
52 bin kişiye istihdam kapısı
Kasım OKUT
Efendim; öğrendiğimize göre halen ülkemizde elli iki bin iki yüz insanımız maaşlı muhtarlık görevi yapmaktadır. Bu şahısların çoğu emekli kişilerdir. On sekiz bin muhtarımız köylerimizde görev yapıyor. Şu anda yüksek derecede emekli maaşı alan kimseler daha şimdiden muhtar olmak hayaliyle çalışmaya başladılar. Kimsenin özel hayatına müdahale etmeye cesaretimiz olamaz. Ben ülkemin bekası ve selameti için bu vesile ile milli bir teklif sunuyorum. Önümüzdeki muhtarlık seçimlerinde hiçbir emekli şahıs muhtar adayı olmamalıdır. Kayserimizde Ak Parti İl Başkanlığı bu çok önemli milli davayı hükümet yetkililerine iletmelidir.
Üniversiteden mezun olmuş toplum tarafından seviliyor. Daha doğrusu dürüst olarak tanınmış ve biliniyor. Hali hazırda hiçbir işi yok. İşte bu durumda olanlardan muhtar adayları tespit edilmeli ve onlar arasından halkımız muhtarını seçmelidir.
Muhtarlık, devleti temsil eden halka hizmet makamıdır. Aşı, işi, parası, pulu olan kimselerin halka hizmet aşkından bahsetmeleri inandırıcı olamaz. Bunların pek çoğunun sevgisi muhtarlıktan alacağı maaştır. Halbuki gerçekten hizmet sevgisiyle dolu olan ve ilk defa resmi bir iş sahibi olan şahsın çalışmaması veya görevinin önemini idrak etmemesi düşünülemez. Geliniz 52 bin 200 insanımızın istihdamını sağlayarak bir çığır açalım. On binlerce ailenin duasını alalım. Onlara bir bayram havası yaşatalım.
Efendim; emekli insan geçinecek kadar devlet desteği alıyor demektir. Devlet emeklilere mal alsın, mülk alsın diye para vermiyor. İyi kötü geçinsin, yaşasın diye para veriyor. Emekli demek hızlı, hareketli ve yorucu iş hayatını bırakmak, yavaş sakin ve ihtirassız bir iş hayatına başlamak demektir. Emekliler kendilerine uygun bir takım işler bulmalı ve keşfetmelidir. Batı ülkelerinde müşahedelerim odur ki; 80 yaşındaki Hans 60 adet süt ineğine bakıyor.70 yaşındaki Monika 40 adet süt ineğine bakıyor. Her emekli mutlak ülke üretimine katkıda bulunayım diye kendine bir işler buluyor.
Yaş yetmiş, iş bitmemiş!
Bizde tembelliği teşvik eden batıl bir söz var: “Yaş yetmiş, iş bitmiş!“ Oysa Kanuni Sultan Süleyman seksene yaklaşan yaşında Macaristan’daki Zigetvar denilen yeri kuşattı ve orada öldü. Ordu zaferle döndü. Tiryaki Hasan Paşa Kanije Kalesi müdafaasında dokuz bin askeriyle 60 veya 70 bin kişilik haçlı ordusuyla savaşırken 77 yaşındaydı. Binlerce haçlı askeri öldürüldü. Binlercesi esir alındı. Ama savaş kazanıldı. Bu savaşta beş bin vatan evladı şehit oldu. Hele Mimar Sinan’ı düşünelim. İmparatorluğun toprakları üzerinde dört yüze yakın tarihi eserler bırakıp gitti. 98 yıllık ömrünün son yıllarında dahi eserler inşa etmeye devam ediyordu.
Bir kere daha tekrar etmeliyim; insanımız şunu bilmelidir. Artık bir makama gelmek; şan, şöhret edinmek, fors satmak değildir. Bu düşünceler artık eski Türkiye’nin idari zihniyetinde kaldı. Yeni Türkiye sisteminde koltukta oturarak hizmet yapılamaz. Önce amirler sonsuz bir gayretle çalışacaklar, büyük bir aşkla usanmadan koşacaklar. Sonra da aynı hizmetleri memurlarından isteyecekler. Amirler memurlar, ustalar ve işçiler birlikte el ele, gönül gönüle kenetlenerek çalışmak suretiyle üretimde başarılı olunacaktır. Hiç şüphesiz dünyada kabul edilen bir gerçek var. Ülkeler üç önemli iktisadi esasla ilerlemekte ve kalkınmaktadır: Üretim, istihdam ve ihracat. Bunlar olmadan işsizlik önlenemez, fiziki ve ekonomik kalkınma sağlanamaz. Bunların sürekli olabilmesi için milli kültürümüz, milli mefkûremiz istikamet ve üstün ahlaka istinat etmelidir. Bu vesile ile insanın halet-i ruhiyyesini ifade eden çok sevdiğim bir kelamı kibarı okuyucularıma hediye ediyorum.
“Güvenme insanların samimiyetine
Menfaatleri için gelirler vecde
Hak Taala vadetmemiş olsaydı cennetini
Allah’a dahi etmezlerdi secde”