Her din mensubunun bir ibadet yeri vardır. Müminlerin de ibadet yeri Cami ve mescidlerdir. Cami ve mescidler Allah'ın evi Beytullah'ın şubeleridir. Onları imar etmek imanın gereği olduğu gibi imar edildikten sonra oraya gitmek de imani bir vecibedir. Zira Hazreti Muhammed (sav) iki gözü de a'mâ olan Abdullah ibn Ümmi Mektum'a 'Camiye gelmesem olur mu?' talebine ruhsat vermemiştir. Olay aşağıdaki şekilde cereyan etmiştir.
Abdullah b. Ümmü Mektûm'dan (r.a.) şöyle rivayet edilmiştir. Hazreti Muhammed'e (sav)
“Ey Allah'ın (c.c.) Rasûlü! Ben iki gözden a'mâyım. Evim uzaktır. Elimden tutup beni mescide getirecek bir kimse var ama benim emrimde değil. Bana namazlarımı evde kılmak için izin verir misin?” deyince; Hz. Muhammed (sav)
“Sen ezanı işitiyor musun?” diye sordu. Ben:
“Evet” dedim.
Hz. Muhammed (sav): “Senin ruhsatın/iznin yoktur” buyurdu. (İmam Ahmed, Ebu Dâvud, İbn Mâce ve İbn Huzeyme)
Bir diğer hadis-i şerif'te de:
“Ey Allah'ın (c.c.) Rasûlü! Benimle mescid arasında hurma bahçeleri ve diğer ağaçlar var. Elimi tutup getireni de her an bulamıyorum. Acaba namazı evimde kılsam olur mu?” diye sordum.
Hz. Muhammed (sav):
“Sen kamet sesini duyuyor musun?” diye sordu.
“Duyuyorum” dedim.
Hz. Peygamber (sav):
“O halde namaza gel” buyurdu. (Terğib, I/238; İmam Ahmed, Abdullah b. Ümmü Mektum'dan (r.a.))
Ebû Hüreyre'den (r.a.) rivayet edildiğine göre Hz. Muhammed (sav) şöyle buyurdu:
“Bir kimse evinde güzelce temizlenir, sonra Allah’ın farzlarından bir farzı yerine getirmek için Allah’ın evlerinden birine giderse, attığı adımlardan her biri bir günahı siler, diğer adımı da onu bir derece yükseltir.”
Muhterem kardeşlerim unutmayalım ki hem kendimizi hem de ehlimizi kurtarmakla sorumluyuz. Zira Yüce Allah şöyle buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim.
6.Ayet: "Ey inananlar! Kendinizi ve ehlinizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır." Tahrim Suresi
Hâsılı kelam resmi görevi olan, olmayan bütün müslümanlara çağrımdır. Ayrıca unutmamalıyız ki; her müslüman dininin görevlisidir. Biz müslüman mahallesinde Elhamdulillah Müslüman olarak yaşıyoruz ve Elhamdulillah beş vakit ezanlarımızın okunduğu camilerimiz var. Allah rızası için camileri öksüz, yetim bırakmayın. İmkânınız varsa her vakit, eğer imkânınız yoksa günde en az bir vakit namazı size en yakın camide kılmaya çalışın. Muhterem Hocamız Mesut Türkoğlu Bey'in de davetinde belirttiği gibi her daireden bir kişi gelse camiler dolup taşar. Lütfen bir mazeret yoksa, camilere gitmemezlik yapmayın. Çünkü camiler Allah'ın evi. Günde beş vakit size yapılan Çağrı/ Ezan imana, ibadete ve kurtuluşa çağrıdır. Haydi namaza, haydi kurtuluşa.
KURTULUŞ ÇAĞRISI BU
Bütün mü'minlere ithafen
Bu çağrıya kulak verin;
Hakk'a kulluk çağrısı bu!
Günde beş kez tekrarlanan,
Ne de güzel bir çağrı bu!
Duymaz mısın bu çağrıyı?
Hakk'a kulluğa çağrı bu!
Kurtuluşa davet eden,
Ne de güzel bir çağrı bu!
Dinin temelleri olan,
Şehadetler vardır onda.
Namazlara davet eden,
Ne de güzel bir çağrı bu!
İki gözü a'mâ olsa,
Ruhsat yoktur duyanlara,
Mü'min kula hitab eden,
Ne de güzel bir çağrı bu!
Kimi ateşe çağırır,
Kimi de Cennet yurduna.
Cennet yurduna çağıran,
Ne de güzel bir çağrı bu!
Yaratılış gayesini,
Muhibbi Rasul unutma!
Son cümlesi tevhid olan,
Ne de güzel bir çağrı bu!
Dr. Resul Coşkun
T. C. Kültür Bakanlığı Halk Şairi
24 Temmuz 2025