Ekrem Nazlı

Sosyal medya, TikTok ve Gaga Bulut Olayı

Ekrem Nazlı

Sosyal medya ne acayip. Hayatımıza girdiğinden bu yana değerlerimizi etkiledi, sosyalleşme biçimini etkiledi, iletişim ve etkileşim biçimlerimizi de etkiledi. İyi mi oldu kötü mü oldu noktasında bir ayrım yapmak zordur aslında. Daha doğrusu, böyle bir mecranın varlığını ‘siyah-beyaz’ kadar sert bir ayrımla kategorize etmek ne derece doğru tartışmalıdır. Her ne kadar internetin ilk ‘çıktığı’ dünyaya açıldığının altında yatan temel sebebin küreselleşme süreci olduğu gerçeği olsa da, kitleler açısından değerlendirildiğinde bu yeni mecranın çok farklı bir yeri vardır. Sosyo-kültürel bir değişim gerçekleşti ancak bu değişimin iyi kötü şeklinde değerlendirilmesi ancak konuya göre belirlenebilir.

İYİ/OLUMLU YÖNLERİ: Genel olarak internet, özelde sosyal medyanın olumlu yönlerinden bahsedilirken, demokrasi açısından değerlendiren vardır. Medyaya alternatif bir ortam olması sebebiyle, insanların kendi hesaplarını açarak, ‘fikir, yorum’larını yaymaları, bir takım içeriklere anında geri bildirim yapılabilmesi, gerçek dışı enformasyonların yayılımına karşın, gerçeği yansıtan içeriklerin yayılarak bir takım propaganda faaliyetlerinin, manipülasyonların boşa çıkarılması, bilgilendirme, duyuru, kitleleri bir araya getirme, haber verme, bireylerin gazeteci gibi içerikler üretip yaymaları gibi çok fazla olumlu sayılabilecek kullanım yönleri var. Kamuoyu oluşumunda da etkili bir mecra sosyal medya/internet. Mecranın sunduğu olanaklar doğrultusunda bir konu başlığında dileyen istediğini yazabiliyor ve ‘demokratik katılımı’ gerçekleştirmiş oluyor. Normal şartlarda bir kişinin ulaşmak istediği kurum ya da kişiye ‘derdini’ iletmesi zaman olarak ve fiziken zor olduğu halleder ise, internetin olduğu sosyal medya hesabının olduğu bir ortamda anında ulaşmak konusunda da ‘olumlu’ olduğu şeklinde değerlendirilebilir.

KÖTÜ/OLUMSUZ YÖNLERİ: Başta değinildiği gibi sosyal medya ya da internet dediğimiz olgu ‘sütten çıkmış ak kaşık’ değil muhakkak. Çünkü mecrayı sadece ‘iyi kalpliler’ kullanmıyor. Yalan haber yayan, virüs yayan, hesapları çalan ‘hackerlar’, kitleleri bir ideal etrafında toplamak ya da o ideale yönlendiren çalışmalar, kamuoyu fikrini yönlendirmek çarpıtmak, siber güvenlik noktasında kişisel bilgilerin kime kimlere ulaştığı ve saklandığı, hukuka aykırı içerikler gibi çok sayıda maddeyi sayabiliriz. Bir kullanıcı olarak, sosyal medyada internette karşılaştığımız içeriklere karşı sorgulayıcı ve araştırmacı bir şekilde yaklaşmadığımızda, tıpkı geleneksel medya karşısında olduğumuz gibi, tek yönlü ve ‘teyit’ edilmemiş içeriklere maruz kalabiliyoruz ve bu içeriklerin ‘dayatmalarını’ bir süreliğine doğru kabul ediyoruz. Bir süreliğine derken bu zamana da yayılabilir elbette. Bir yalan, yıllarca doğru olarak kabul edilebilir mesela.

KAMERA KARŞISINDA RAHATLIK, İNSAN KARŞISINDA UTANGAÇLIK: TİKTOK’TA FARKETTİKLERİM
Yeni yeni sosyal medya ortamları üretilmeye devam ediliyor. İçeriği başka başka formatı başka başka. Kullanıcılarına yeni deneyimler sunan ortamlar üretiliyor. Sosyal medyayı kullanım amaçlarından olan eğlence faktörü, bir uygulamada daha çok ortaya çıkıyor sanki. Nedir bu uygulama? Son zamanlarda çokça popüler olan TikTok adlı uygulama. Diğer sosyal medya ortamlarında olduğu gibi bu uygulamanın da bir yaş sınırı yok aslında. Tabii kullanım açısından muhakkak var. Ancak demek istediğim kamera önüne çocuğundan yaşlısına dek farklı yaş ve anlayışta insanlar geçiyor. Takip edebildiğim kadarıyla uygulamada arka fonda çalan müzik ya da repliklere kullanıcılar, kendisi ‘oyuncu’ ya da ‘taklitçi’ oluyor ve arkada çalan ne ise onu kendince yorumlayarak videoya alıyor. Bir nevi öncekini yeniden yorumlayarak yeniden üretiyor. Popüler olan içeriğin yeniden üretilmesiyle yeni bir popülerlik kazanılmaya da çalışılıyor ayrıca. Ancak herkesin popüler olmak gibi bir kaygısı vardır yargısını çıkaramayız. Çünkü sadece eğlenmek amacıyla bu videoları çekenler olduğunu unutmamak gerekiyor. Neyse. Uygulamada dikkatimi çeken bir husus vardı. Dedik ya bizde bir değişim oluşturdu sosyal medya diye. Mesela çekingen içine kapanık bir çocuk düşünelim. Bu çocuk sosyal medyayla birlikte ‘sosyalleşiyor’, ‘özgüveni’ artıyor sanal ortamda. Kastım şu, kamera karşısında bir şeyler konuşurken ya da bir repliği herhangi bir şeyi canlandırıken herhangi bir çekingenlik yaşanmıyor. Ancak kamera kayda devam ederken kameraya bakarak ‘işine’ devam eden çocuğa baktığınızda göz göze geldiğinizde çocuk utangaçlık duyuyor! İlginç! Binlerce kişinin izleyebileceği bir mecraya hiçbir çekingenlik utangaçlık göstermeden kameraya, sanala taklitler yapan, şarkılar söyleyen, türlü meddahlıklar yapan kimi çocuklar, insanla/canlı olanla etkileşime girdiğinde o anın büyüsü bozuluyor adeta! Bu durum ilginç değil mi? Sanal profillere mahremiyetimizi ve özel alanımızı, kapıları sonuna kadar açıyoruz ancak aynı aileden bir bireyle o anı kayda alırken göz göze gelinde, utangaçlık duyuyor, hal ve hareketlerine bir çeki düzen verme ihtiyacı duyuyor! Nedir bu sosyal medyanın bize sunduğu ‘özgüven’, ‘rahatlık’, ‘çekinmemezlik’, ‘sanal doğallık’ vs. (Aynı uygulamada yapılan Mustafa Kemal Atatürk büstü karşısında yapılan eylemi sonra değerlendiririz)

GAGA BULUT OLAYI VE ÇOCUKLARIN İSTİSMARI KONUSU
Gaga Bulut lakabı, ismi Bulut Altuğ. Haberlerden ve sosyal medyadan tanıyorsunuz. Altuğ çektiği bir videodan dolayı tutuklandı. Ama o videoda yaptırdıklarından dolayı tutuklandı. Bunu belirtmemin sebebi, “bu ülkede özgürlük yok kardeşim, isteyen istediğini yapsın, eğlenmek için videoda mı çekmeyecez” gibisinden fikirleri olan “bırakınız yapsınlar”cılar olduğunu bildiğim içindir. Altuğ, yaşam tarzıyla tercihleriyle, paylaştıklarıyla takipçilerine kendisinin başrol olduğu bir gösteri sunuyor. Kendi tercihlerine bir şey demeden, son olay üzerinden yorum yapmak gerek. Kendisi bir sosyal medya ‘fenomeni.’ Bir fenomen nasıl olur da yaptığı video ve paylaşımların içeriğini düşünmeden, ölçüp tartmadan hayata geçirir? Paylaştığı YouTube videosunda elindeki küçük kartlarda kendi deyimiyle ‘görevler’, ‘challenge’lar hazırlamış ve denk gelen kişilere kartta yazanı yapması halinde kendisine para vereceğini söyleyerek videosuna devam ediyor. Başta eğlenceli geliyor tabi. Ancak o kadar saçma bir ‘görev’ yazmış ki karta, çocuklara para ‘hediyesini’ söyleyerek iradelerini ve rızalarını etkileyip karar alma biçimlerini değiştiriyor hem de istismara kadar gidiyor. Videoyu izlediğimde ‘gaga bulut’un davranışları ve çocuklara yönettiği sözleri, yapmaya yönlendirdiği eylemleri görünce böyle saçmalıkların hangi akılla yapılabildiğini anlayamadığım gibi çok da şaşırdım! Çünkü bu bir cürettir. Instagram hesabından canlı yayınında yabancı ülkelerde gerçekleştirilen içerikleri Türkiye’de denemek istediğinden filan bahsediyor. Bu YouTube nasıl bir şey de sırf ‘izlenmek’, ‘eğlenmek’ için çocukların birbirini öpmeleri gibi bir eylemi yaptırtabiliyor! Mecranın kendisi değil suçlu olan hatalı olan. O mecrayı kullananın zihniyeti, kullanım amacı, beklentileri vs. gibi kriterlere göre değişiyor bildiğiniz gibi. Videodan daha fazla bahsederek yaşanan bu saçmalığı ve istismarı yenilemeye gerek yok. Hele ki ‘fenomen’ olduğunu düşünerek ve ‘sosyal medya özgürlüğü’ gibi şeylerle bu olayın meşrulaştırılması kabul edilemez. Çünkü başından o kartlara öyle bir maddenin yazılmasında başlıyor olay. Yani balık baştan kokuyor! Kimilerine basit gelebilir, normal gelebilir ancak dar bir bakışla değerlendirmemek lazım. Ülke gündemine gelmesi, YouTube’da her yaştan kişiye bu videonun açık olması, örnek olma gibi bir durum teşkil etmesi gibi durumları düşünürsek bir anlamda olay çok ciddi. Sonuç olarak, video tam bir saçmalık, ‘challenge’ ve ‘eğlence’ videosu sarhoşluğu ve sorumsuzluğu doğrultusunda çıkan, istismara yol açan bir video. Neyse ki hukukta karşılığı vardı da, tutuklandı. Her ne kadar video aracılığıyla gerçekleştirilen fiilin yanlış olduğunu ve istismara sebep olduğunun farkında olsam da, elbette yargılama sonucu beklemek ve erkenden suçlamamak gerekiyor. Yaptığımız yorumlar, sosyal medyanın, ‘fenomenliğin’, ‘eğlence’nin, ‘düşüncesizliğin ve sorumsuzluğun’ nelere yol açabileceği ve öngörülebilir sorunların teğet geçilmesinin yol açtığı durumlar. Bakalım sürecin sonunda neler olacak ve daha yeni ne gibi gelişmeler yaşayacağız.
 

Yazarın Diğer Yazıları