M. Orhan CEBECİ

Bir yıldız daha kaydı

M. Orhan CEBECİ

 “Sevgili Babacığım,
Geriye dönüp baktığımda bana sadece alın teriyle kazanmanın zevkini, emeğe saygıyı, sevgi ve hoşgörüyü, yardım etmeyi nasihatle değil, yardım etmeyi yaşamınla öğrettin. Çıkmazlarımda pusulam, karanlıklarda kutup yıldızım oldun. Hala da hayat rehberimsin. Yaptıkların ve yapacakların için sana teşekkür eder; Saygıyla ve sevgiyle ellerinden öperim. Oğlun Yıldırım Gürbüz 20.06.2010”
Yıldırım Bey, “bu mektup kendi oğluna nasıl ilham veren bir kişi olduğunu göstermesi yönünden benim için çok anlamlı. Onun için yollamıştım.” dedi. Yorumunu siz değerli okuyucularıma bırakıyorum.
Ziraat Yüksek Mühendisi merhum Ali Cenani Gürbüz
 1924 yılında Develi’de dünyaya geldi. Babası Kara Mustafa Oğullarından Sabri Gürbüz, annesi Rejilerden Naciye Hanım’dır. İncesu ve Pınarbaşı ilçelerinde ilkokulu; Develi'de Ortaokulu, Liseyi de Kayseri Lisesi’nde okudu. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinden mezun oldu. Ziraat Yüksek Mühendisi olarak hayata atıldı.
1947 yılında Şerife Yücel Hanım ile evlendi ve üç çocuğu oldu. Develi’de Ziraat Mühendisliği, Gümüşhane, Kırşehir, Bolu ve Kayseri illerinde Teknik Ziraat Müdürlüğü yaptı. Tarım Bakanlığınca Şube Müdürü, Yayım Dairesi Başkanlığı ve Ziraat İş Genel Müdür Baş Yardımcılığı’nda bulundu. Tecrübesinin artması için İsrail’e gönderildi. Kuzey Kıbrıs Federe Türk Devleti’nde Ziraat Teşkilatının reorganizasyonunu yaptı.1981 yılında otuz dört yıl hizmet sonunda emekli oldu. Başarılı hizmetlerinden dolayı Tarım Bakanlığı’ndan on adet takdirname, dört adet şilt, ve ” Üstün Hizmet Ödülü ” aldı.
Eserleri:
Elma Ziraatı ve Türkiye Çeşitleri, Millî Mücadelede Develi ve Ermeniler, Ankara 1996, Mondros’tan Milenyuma Türkiye’de İsyanlar, olaylar ve Bölücü Faaliyetler, Ankara 2006.
 Kadir Özdamarlar ağabey merhumla ilgili bir köşe yazısında onu şöyle anlatır:
“Develi’den mesleğinde ciddi manada yetişen Kazım Canatan gibi büyüklerimizden biri de Ziraat Yüksek Mühendisi Cenani Gürbüz'dür. Yıllar önce ailemiz içinde özellikle halam Fatma Erciyes’in sohbetlerinden adı saygı ve övgüyle geçtiği için öğrenmişti. Aradan yıllar geçti.1993 yılında Ankara’da çıkan “Ankara’da Develi” adlı dergideki “Vakıf Odası” adlı yazısıyla ve yine bir kısım Develi sevdalısı ağabeylerin gayretiyle çıkarılan ”Develi Dışındaki Develiler” adlı kitapta hayat hikâyesini okumuştum. Daha sonra yayınlanan” Milli Mücadele’de Develi ve Ermeniler, Ankara 1996” adlı kitap gerçekten konusunda kaynak kitaplarından biri. Hem Develi ve hem de Türk Tarihi için önemli bu eserini okuduktan sonra merakım iyice artmıştı.”
 Merhum Ahmet Gürlek de A.Cenani Gürbüz’ü bir makalesinde şöyle anlatmıştı:
“Sizlere tanıtmaya  çalışacağım kişiyi birçok Develili yakından tanımaktadır. O, Develi’nin yetiştirdiği  önemli bir ziraatçı: Ali Cenani Gürbüz’dür. Gürbüz, zor koşullarda okuyarak, Ziraat Yüksek Mühendisi olmuş. Hizmet gördüğü  başta Develi olmak üzere  ülke tarımına  yenilikleri  getirerek  önemli  katkıları olmuştur. Bilgi birikimini uygulamaya  koymasını bilmiştir. Hani bir Kayseri türküsünde  söylendiği gibi ‘Diktiği  fidanlar meyveye dönmüştür’. Hasadını görmek çok önemli bir duygu olsa gerekir.”
A.Cenani Gürbüz büyüğümüz, Develi’de  görev yaptığı beş yıl boyunca elmacılık, arıcılık gibi birçok konuda  öncülük yapmış, yörenin kalkınmasına büyük katkıları olmuştur. İşte o günlerden birkaç anısını sizlerle  paylaşmak istiyorum.
Hatıralarından notlar
“Bir gün ilçeye 40 km. uzaklıkta bulunan Öksüt Köyü Muhtarı daireme gelerek köyce elmacılık yapmak istediklerini bildirerek yardımda bulunmamı istedi. Ertesi gün kendisiyle beraber 30 kilometrelik kısmı biri kamyonun üstünde gittikten sonra getirilen bir ata binerek geri kalan 10 kilometreyi de atla kat ettik. Gece köylüler muhtar odasına toplandığında elmacılık konusunda kendilerine her türlü bilgileri verip fidan paralarını da peşin toplamıştım. Sabahleyin araziye çıkarak herkesin bahçesinde fidan yerlerini işaretleyerek geldiğim yoldan Develi’ye dönmek istedim. Köylülerle vedalaştıktan sonra bineceğim atı aradım civarda bir at görünmüyordu. Muhtara sorduğumda atın karnının ağrıdığını ve yerine bir eşek hazırladığını bildirdi. Bu duruma çok kızarak muhtara hakaret edici sözler söyledikten sonra yaya olarak Develi’ye hareket ettim. Serde gençlik vardı. Sanki 30 kilometreyi hiç yorulmadan Develi’ye gelmiştim. Bu köye getirdiğim fidanlar zamanla büyümüş ve köylüye iyi bir gelir sağlamıştı. Zamanla Kayseri’ye Teknik Ziraat Müdürü olarak döndüğümde benden özür dilediler ve köye davet ettiler. Köye giderek meyveliklerini gördüm çok memnun oldum.”
“1955 yılında Gümüşhane  Ziraat Müdürlüğüne  atanarak Develi’den ayrılmıştım. İki yıl sonra Kırşehir iline  naklim yapıldığında mehil müddetimi Develi’de geçiriyordum. Daha önceki yıllarda yaptığım yatırımları görmek  istedim. Ziraat teknisyeninin  otosu ile Epçe Köyü’ne gittik. Araziyi gezerken bir çiftçiye rast geldik. Sebzelerini suluyordu. Yanına giderek konuştuk. Gözümde koyu siyah güneş gözlüğü olduğu için beni tanıyamamıştı. Hatırını sordum. Yer altı suyunu ne zaman çıkardığını meyve fidanlarını ne zaman diktiğini sordum. Evvelki yıllarda ilçemizde çalışkan ve hemşehrimiz bir ziraat mühendisimiz vardı. Adı Cenani Gürbüz idi. Şimdi bir ilde Ziraat Mühendisi olduğunu işittim. Köyümüzde gördüğün bu yatırımlar hep onun eseridir. Allah razı olsun dedi. Ben de onu görsen tanır mısın deyince nasıl tanımam. Köyümüze sık sık gelir, bizleri kalkınmaya teşvik eder, meyvelikleri kontrol ederdi, deyince o kimsenin ben olduğunu söyledim. Hayır o sen olamazsın, dedi. Gözlüğü çıkarmamla beraber beni tanıyarak sarıldı. İşte Türk  köylüsü yapılan iyiliği unutmaz ve vefa sahibidir.”
Milli Mücadelede Develi ve Ermeniler kitabını okudum. Onu çok yakından tanımadığım için üzgünüm. Mesleğinin zirvesinde, vatanını, bayrağını seven, ziraat alanında halkına hizmet etmiş biri olduğunu öğrendim. Cenazesi 7 Ekim Cumartesi günü ikindi namazında Zincirlikuyu Mezarlık Camisinde kılınan ikindi namazında sonra ebedi âleme uğurlandı.
Zaman ayırıp benimle görüşen merhumun kayınbiraderi Ahmet Coşkun Beye, bilgi belge fotoğraflar gönderen oğlu Dr. Yıldırım Gürbüz Beye teşekkür ederim. Örnek alınacak kişiliği ile zihinlerden çıkmayacak, mesleğinin zirvesinde değerli bir hemşehrimiz Cenani Bey. Ne mutlu onun ailesine ve evlatlarına. Allah rahmet eylesin, ruhun şad, mekânın cennet olsun.
 

Yazarın Diğer Yazıları