
Anadolu'da Moğol Tahakkümüne ve İşbirlikçilerine Karşı Bir Başkaldırı: Hatiroğlu Şerafeddin Mesud
Osman GERÇEK
Anadolu, 1071 Malazgirt Zaferinden sonra Türk yurdu haline gelmiş ve Selçuklular burada güçlü bir devlet kurmuştur. Ancak, 1243 Kösedağ Savaşı ile Moğollar Selçuklulara karşı zafer kazanarak Anadolu'yu işgal etmiştir. Kars, Erzurum, Sivas ve Kayseri gibi birçok kent, Moğol istilası altında ağır vergiler ve zulümle karşı karşıya kalmıştır. Moğollar, küçük yaştaki Selçuklu sultanlarını sembolik olarak tahta oturtarak yönetimi yerel işbirlikçilere devretmişlerdir.
Hatiroğlu Şerafeddin Kimdir?
Kayseri’nin İnönü Bulvarı ile Hacılar Yolu’nun kesişim noktasında yer alan, eski Amele Pazarı olarak bilinen yerdeki Hatıroğlu Camii'nin banisi Hatiroğlu Şerafeddin Mesud, Türkiye Selçuklu Devleti'nin önemli bürokratlarından biridir. Pervane Muineddin Süleyman ile birlikte Selçuklu yönetiminde kritik bir rol oynamıştır.
İkili, Moğol yönetiminden kurtulmak için Memlük Sultanı Baybars’ı Anadolu’ya davet etmeyi planlamışlardır. Ancak, Pervane’nin mütereddit ve ikiyüzlü tavırları yüzünden Hatiroğlu ile arası açılmıştır.
Direnişin Başlangıcı
Hatiroğlu, Moğol tahakkümüne karşı direniş gösteren önemli bir figür olarak öne çıkmaktadır. Baybars’ın Anadolu’ya gelişinin geciktirilmesi/gecikmesi üzerine, Hatiroğlu Pervane’ye karşı tavır almıştır. Baybars’ın Moğolları durdurabilecek tek lider olduğuna inanan Hatiroğlu, geçmişteki askeri başarılarıyla büyük bir güven duymaktadır. Moğol ordusunun Anadolu'da yetersiz olması ve Pervane’nin Tebriz’e gitmesi, Hatiroğlu’nu isyan için cesaretlendirmiştir.
IV. Kılıç Arslan’ın kızı Selçuk Hatun’un Moğol hükümdarı Abaka’nın şehzadesi pagan Noyan Argun ile evlendirilmek üzere Tebriz’e götürülmesi, Müslüman halk arasında büyük bir tepki yaratmıştır. Bu durum, Hatiroğlu’nu ve diğer beyleri rahatsız etmiş ve isyan için bardağı taşıran son damla olmuştur.
Hatiroğlu, Baybars’ın Anadolu’ya yaklaşmakta olduğuna dair yanlış bir bilgi alarak isyanı başlatma kararı almıştır. Bu yanıltıcı bilgi, Hatiroğlu’nun harekete geçmesini sağlamıştır.
İsyanın Gelişimi ve Bastırılması
Hatiroğlu’nun liderliğindeki direniş, Kayseri’deki Moğol askerlerine karşı başlatılmış ve Anadolu halkı bu isyana destek vermiştir. Karamanoğulları'nın desteğini de alan Hatiroğlu, isyanını güçlendirmiştir. Ancak, Pervane’nin Hatiroğlu’nun isyanını duyar duymaz 30 bin kişilik bir orduyla Tebriz’den hızlı bir şekilde gelip karşılık vermesi, isyan hareketini engellemiştir.
Hatiroğlu’nun isyanı, Muineddin Süleyman Pervane ve Moğol güçleri tarafından bastırılmıştır. 1276 yılı Ekim ayında gizlendiği Ulukışla kalesinde yakalanan Hatiroğlu, önce ağır işkenceye tabi tutulmuş, ardından idam edilerek cesedi parçalara ayrılarak Anadolu’nun çeşitli kentlerine dağıtılmıştır.
Sonuç ve Anlamı
Moğol tahakkümü ve yerli işbirlikçilere karşı girişilen bu başkaldırı, trajik bir şekilde bastırılmış ve Anadolu’da Moğol hakimiyetinin daha da pekişmesine yol açmıştır. Hatiroğlu, Pervane’nin ikiyüzlü politikalarının ve Baybars’ın zamanında Anadolu’ya yetişememesinin kurbanı olmuştur. İsyanın başarısızlığı, Hatiroğlu ve destekçilerinin hayatına mal olmuştur.
Hatiroğlu Şerafeddin’in isyanı, Anadolu’da o dönemin emperyal gücü olan Moğol tahakkümüne karşı verilen önemli bir direniş örneğidir. Ancak iç politikadaki işbirlikçi ihanetler ve yanlış bilgilendirmeler, bu hareketin başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olmuştur. Hatıroğlu, Moğolların zulmüne karşı durmaya çalışırken, aynı zamanda Pervane’nin ikiyüzlü politikalarının da kurbanı olmuştur. Bu süreç, Anadolu'daki Moğol tahakkümünü derinleştirmiştir.
Kayseri’de bulunan Hatıroğlu Camii, küresel emperyal güçlere ve onların işbirlikçilerine karşı girişilen isyan ateşinin önemli bir sembolü haline gelmiş, beş vakit kılınan namazların tahiyyatında sağ elin baş parmağının ‘Eşhedü enlâ’ diyerek kaldırılması, o günün baş kaldırışına manevi bir destek olarak ayrı bir anlam kazanmıştır.