TÜM YAZILARI SON GÜNCELLEME: 29 Mart 2017 10:46
Artık hava ısınmaya başladı. Gün uzuyor. Bahar her zamanki gibi sıcaklığı, samimiyeti ve şefkati ile bizi sararken, romantik şapkasını da kafamıza takmaya çalışacaktır. Olup bitenlere kayıtsız kalmamak için, bırakın kafamız güneş alsın da bir ihtimal aydınlansın. Ortadoğu'da, bizi söz sahibi yapmamak için, ABD ve Rusya'nın anlaşabilmesi; Avrupa'nın ittifakı; bu coğrafyada en iyi oyunları kurabilen, silahşor İngiltere; yani ne kadar Müslüman düşmanı varsa yarın ne kadar çirkinleşeceklerinin işaretlerini ortaya koyuyorlar. Aslında savaş çoktan başladı. Savaşın meydanı Ortadoğu. Türkiye kalkan olmaya kararlı. Zira kendi geleceği de bu savaşın sonuçlarına bağlı. Her neyse bunları düşünen ve önlem alanlar var. Milli güvenlik kurulumuzun aldığı kararlar doğrultusunda, dışişleri bakanlığımız ve savunma bakanlığımız, MİT ve ordumuzla gerekeni yapacaktır. Ya içerdeki karışıklık? Hala FETÖ/PDY soruşturmaları devam ediyor. Yeni darbe girişimlerine yönelik dedikodularla bir paranoya oluşturulmaya çalışılıyor. Sokaktaki köpekler bile bunların bir darbe girişimi daha deneyecek cesaretlerinin kalmadığını biliyor da bu dedikodular kimin işine yarıyor anlamıyorum. Her neyse bunları da düşünenler var elbette. Gereken tedbirleri almışlardır. Yukarıda yazdıklarımın hiçbirini, takdir edersiniz ki belediyeler çözmeyecek. Sadece bazı politikalara ayak uydursunlar yeter. Mesela, engelliler için düzenlenmiş erişilebilirlik ve ulaşılabilirlik mevzuatlarına ayak uyduramayan belediyemiz, sık sık konser düzenlemeyi ihmal etmiyor. Bizden başka da dertleriniz var elbette. Lakin önceliklerle ilgili bir sıralama yapsanız, erişilebilirlik en baş sıraya konur. Çünkü kanunun ön gördüğü süreyi aştınız. Ek süre talep ettiniz; o da doldu. Son çıkan yönetmeliğe göre, ek süre talep etme hakkınız da yok. O zaman şu an suç işliyorsunuz. Kanuna aykırı davranıyorsunuz. Kayseri Büyükşehir Belediyesi olarak, özerklik falan mı ilan ettiniz de bu ülkenin kanunlarını, hatta temsil ettiğiniz Ak Parti hükümetinin çıkartmış olduğu kanunu tanımıyorsunuz? Her neyse bunları da düşünenler vardır elbette. Fakat neredeler bilemiyorum. Ey engelli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri! Neredesiniz? Bu kadar ikrar yetmez mi? Sükutu bozmanın vakti gelmedi mi? 2019'u mu bekleyeceksiniz? Daha çok beklersiniz… Yıllardır farklı zamanlarda, farklı vaatler verilmiş, bir şekilde sindirilmiş kardeşlerim! Artık susmayın. Hazırlayın dosyalarınızla çıkın sayın başkanımızın karşısına ve sorun; 'siz bu makamın sorumluluğu altında, engellilerin hakkını yiyorsunuz. Bu konuda ne zaman bir adım atacak ve bizden helallik alacaksınız?' diye… Sorun sorun da bir arada sorun. Önce bir birinizi sevin. Bir sözcü belirleyin. Kalabalık gidin. Bu da sonuç vermez ise hukuki hakkımız olan eylem gücümüzü ortaya koyalım. İşte ülkemizin verdiği, bağımsız, onurlu ve güçlü bir ülke olma mücadelesi gibi, bizler de ilimizde böyle bir mücadele yürütmeliyiz. Çünkü bağımlıyız; çünkü onursal yaşam hakkımız gasp ediliyor; çünkü sürekli erteleniyoruz. Bir olsak güçlü olacağız ve hakkımızı elbet alacağız. Ama siz ne yapıyorsunuz? Karşılaştığınız yerde el pençe divan durup bir de yapmadıkları için teşekkür ediyorsunuz. Herkes çıkartsın romantik şapkalarını da kel görünsün artık. Gerçeklerin acı vermediği bir memleket hayali ile…