Doç. Dr. Topaloğlu: 'Anoreksiyalı bireyleri yargılamak semptomları artırır'
Yeme bozuklukları arasında bulunan ve tehlike arz eden anoreksiya nervoza ile ilgili bilgiler veren İç Hastalıkları Uzmanı, Doç. Dr. Ulaş Serkan Topaloğlu, 'Bu hastalığa sahip kişiler kendilerini sık sık gıda alımından mahrum etmekten tamamen açlığa mahkum etmeye kadar geniş bir kadrajda gözlemlenebilir. Sıklıkla ergenlerde ve genç kızlarda görülmektedir. Bu hastalığa sahip olan bir kişiye şahit olduğumuzda yapacağımız en büyük hata onları yargılamaktır' dedi.
Anoreksiya nervoza, kişinin kilo alma korkusuyla aşırı derecede kilo vermeye çalıştığı, yeme alışkanlıklarını kısıtladığı psikiyatrik bir yeme bozukluğudur. İç Hastalıkları Uzmanı, Doç. Dr. Ulaş Serkan Topaloğlu ise hastalık ile ilgili bilgiler vererek, 'Bu hastalık kişinin idealize ettiği kiloya ulaşma çabası ve bu bağlamda yaşadığı kaygıdan kaynaklı oluşan bir yeme bozukluğudur. Yoğun bir huzursuzluk ve genel bir motivasyon kaybının eşlik ettiği iştahsızlık esastır. Aşırı kilo kaybı, kısırlık, kemik erimesi, depresyon olaya ikincil olarak eşlik eden durumlardır. Bu hastalığa sahip kişiler kendilerini sık sık gıda alımından mahrum etmekten tamamen açlığa mahkum etmeye kadar geniş bir kadrajda gözlemlenebilir' diye konuştu.
HASTALIĞA SAHİP OLAN KİŞİLERE YAKLAŞIM NASIL OLMALI?
Bu hastalığa yakalanan kişilere karşı olumsuz yaklaşmamak gerektiğini belirten Uzman Topaloğlu, 'Bu hastalık sıklıkla ergenlerde ve genç kızlarda görülmektedir. Bu hastalığa sahip olan bir kişiye şahit olduğumuzda yapacağımız en büyük hata onları yargılamaktır. Zira vereceğimiz her türlü telkin veya yaptığımız tenkitler onlardaki semptomları daha da alevlendirmektedir. Aksine yapacağımız en büyük iyilik ise onları anlamaya çalışmaktır. Etkin bir dinleme ve yargılamasız içtenlikle yapacağımız bir kulak verme onlarda öz farkındalık oluşturacaktır.. Dahası bu şekilde yaptığımız bir eylem onların bir uzmana yönelmeleri için cesaret verecektir' şeklinde konuştu.
'MUTLAKA SAĞLIK KURULUŞUNA BAŞVURUN'
Topaloğlu, hastalık belirtisi oluştuğunda mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini ifade ederek şunları söyledi: 'Kişilerde bu hastalık var mı diye şüphelendiğimizde, bu kişi kendimiz de olabiliriz bir yakınımız da olabilir, öncelikle sakin olmalıyız. Çünkü günlük hayatın akışı içerisinde de ruhsal değişimlerimizden kaynaklı geçiş olarak bu duruma muzdarip olabiliriz. Bu durum bazen süreklilik de arz edebilir. Dahası iç organlarımızdan kaynaklı basit ya da ciddi bir hastalığın belirtisi de olabilir. Bu konuda ve her konuda daha detaylı bilgi almak için sağlık kuruluşlarınıza ve hekimlerinize başvurulmalıdır.'