HARBİN CİLVESİ-2
HARBİN CİLVESİ 'Belemedik garnizonu düşünce bu evi kontrol etmek için gür sesli çete kıyafetli bir genç içeri girdi. İki elinde tabanca vardı. Ev sahibine odalarda kimse olup olmadığını sordu. Ben karyola altında tabancamın tetiğine dokunmak üzereydim ki karyolanın yere sarkan çarşafı titreyince içeri giren genç Fransızca olarak…'
Dün işgalin başlangıcını, gelinen süreci ve sonrasında yok olduğu düşünülen Türk askerinin beklenmedik karşılığını gören Fransız kumandanı Binbaşı Mesnil'in, tüm yaşanan bu beklenmedik gelişme neticesinde bir de karısının Milli Kuvvetlere esir düşmesi ile planları büsbütün yara almasına kadar gelmiştik. Bugün ise I. Dünya Harbi'nde beraberinde olan eşinin esareti ve sonrası yere alacak bugün ki yazımızda.
Esir olan eşinin yazdığı mektuba beklenmedik yanıt
Çemberi ve hareket sahası iyice daralan Binbaşı Mesnil'in Tarsus ve Pozantı arasındaki güzergahların Milli Kuvvetlerin eline geçtiğini ve Belemedik(Karapınar)teki Alman hastanesinde Fransız ve Cezayirli askerlerin tedavisini üstlenen Madam Mesnil, Belemedik(Karapınar)'in düşmek üzere olduğu haberini aldıktan sonra 8 Ekim'de harekat başlattı. Ama 8 Ekim'de eşi ile birlikte Belemedik(Karapınar)'i kaybetti ve 10 Ekim'de de Belemedik(Karapınar) tamamen milli kuvvetlerin eline geçti. Belemedik(Karapınar)'de bulunan kumandanın eşini esir alan ise Besim Bey(Albayoğlu) oldu. İşte Madam Mesnil o an yaşanan olayı günlüklerinde şöyle anlatıyor:
' Kocam Pozantı garnizonunda ben Belemedik'te ki Fransız hastanesinde bulunuyordum. Belemedik Türk kuvvetleri tarafından kuşatıldı. Her taraftan el bombalarının gürültüsü tüfek seslerine karışıyordu. Dehşetli bağırışmalar oldu. Ben şimendifer hattı baş mühendisi Mösyö Mavro'nun evine sığındım. Karyolanın altına gizlendim. Tabancamı elime aldım. Belemedik garnizonu düşünce bu evi kontrol etmek için gür sesli çete kıyafetli bir genç içeri girdi. İki elinde tabanca vardı. Ev sahibine odalarda kimse olup olmadığını sordu. Ben karyola altında tabancamın tetiğine dokunmak üzereydim ki karyolanın yere sarkan çarşafı titreyince içeri giren genç Fransızca olarak
- Teslim ol yoksa yakarım dedi. Tabancasını bana çevirdi
Gelenin Fransızca hitap etmesi üzerine parmaklarımda derman bulamadım. Karyolanın altından çıkıp.
- Sizin emniyetinize sığınıyorum. Ben Pozantı garnizon kumandanının eşiyim. Dedim. Elimdeki tabancayı Bana Fransızca hitap eden bu genç subaya verdim. Bundan sonraki konuşmalarımız iki üç dakika sürdü.'
- Daha sonra içeriye Milli Kuvvetler komutanı Sinan Paşa girdi. Besim Sinan Paşa'yı selamladıktan sonra Madam Mesnil'in tabancasını Besim Bey Sinan Paşa'ya verdi. Sonrasında harbin aynı zamandan psikolojik bir savaş olması gereceği ile Madam Mesnil kocasına : 'Bugün Türkler'e teslim oldum. Hayatım güven altında Türk subaylarının başındakiler centilmence muamele ediyorlar. Senin de kan dökmeden teslim olmanı istiyorlar. Milli kuvvetler ve başındakiler çok güçlüdürler.' Kocamdan milli kuvvetler komutanı delaletiyle aldığım mektupta şu satırlar yazılıydı'
Bu mektuba karşılık ise kocası, Sıhhatte bulunduğuna memnun olduğunu dile getirdiği ve son kurşununa kadar savaşa devam edeceği yazılıydı.
Binbaşı Mesnil'in karısı harp halinde bile mesleğini icraya devam ediyor
Savaşın en acı yüzü o an kendisini tüm gerçekçiliği ile hissettiriyordu. Bedenlere saplı mermiler, şarapnel parçaları ile yok olurken en son raddeye ulaşıyor acı feryatlar. Birkaç dakika sonra dahi hayatta kalmanın garantisi olmadığı anlar savaşın kan kokan havasına yansıyordu. O sıralarda da Niğde'nin Ulukuşla İlçesisi'nde bağlı Ömerli Köyü'nde medrese hocalığı yapan, Kayseri'de medrese eğitimi gören Kasım Hoca isminde biri savaşın seyrini değiştirmişti. Çetin ve kanlı çatışmaların olduğu anlarda en zoru da yaralıların tedavisiydi.
Görevi yaralıların tedavisi olan Madam Mesnil'in görevi yerine getirmesi kocasında beklediği mektubun gelmesi bile engel değildi. Müslüman Cezayirli askerin bile hayatta kalması için elinden gelen yapmaya çalışırken onları yaşamdan koparmamaya çalışıyordu. Tüm bunlar yaşandığı sırada elindeki iaşesizlik Mesnil'i daha da çaresiz bırakıyordu. Mesnil'in tek umudu Adana Tümen Komutanlığında kalkacak uçaktı…
Yarın: Savaşın şiddetlendiği anlarda Milli Kuvvetlere destek nereden geldi? Madam Mesnil'in önüne Kayseri'den tahsil eğitimi alıp cephede yaralanan Hoca kimdi? Kumandan Mesnil kimden yardım istedi?