin takipçisi ve anlatıcısı, sevdalısı oldukları için gönlümüzün baş köşesine kurulmuşlardır. Allah hepsinden razı olsun. Fethullah Gülen cemaati bugün ciddi manada büyümüştür. Hem mensup sayısı hem de maddi imkanlar açısından Türkiye'nin en nicel cemaati Gülen'e aittir. Peki Fethullah Hoca Amerika'da neden hala duruyor? Cevap çok hem cevap yok. 75 milyonluk ülkenin yarısının oyunu almış Başbakan (bunu tarafgir olarak söylemiyorum) 'Türkiye'ye dön' diye çağrı yaptığında Fethullah Gülen'in hatta bu çağrıya gerek kalmadan gelmesi lazım değil miydi? Bu başbakanın değil, milletin çağrısı idi. Gönül isterdi ki Türkiye'nin en kapsamlı cemaatinin lideri kendi öz vatanına dönsün, fincancı katırları da ürkecekse ürksün. Tabii ki Fethullah Hoca eleştirilebilir, ancak bu ona izansızca saldırmayı gerektirmez. Hele de ulusalcıların 'F'tipi yapılanma sözünü oldum olası menfur bulmuşumdur. İki şeyi ve mahiyetini eleştiremezsiniz: Kuran ve hakk peygamberi(SAV). Gerisi hep angarya… Değerli bir alim olan Fethullah Gülen'in ABD'den yaptığı bazı açıklamalar müslümanları üzüyor. 12 Eylül, 28 Şubat, Mavi Marmara, türban teferruatı, dinlerarası diyalog gibi açıklamaları müslümanların kalbinde ince bir sızı olarak kalmıştır. Evet kendisi de 28 Şubat yüzünden 1999 Mart ayında ABD'ye gitti. Suçu 'laik düzen yerine şeriat getirmeye çalışmak' olarak iddia edilmişti. 2006 yılında ise beraat etti, 2008'de de Yargıtay bunu onadı. Fethullah Gülen gerçekten Amerika'da mı? Şayet gerçekten ABD ülkesindeyse biz onu öz vatanına bekliyoruz. Şimdi dönmemesine o kadar çok gerekçe yazılabilir ki kitap olur. Gönlüm hiçbir gerekçeye meyletmiyor. Dinlerarası diyalog hareketini ise bir müslüman olarak kabul etmiyorum. 'İnneddine İndallahil İslam' Kültürlerarası ve insanlar arası diyaloga eyvaallah; isteyenin istediği dini yaşamasına eyvaallah; haç takana, kippa giyene, cübbe giyene eyvaallah… Ama HAK KATINDA DİN İSLAM'dır. Benim dinimi kabul etmeyenlerle 'dini' bir diyaloğa girmem mümkün değil. Yardıma muhtaç bir gayrimüslime yardım ederiz, işini 'hakikatli' yapıyorsa o işin başına getiririz. Ama o kendi dinini yaşasın ve bırakın biz de kendi dinimizi yaşayalım. Hangisinin HAKK olduğu da ahirete kalsın, bu dünyada cebelleşecek değiliz. Sağcı, solcu, alevi, sünni, Müslüman, Hristiyan diye insanların üstünü çizen ve rızıklarına mani olmaya çalışanların da sonuna kadar karşısındayız. Zalimlere de müşfiklere de de Allah yeter.