Türk Harb-İş Sendikası'ndan tabutlu eylem
Türk Harb-İş Sendikası Kayseri İl Başkanlığı tarafından tabutlu eylemde bulunuldu. Sendika tarafından yapılan açıklamada, 'Bizler, eline geçmediği maaşların vergisini veren kamu işçileriyiz. Dünyada da bir örneği yoktur arkadaşlar. Aynı baba, diğer evladından ise eline geçtiği paranın bile vergisini tam olarak almıyor. Buradan soruyorum: Adalet bunun neresinde? Umuyoruz ki bu yanlıştan bir an önce dönülür ve adil bir vergi sistemi gelir' denildi.
Türk Harb-İş Sendikası Kayseri İl Başkanlığı, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü maksadıyla Cumhuriyet Meydanı'nda tabutlu eylem gerçekleştirerek basın açıklamasında bulunuldu. Sendika tarafından yapılan açıklamada, 'Bugün burada; savunma sanayiinde çalışan kardeşlerimin daha adil ve sürdürülebilir çalışma ortamına kavuşması, ekonomik refaha ermesi, aynı zamanda birlik, dayanışma ve haklarımızın alınmasını haykırmak için toplandık. Değerli basın mensupları, Malumunuz olduğu üzere faaliyet gösterdiğimiz iş kolu, savunma sanayiini kapsayan çok önemli bir iş koludur. Bu iş kolu, ülkemizin bugünü ve geleceğini doğrudan ilgilendiren en önemli işlerdendir. Savunma sanayisinde; havada, karada, denizde, her zaman ve her yerde, gerek tezgh başında gerek operasyon bölgesinde mesai mefhumu gözetmeksizin çalışan, ülke savunmasında tankları yürüten, uçaklarımızın bakım ve modernizasyonlarını yapan, denizaltı ve MİLGEM'leri imal eden, Fırtına obüsleri üreten, akıllı mühimmatı akıllı yapan biz savunma sanayi işçileriyiz. Ancak gelin görün ki, devletimize bunca katma değer üreten, millî savunmada yerli ve millî hedefimize ulaşmak için binbir emek ve özveriyle çalışan üyelerimiz, dışarıdaki emsallerinin neredeyse üçte biri maaşla çalışmaktadır. Evet, yanlış duymadınız! Emeğe emek katıp değere değer katan, savunma sanayisinin zirveye taşınmasında en büyük rolü oynayan arkadaşlarımız bugün 38-39 bin TL maaş almaktadır. Daha da kötüsü, bu maaşları önümüzdeki aydan sonra da göremeyeceğiz. Nedeni ise neredeyse her iki ayda bir girdiğimiz vergi dilimleri. Önümüzdeki ay yüzde 27 vergi dilimine giriyoruz. Bunun anlamı, maaşımızın neredeyse üçte birinin vergiye gittiğidir.Bizler, eline geçmediği maaşların vergisini veren kamu işçileriyiz. Dünyada da bir örneği yoktur arkadaşlar. Aynı baba, diğer evladından ise eline geçtiği paranın bile vergisini tam olarak almıyor. Buradan soruyorum: Adalet bunun neresinde? Umuyoruz ki bu yanlıştan bir an önce dönülür ve adil bir vergi sistemi gelir' İfadelerinde bulunuldu.
'EMEK EN KUTSAL DEĞERDİR VE BİZ BU DEĞERLERİ KAYBETMEK İSTEMİYORUZ'
Eşit işe eşit ücret ödenmesi gerektiği vurgulanarak yapılan açıklamada, 'Kıymetli arkadaşlar, malumunuz 2025 sözleşme dönemindeyiz. Maalesef her sözleşme döneminde olduğu gibi birileri çıkıp işçi maaşları ile ilgili yalan yanlış bilgiler vererek emekçi kardeşlerimin üzerinden yine 'zam alma' derdine düşmüş. Onlara tek diyeceğim şey: Yazıklar olsun! Buradan o birileri bilsin ki bizlerin kimsenin maaşıyla bir derdi yok. Tek derdimiz, eşit işe eşit ücret ödenmesi. Kimseye 'fazla alıyor' diyemeyiz ama kendi maaşlarımıza baktığımızda, hakkımızın yarısını bile maalesef alamıyoruz.Bir zamanlar çalıştığımız işyerlerinde hem sosyal hem ekonomik yönden çok daha iyi durumdayken, geldiğimiz noktada bu durumun daha iyiye gitmesi beklenirken maalesef çok daha kötü durumlara düşülmüştür. Bu durumun, içinde bulunduğumuz 2025 Kamu Çerçeve Protokolü ile düzelmesini; eskiden olduğu gibi sosyal ve ekonomik yönden haklarımızın yeniden verilmesini istiyoruz. Buradan hükümetimize de sesleniyoruz: 27 Şubat'tan bu yana neden hl emekçiler için ücret teklifi yapmadınız? Gözü kulağı sizlerde olan bu emekçileri neden yok saymak derdindesiniz? Şunu çok iyi bilin ki, her zaman olduğu gibi doğru kazanacaktır ve bu doğru, alın teriyle gecesini gündüzüne katan emekçi kardeşlerimin hakkıdır.O yüzden en doğru kararı vererek bir an önce hak ettiğimiz maaşlar için gerekeni yapın. Özellikle son iki yıldır verdiği mücadeleyi, aldığı riski ve emeklerinin karşılığını alamadıklarını düşünen arkadaşlarımızın her geçen gün iş yerlerimizden istifa ettiklerini, emeklilik günü dolan abilerimizin beklemeden emeklilik dilekçesi verdiğini ve bu durumun iş yerlerimizin geleceği için olumsuz sonuçla getireceğini, bu tutumla devam edilirse ilerleyen süreçlerde tecrübenin kaybolacağını tüm muhataplarımıza anlattık.Daha da kötüsü; içinde bulunduğumuz 2025 Kamu Çerçeve Protokolü'nde de hakkımızı alamazsak, maalesef kalan arkadaşlarımızın da tek düşünceleri istifa etmek olacaktır. Emek en kutsal değerdir ve biz bu değerleri kaybetmek istemiyoruz' ifadelerinde bulunuldu.