Kanda yüzlerce hormon var
Tuzlu Kahve söyleşi köşemizle, yine farklı bir konu ve konukla sizlerle birlikteyiz. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kürşat Ünlühızarcı bizlerle birlikte. Öncelikle konuğumuza hoş geldiniz diyerek başlayalım.
Hoşbulduk, davetiniz için teşekkür ederim Selda Hanım.
**İlk olarak Endokrinoloji nedir? Bu soruyla başlayalım.
**Endokrinoloji hormon bilimi demektir.
Endokrinoloji telaffuzu bile bazen güç oluyor, biz günlük hayatta Endokrin deyip kısaca kesiyoruz. Endokrinoloji hormon bilimi demektir. Hormonların eksikliği, hormonların fazlalığı, hormonlarımızı üreten bezlerin hastalığı, endokrinoloji normal hormonların çalışma mekanizması ile bunların aksaklıklarından kaynaklanan hastalıklarını inceleyen bir bilim dalıdır ve İç Hastalıkları Anabilim Dalı veya halkımızın daha iyi bildiği tabirle Dhiliye'ciliğin bir alt gurubudur. Yani endokrinoloji bir iç hastalıkları uzmanlığından sonraki daha derinlemesine duyulan bir ilgi alanı benzerleri var Nefroloji böbrek hastalıkları, Hematoloji kan hastalıkları ilgi gibi endokrinoloji'de vücudumuzda hormonlara ilgi demektir.
**Peki, hormon nedir?
**Hormon vücudumuzun herhangi bir bölgesinden salgılanan kana verilen ama çok uzaklarda etki eden kimyasal maddelerdir.
Hormon nedir? Hormon vücudumuzun herhangi bir bölgesinden salgılanan kana verilen ama çok uzaklarda etki eden kimyasal maddelerdir. Örnek verelim hanımlar çocuklarını emzirirler doğum yaptıklarında o emzirmeyi süt gelmesini sağlayan hormon beynin tabanında yapılır, ama gidip memede etkisini gösterir. Oradan sanki bir karayoluna girer gibi damara girer uzak bir şehre gidiyor gibi meme dokusuna gelir, oradan da gidip bebeğin doymasını sağlar veya büyüme hormonumuzun eksikliğinde cücelik olur. Yine aynı bezden beynimizin tabanında özel bir bez var orada üretilir kemiklere gidip onları uzatır. İşte hormon iç salgı bezleri lisede biyoloji derslerinde de iç salgı bezleri diye geçerdi ya iç salgı bezlerimizin ürettiği çok düşük miktarlarda olmasına rağmen insan hayatını çok derinden etkileyen kimyasal maddelere hormonlar denir.
**Hocam hormonun ne olduğunu öğrendik, hormon bozukluğu nedir? Bunu da öğrenelim sizden.
Hormon bozukluğu çok yaygın kullanılan bir tabir bazen hastalar bize geliyor hormon bozukluğundan şüphe ediyorum kendimde diyor.
**Peki, hormon bozukluğu kendi kendine teşhis edilebilir mi?
**Şeker hastalığı bir hormon bozukluğu, insülin eksikliğidir.
İşte birazda iletişim imknları arttı, İnternet kullanımı arttı, basında sağlığa verilen pay artırıldı derken hastalar bir şeyleri okuyor veya insanlar birbirinden duyuyor ve onun üzerine kendilerinden şüphe ediyorlar. Hormon bozukluğundan şüphe ediyorum diyor tabi o zaman hormonlar o kadar geniş ki kanda yüzlerce hormon var. Daha bilmediğimiz belki yüzlerce daha vardır. Çünkü yirmi yıl önce bilmediğimiz bazı hormonları bu gün biliyoruz. Dolayısı ile yirmi yıl sonrada bugün bilmediklerimizi biliyor olcağız muhtemelen. Hormon bozukluğu çok geniş bir kavram ama ana hatları ile normal işleyişin dışına çıkmış eksiklik veya fazlalıklara hormon bozukluğu deriz. Eksiklik mesela şeker hastalığı bir hormon bozukluğu, insülin eksikliğidir. Ama halkımız onu bir hormon bozukluğu olarak bilmez, şeker hastalığının ayrı bir yeri vardır toplumda çünkü veya devlik yani çok uzun olmak bazen bu insanlar basında işte Dünya'nın en uzun insanı olarak görünüyor bazı şov programlarında yer alıyorlar. Onları biz görünce televizyon ekranlarından hemen tanıyoruz aslında cücelikteki eksik olan hormonun çok aşırı miktarda yapılması mesela oda bir hormon bozukluğudur. Hlbuki büyüme hormonumuz belli bir miktar salgılanır, belli boyutlara getirir sonra başka fonksiyonlar için yine salgısı devam eder ama devlik ve cücelik bir hormon bozukluğudur ve endokrinolojiyi ilgilendirir. Şeker hastalığı veya Tiroid, Guatr hastalıkları hormon bozukluklarıdır. Halk arasında zehirli guatr diye bir hastalık vardır buda hormon bozukluğudur. Dolayısı ile hormon bozukluğu normal işleyişin dışındaki her türlü eksiklik ve fazlalık hormon bozukluğu diye tabir edilir, ama hormon bozukluğu diye bir hastalık yoktur çünkü çok geniş bir kavramdır.
**Mesela birde tüylenmeler var hocam buda bir hormon bozukluğudur değil mi?
Evet, kesinlikle tüylenmeler, hanımlarda adet düzensizlikleri çoğu zaman bir arada bulunur bir hormon bozukluğudur. Çünkü bir erkekte hem erkeklik hormonu, hem de kadınlık hormonu var. Kadınlarda da hem erkeklik, hem kadınlık hormonu var. Bunların dengesinde bir bozulma olduğunda tüylenme çıkabiliyor bu bir hormon bozukluğudur aslında bozukluk tabiri ne kadar doğru orada pek emin değilim ama halk arasındaki tabiri budur.
**Hocam en sık görülen hormon bozuklukları hangi hastalıklardır ve tedavisi var mıdır?
**En sık görülen hormonal hastalıklar bozukluklar tiroid, guatr bezi ile ilgili hastalıklardır.
En sık görülen hormonal hastalıklar bozukluklar tiroid, guatr bezi ile ilgili hastalıklardır. Toplumda en sık onlar görülür, tabi tiroid bezinin hastalıkları da kendi içinde çok çeşitleniyor. Bazen fazlaca bir hormon üretilir zehirli guatr diye tabir edilir. Bazen bu hormon göze vurur, gözü dışarı çıkmış, irileşmiş hastalar olur zehirli guatrın farklı bir türüdür. Hormon eksikliği meydana gelir yani o bez yeterince hormon üretemez tıpkı şeker hastalığına yol açan insülin eksikliği gibi veya hipotiroidi diye geçer. Hipo az demek biliyorsunuz tiroid hormonlarının azlığı ile giden. Biraz son zamanların moda hastalığı basında da dikkatimizi çekti ''Haşimato'' hastalığı olduğu gibi mesela bir tür hipotiroidi hastalığıdır. Dolayısı ile hormonal bozukluklar kendilerini eksikliklerle veya fazlalıklarla gösterir ama bunun dışında yine bizim bilim dalımızı ilgilendiren bir başka hastalık grubu kişide hormon bozukluğu yoktur yani kanda ölçersiniz hormonları normal ama o hormonu üreten organda bozukluk vardır şekli bozukluğu vardır, tümörleri vardır. Mesela buna şöyle örnekler verelim bu boğazımızda tiroid bezi kelebek gibi bir bez iki tane kanadı var bu bez bize lazım olan hormonlarımızı tiroid hormonlarımızı üretiyor o kadar önemlidir ki tiroid hormonu, bu tiroid bezi hormonu olmayan bir bebek zihinsel özürlü olur. Eğer siz o bebeği hemen erken dönemde tanır ilacını ve çok ucuzda bir ilaç ilacını verirseniz, hayatı kurtulur. Normal bir insan olur yani zihinsel özürlülükle, normal insan olmak arasındaki fark üç - dört liralık bir tedavidir. Bazen işte bahsettiğimiz gibi hormon eksikliği veya fazlalığı olmadığı halde boğazımızda bir çıkıntı olur nodül diye geçer nodülde bir hormon üreten bezin hastalığıdır ama hormon bozukluğu yapmamıştır. Dolayısı ile biz hormon bozuklukları derken eksiklikler, fazlalıklar bazen de ne eksiklik ne fazlalık hormonları normal ama o işi yapan organdaki yapısal bozuklukları kastederiz.
**Az evvel çocuklardan bahsettiniz anne, babalar nasıl teşhis edebilirler mesela çocuğunda böyle bir rahatsızlık olup olmadığını?
**Çocuk erişkinin minyatürü değildir.
Öncelikle şöyle söyleyeyim ben çocuk hastalıkları uzmanı olmadığım için ve hep şöyle bir sloganımız vardır bizde çocuk erişkinin minyatürü değildir. Yani erişkinlerdeki bazı şeyleri küçülterek oranlayarak çocuğa uygulayamazsınız. Dolayısı ile çocukların belirli aralıklarla bir zorunluluk aşı programları var bu zorunlulukları yerine getirdiğimizde, rutin kontrollerini yaptırdığımızda çocuk hastalıkları uzmanları bunu fark eder. Bazen çok ön planda olmayan şeyleri aileler fark edemez. Hem aileleri yanlış yönlendirmeyim, hem de ben çocuk hastalıkları uzmanı olmadığım için çocuklarla ilgili bilgi vermem belki uygun olmaz.
**Yine de okurlarımızı buradan uyaralım böyle bir şüpheli durumla karşılaştıkları zaman hemen bir sağlık kuruluşuna başvurmalarında fayda olduğunu buradan vurgulayalım değil mi?
Evet, mutlaka aile hekimliği uygulaması var zaten biliyorsunuz. Aile hekimleri orada varsa bir anormallik fark edip gerekli uzmana yönlendirmek lazım.
** Peki, hocam sizin bölümünüz endokrinoloji uzmanı çok az bir elin parmakları kadar da diyebiliriz bunun nedeni nedir?
Çoğu meslekte bir Üniversiteye giriyorsunuz ve Üniversite bittiğinde mesleğinizi elinize alıyorsunuz. Bugün İnşaat Mühendisliği Fakültesine girersiniz ve İnşaat Mühendisi olarak çıkarsınız veya Eğitim Fakültesine girersiniz Öğretmen olarak çıkarsınız. Fen Edebiyat Fakültelerine girip ilgili bölümlerden oranın unvanını alarak çıkarsınız. Bir Endokrinoloji Uzmanı olmak veya Hematoloji, Nefroloji gibi bu tarz uzmanlıkları almak için bir defa 6 yıl Fakülteyi bitireceksiniz. Ondan sonra bugünün koşulları için söylüyorum, iki yıl mecburi hizmete gideceksiniz bu arada Tıp'ta uzmanlık adı altında çok ciddi bir sınav vardır o sınavla İç Hastalıklarını kazanacaksınız. 4 ila 5 yıl onun eğitimini alacaksınız. O bitecek 2 yıl daha mecburi hizmete gideceksiniz. Ondan sonra Tıp'ta uzmanlık sınavı dışında son 3 – 4 yıldır yapılmaya başlandı yan dal uzmanlık sınavı diye bir sınava girip, Endokrinoloji bölümünü kazanacaksınız. 3 yıl o işlemi yapacaksınız ondan sonra bir daha mecburi hizmete gideceksiniz. Dolayısı ile siz 18 yaşında girdiğiniz Fakülte'den bir Endokrinoloji Uzmanı olmak için neredeyse 38 yaşında çıkıyorsunuz.
**Hocam o zaman bütün hayatınız okulla geçiyor.
Dolayısı ile çok uzun ve zahmetli bir yol bu kadar uzun ve zahmetli bir yol olunca bazen insanlar yolu yarıda bırakabiliyor yeter artık diyor. Buda işte bir takım uzmanlık alanlarının giderek sayısının azalmasına yol açıyor. Son yıllarda Endokrinoloji Eğitimi veren Üniversite hastaneleri ve bir takım Eğitim Araştırma hastanelerinin sayısı arttığı için sayı giderek artıyor. Ama Kayseri çok büyük bir şehir olmasına rağmen, şu anda Üniversite dışında Endokrinoloji Uzmanı, Eğitim Araştırma hastanemizde var orada da yerleşik kadroda bildiğim kadarı ile bir doktor arkadaşımız var. Diğerleri mecburi hizmetle dönüyor. Yani halen mecburi hizmetle döndüre bildiğiniz ki Kayseri gibi büyük bir şehre bile ancak mevcut kadrolarla döndüre biliyorsunuz bu sayının çok azlığına delalet ediyor.
**Ben sizi burada tebrik etmek istiyorum hocam, azimle bu bölümü bitirdiğiniz için, çünkü oldukça meşakkatli bir bölüm Endokrinoloji.
Biraz sevme meselesi yani ilgi duyma, hoşlanma meselesi bende Endokrinoloji'yi hep sevmiştim. Dolayısı ile nasıl olsa okuyoruz, fark etmez buradan devam edelim dedik.
**Gelelim tiroid ve guatr hastalıklarında kan testi yaptırdım işte, bende bir şey çıkmadı yda çıktı gibi bazı halk arasında yanlış bilinen doğrular yda doğru bilinen yanlışlar mı var buna da bir açıklık getirmenizi rica ediyorum. Bu gibi hastalıklarda kan testleri yeterlimidir?
**Tıp'ta en temel şey hastanın muayenesidir, hastayı dinlemektir.
**Tıp'ta en temel şey hastanın muayenesidir, hastayı dinlemektir.
Önce genelden bahsedelim, sonra özele inelim tiroide. Tıp'ta en temel şey hastanın muayenesidir, hastayı dinlemektir. Bazen hastayı dinlerken hatta hocalarımızın bize söylediği bir söz vardı. Hastayı iyi dinleyin size teşhisini söylüyor derler. Aslında hasta anlatırken sizi bir yere yönlendiriyor, kanalize diyor. Hastayı iyi bir dinlemek, iyi bir muayene etmek, ondan sonra kafanızda şekillenen bazı şeyleri tahlillerle doğrulamak veya dışlamak esas bizim işimizin temeli bu kişiyi dinlemeden sadece tahlile bakarak karar vermek çok zor ve imknsızdır. Çünkü aynı rakamsal değerler çocukta başka manaya gelir, rakamlar aynı bakıyorsunuz tahlildeki rakamlar aynı o kişi 5 yaşında ise farklı, 20 yaşında ise farklı manaya gelir, gebe ise farklı manaya gelir. Yaşlı ise farklı manaya gelir. Böyle durumlar vardır. Deriz ki siz şundan dolayı tedavi alın, ama siz 60 yaşında olsaydınız hiçbir şey yapmaya gerek yoktu veya siz gebeyim demeseydiniz hiç tedaviye bile gerek yoktu. Ama gebe olduğunuz için artık bu rakam tedavi edilir. Temel olan bir hastanın baştan sona incelenmesi, şimdi dediğiniz şeye gelecek olursak toplumda en yaygın olan tiroid örneğinden yola çıkalım hormonal problem olduğu için, kanda ölçülen değerler bir kişinin hormonu eksik mi, fazlamı onu söyler. Ama bir tiroid kanseri misiniz değimlisiniz onu söylemez. Çünkü tiroid kanserine giden yol o kişinin muayenesinde nodül dediğimiz bir takım çıkıntıların tespiti bu çıkıntıların bu çıkıntıları da ben şuna benzetirim, hastalara derim ki patates çillenir biliyorsunuz, çil istenmeyen bir şey patatesin doğurduğu çıkıntı nodülde tiroid bezinin doğurduğu çıkıntı istenmeyen şey işte bu istenmeyen şeylerin muayenede tespiti bazen hasta kendisi far eder. Boğazımda bir şişlik oldu diye gelir, bunun tespiti, bunun ultrasonografisi çok zararsız bir inceleme yöntemidir. Ultrasonografi ile doğrulanması, içyapısının anlaşılması ve ondan sonrada oradan bir iğne ile örnek almak yoluna giderek mesela bir tiroid kanserini teşhis edersiniz. Ama şu saydıklarımın içerisinde hiç kan tahlili yok gördüğünüz gibi dolayısı ile bazen şu sıkıntıyı yaşıyoruz hastalarımız ben bir kan tahlili yaptırmak istiyorum diyor, tahlil yaptırmak önemli değil tahlil, o pazılın bir parçası sadece diğer parçalar olmadan yani hastayı dinlemeden, muayene etmeden o tahlil size çok farklı manalar taşır. Bazen şöyle bir şeyle karşılaşıyoruz tiroid kanseri çıkıyor bu diyorsunuz bakıyorsunuz ultrasonografideki görüntüye bu en az bil yıldır sizde varmış diyorsunuz. Nasıl olur ben 3 ayda bir kanımı ölçtürdüm diyor işte burada o büyük yanlışlık ortaya çıkıyor. Kandan o hormon için artırmaya veya azaltmaya bir ilaca gerek var mı yda hiçbir şeye gerek yok hormonlarınız normal. Bunu söyletir başka bir şey söyletmez size kan tahlili belki, bu yazımızı okuyan tiroid kanserli hastalarımız vardır. Yanlış anlaşılmasın ancak ameliyat olan bir tiroid kanserinde kandaki bir madde kanser tekrar ettiğinde yükselir. Ama o madde normal insanlarda da vardır. Normal tiroid bezide üretir kanser de onu üretir siz o dokuyu çıkardığınız için onun sıfır olması lazım, sıfırken 3 – 5 oldu ise bu nereden geldi kanser tekrar etti mesajı verir. Tiroid kanserinin belki takibinde kan tahlilinin yeri vardır ama teşhisinde hiçbir önemi yoktur.
**Hocam kıymetli bilgilerinizi okurlarımız ve bizlerle paylaştığınız için çok teşekkür ederiz.
Bende bana bu imknı verdiğiniz için sizlere teşekkür ediyorum.
**Yeni bir söyleşide tekrar görüşmek ümidi ile hoşçakalın.