Milletvekili Genç: 'Türkiye Faiz Cumhuriyeti'ne Dönüştü!'

TBMM Genel Kurulunda, Türkiye'nin bir faiz cumhuriyetine dönüştüğünü söyleyen CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, 'İktidar, yatırım yerine yandaşa, üretim yerine borca, adalet yerine faize kaynak aktarmaktadır. Sermaye giderleri, yani yatırıma ayrılan pay, ilk dört ayda 249 milyar TL. Faiz ödemesi ise bunun neredeyse 3 katı. Yani ülke geleceğine değil, geçmişin borçlarına çalışıyor. Brüt borç stokunun yüzde 54'ü döviz cinsinden. Kur oynaklığı demek bu ülkenin bütçesini Londra swap piyasasına emanet etmek demek. Kur arttıkça borç büyüyor, borç büyüdükçe faiz artıyor. Bütçenin kaderi Londra piyasalarında yazılıyor' dedi.

TBMM Genel Kurulunda, 'Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmeleri devam ediyor. Teklifin 13. maddesinde söz alan CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, AYM'nin iptal ettiği düzenlemeler hakkında konuşarak, 'Anayasa Mahkemesi'nin iptal gerekçeleri dikkate alınmıyor; yalnızca kararın yürürlüğe gireceği tarih bekleniyor, ardından aynı düzenleme hızla teklif haline getirilip Meclis'ten geçiriliyor. Yasama organı bir kez daha, yürütmenin işlemlerini onaylayan bir notere indirgeniyor. TBMM'nin çatısı altında konuşmak, halkın vergileriyle oluşturulan bütçenin akıbetini sorgulamak bizim görevimizdir. Türkiye bir faiz cumhuriyetine dönüşmüştür. Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın verilerine göre, 2024 yılında merkezi yönetim bütçesinden faiz ödemelerine ayrılan kaynak, 24 yıl sonra ilk kez anapara ödemelerini geride bırakmıştır. 2025 yılında da aynı tablo derinleşerek devam ediyor. Yalnızca nisan ayında bütçeden 260 milyar lira faiz ödemesi yapılmış. Aynı ayda personel giderlerine ayrılan kaynak 274 milyar, yani faize giden para neredeyse tüm memurun maaşı kadar' ifadelerini kullandı.

MİLLETVEKİLİ GENÇ, '100 LİRANIN 17 LİRASI FAİZE GİDİYOR'
Faiz ödemelerinde geçen yıla göre artışın yüzde 99 oranında olduğuna dikkat çeken Milletvekili Genç, '2025 yılının ilk dört ayında toplam faiz gideri 724 milyar liraya ulaşmış durumda. Bu da bütçedeki her 100 liranın 17 lirasının faize gittiği anlamına geliyor. Faiz ödemelerinde geçen yıla kıyasla artış oranı yüzde 99. İlk dört ayda 885 milyar TL bütçe açığı veriliyor. Aynı dönemde toplam 2 trilyon 810 milyar TL vergi toplanmış ama halkın sofrasına bir dilim ekmek daha koyulamamış. Çünkü vergiler halka değil, faize ve israfa akıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı. 2025 bütçesinden Diyanet'e ayrılan ödenek tam 130 milyar 119 milyon TL. İlk dört ayda bunun 42 milyar lirası harcanmış. Bu bütçe; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'ndan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'ndan, Dışişleri'nden ve Kültür ve Turizm'den çok daha fazla. Yani iktidarın önceliği sanayi değil, diplomasi değil, üretim değil. Önceliği tek merkezden şekillendirilmiş bir ideolojik yapı. Bu bir tercihler bütçesidir. İktidar, yatırım yerine yandaşa, üretim yerine borca, adalet yerine faize kaynak aktarmaktadır. Bakınız sermaye giderleri, yani yatırıma ayrılan pay, ilk dört ayda 249 milyar TL. Faiz ödemesi ise bunun neredeyse 3 katı. Yani ülke geleceğine değil, geçmişin borçlarına çalışıyor ve bu borçların yapısı da iç açıcı değil. Brüt borç stokunun yüzde 54'ü döviz cinsinden. Kur oynaklığı demek bu ülkenin bütçesini Londra swap piyasasına emanet etmek demek. Kur arttıkça borç büyüyor, borç büyüdükçe faiz artıyor. Bütçenin kaderi Londra piyasalarında yazılıyor. Bu bir bütçe değil, bir borç ödeme planıdır. Ve bu planın tek kazananı halk değil, alacaklılardır. Türkiye, üretmeden borçlanan; borçlandıkça faize bağımlı hale gelen bir döngüye mahkûm edildi. Faiz ödemeleri anaparayı geçti, bütçe açığı vergiyle değil, gelecek nesillerin sırtına yüklenen borçla kapatılıyor. Buna artık bütçe denemez; bu, ekonomik vesayet rejimidir. Faiz kaleminin tahakküm ettiği bu düzende, milletin cebine değil, yalnızca alacaklıların kasasına çalışılıyor' şeklinde konuştu.

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme