Ekonomist Uzunoğlu 'Merkez Bankası'nın son 2 yıllık görev zararı 40 milyar Dolara ulaştı'

Ekonomist Ömer Uzunoğlu, 'Çok açık ifade edeyim yılbaşında enflasyon büyüme, ihracat rakamları ile ilgili hiçbir gerçek doneye ulaşamadık. Hep düşünmediğimiz noktaya doğru savrulduk. Ben bu gidişatın çok normal olmadığının farkındayım Merkez Bankası'nın son 2 yıllık görev zararı 40 milyar Dolara ulaştı' dedi.

Ekonomist Ömer Uzunoğlu, ekonomide hedeflenen noktaya ulaşamadıklarını belirterek; 'Öncelikle yaşadığımız Türkiye'de enflasyon oluşturan 3 temel unsur var. Bunlardan birincisi benim gördüğüm kadarıyla kiralar, bir diğeri sağlık problemimiz, üçüncüsü de eğitimdeki harcanan paralar yani özel okulların maliyetleri. Gerçek anlamda ekonomide dinamik oluşturan temel unsurları meydana getiriyorlar. Genel anlamda baktığımızda, bizim yılbaşına göre ulaştığımız nokta hayal ettiğimiz nokta değil. Çok açık ifade edeyim yılbaşında enflasyon büyüme, ihracat rakamları ile ilgili hiçbir gerçek doneye ulaşamadık. Hep düşünmediğimiz noktaya doğru savrulduk. Ben bu gidişatın çok normal olmadığının farkındayım Merkez Bankası'nın son 2 yıllık görev zararı 40 milyar Dolara ulaştı. Bu çok ciddi bir rakam. Bir diğer açıdan baktığımızda insanların yalnızca rant geliri olanlar hariç tamamına yakını da neredeyse mutsuz olduğunun farkındayız. Yine bir diğer açıdan da yılbaşında hesaplanan gelecek enflasyona göre belirlenen rakamları ve buna göre de fiyatları ayarlayan insanların yani sabit gelirler başta olmak üzere yine çok mutsuz olduklarının farkındayız. Çünkü söylenen rakamların, hedeflenen rakamların, enflasyon konusunda büyüme konusunda hiçbirisi gerçeği yansıtamadı' şeklinde konuştu.

Ekonomist Uzunoğlu, ticari kredilerin ödenmeme oranının arttığını dile getirerek; 'Yine çok ilginç bir rakam vereceğim; 19 Mart sonrası 7 haftada ticari kredilerdeki bozulma yani protesto ve ödeyememe zorluğunun yüzde 15 arttığını resmi rakam olarak arttığının farkındayız. Bu şu demektir; Türkiye'de ilk kez ticari kredilerin ödenmeme oranı bireysel kredilerin üzerine çıkmıştır. Gerçekten bu çok düşündürücü bir şey ve son 20 yılda ticari kredilerin ortalama faizi yüzde 19,70'lerde iken günümüzde yüzde 70'li rakamlarla ifade edebiliyor. Bu kadar anormal farklılıklar var. Bir de şu gerçek var biz zannediyoruz ki yalnızca para politikalarıyla Türkiye'de ekonomi yürür maalesef yürütebilmek mümkün değil maliye politikasını reel anlamda hayata geçiremiyoruz. 2021 yılında somut örnek vereyim. Ben ticari krediler yüzde 13, yüzde 12 hatta 14'lerle ifade edilirken yine Türkiye'de istenilen oranda yatırım üretim, istihdam ve ihracat olmuyordu. Yani tek bacağı yalnızca faizleri baz alarak ekonomik kalkınma yapabileceğinize inanıyorsanız, ben yanıldığınızı çok rahatlıkla söylerim. Bunu destekleyen diğer mali unsurlar ve para politikası dışında maliye politikası da devreye sokmak zorundayız. Biz bunu maalesef bugüne kadar başaramadık. Altın fiyatları dünyada genel anlamda yukarı doğru trendini devam ettirecektir. 3 bin 300 3 bin 400 Dolar bandına oturmuştur. Şu anda 3 bin 300'ün hemen altında altın fiyatları. Baz olarak fiyatı Ons'un yılbaşına döndüğümüzde 2 bin 620 Dolar'dı. Dolayısıyla hedeflediğimiz ve söylediğimiz rakamları rahatlıkla altın yakalıyor. Jeopolitik riskler devam ettiği sürece yıl sonunda ben en az altının Ons'unun 3 bin 600 Dolar civarında olacağını biliyorum. Bu da belki bizim en büyük şansımız Doların fiyatının çıkmaması olacaktır. Çünkü eğer Dolar fiyatı çıksın, bu Ons fiyatı ile beraber hayal etmediğimiz rakamların altında görebiliriz' ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme