Mustafa İLHAN

65 YAŞ ÜSTÜ

Mustafa İLHAN

            Atalarımız boşa dememişler “her işin başı sağlık” diye. Son salgında gördük ki sağlık olmadan ekonomide olmuyor, eğitimde olmuyor. Daha neler neler olmuyor. Ben salgın süresince bağ evimde kaldım. Bağ evinde kalmak bir nimetmiş. Arkadaşların durumlarını göz önüne aldığımda benim çok şanslı birisi olduğumun farkına vardım. O güne kadar bağ evinin olması dolayısıyla bana “ her işin arasında bir de bağ ile mi uğraşıyorsun “ diyerek kimisi kınayarak , kimisi de gıpta ile  söylenen sözlere bu salgın dönemi bir cevap niteliğindeydi.
            Bağda iş bitmiyor. Ağaç budama ile başladığımız işler, çapalama, bağ budama, ağaçları odun yapma, ilaçlama, sulama, sebze fidesi dikme, otunu alma.v.s. sayamayacağımız kadar işimiz oldu. Biz bu işleri önceden de yapıyor ve bir hafta sonuna sığdırıyorduk. Şimdi aheste aheste yaptık. Önceden başkalarından yardım alıyorduk. Bu defa çok az yardım aldık.
            Bunları niye anlatıyorum. Bu yaptıklarımı yapabilmek için can atan 65 yaş üstünün haleti ruhiyesini yansıtmak istediğim için anlatıyorum.
            65 yaş üstünde olanların çoğunun bir kronik hastalığı olduğundan hareketsiz bir hayatları vardır. Çoğunluğu emekli olan bu insanları da ikiye ayırmak lazımdır. Bayan 65 yaş üstü, bay 65 yaş üstü diye. Erkekler eskiden günde birkaç kez camiye gider, markete giderlerdi. Hatta eşleri çoğu zaman git başımdan da biraz temizlik yapayım, gün yapacağım derler ve erkekleri evden kovarlardı. Salgın döneminde ne cami, ne market ve ne de gün kaldı. 24 saat emekli erkekler evde. Bayanların hayatları boyunca karşılaşmadıkları bir durum oluştu. Onlar sabah kalkıp kahvaltı sonrası TV karşısına geçip Müge Anlı izlemek, sonra ev temizliği, bulaşık derken akşam yemeği için hazırlığı şeklindeki yaşamları alt üst oldu. Evvela TV leri ellerinden gitti. Kumandayı bir türlü ellerine alıp da istedikleri kanalı izleyemediler. Salgın haberleri zaten bozuk olan morallerini daha da bozdu. Bazen evde erindikleri için yapıp yemedikleri öğle yemeklerini eşleri için mecburen yaptılar, yediler. Hepsinde tartışmasız kilo sorunu oldu. 
            TV lerde kitap okuduk v.s. dediklerine bakmayın. Kitap dedikleri Kur’an okudular. Eskisinden daha da fazla sayıda hatim indirildi. Kalan zamanlarında Tv lerde belgesel izlediler, antika  eşya ve ev alıp sattılar.
            Bir hafta , bir ay derken üç aydır bu böyle devam etti. Hükümet 65 yaş üstüne sokağa çıkma yasağı olan günlerde birkaç saat sokağa çıkma izni verildi diye duyunca “ alışveriş yapamayıp, istedikleri yere gidemedikten sonra bu izin bir işe yaramaz” diye düşündüm. İzin günü bir de ne göreyim 65 yaş üstü  herkes sokaklarda. Güneşin, gölgenin,  yürümenin tadını çıkarıyorlar. Bu birkaç saat ne kadar da özlenmiş. Bu her izinde aynı şekilde devam etti.
            Bu sırada başta söylediğim hastalıklar katlandı. Kilo nedeniyle şeker hastası olmayanlar şeker hastası oldu. Romatizmalar azdı. Eşler arasında başlayan tartışmalar yaşlarının da etkisi ile arttıkça arttı. Biz anne ve babalarımız ileri yaşa geldiklerinde bazı davranışları nedeniyle “çocuklaştılar “ deriz. Çocuklaşanların arasını bulacak evlatları da yanlarında olmayınca iyice çocuklaştılar. Küslükler kavgalar arttı.
            Gelelim bu yazının gerekçesine. Evet artık evde kalmalarından beklenen fayda, evde kalmalarından doğan zararla kıyaslandığında ne derece fazlalaştığını herkes görebiliyor. Uzmanlarda TV lere çıkıp her konuştuğunda yaşlıların kemik erimesi ve diğer kronik sorunları nedeniyle hareket etmesi gerektiğini söylüyorlar.
            Hükümetten acilen beklenti şu. 65 yaş üstüne ya özgürlük ya da çok daraltılacak kısıtlılık. Mesala seyahat özgürlüğü. Bırakın köyüne tarlasına gidebilsin. Toprağa ayağını çıkartıp, elektriğini boşaltsın, yeşile baksın, parkta yürüyüş yapsın. Cami avlusunda oturmayı yasaklamaya devam edin. Belediye otobüslerine ya tamamen ya da kalabalık olan belli saatlerde binmeyi yasaklayın. Düğünlere, cenaze evlerine gidemesinler. Onları yine koruyalım. Ancak sağlıklarını daha da kötüye götüren, evlerde geçim sıkıntısı yaratan bu yasağa bir şekilde son verelim.  
Allah yar ve yardımcımız olsun.                   
                                                                                              Av. Mustafa İlhan
 

Yazarın Diğer Yazıları