Vali Çiçek, 'Mimarlar, toplumsal yapımızı planlıyor'

4. Kayseri Mimarlık Festivali, Kayseri Kalesi'nde kutlandı. Festivale, Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, Kayseri Mimarlar Odası Başkanı Murtaza Er ve Öğr. Gör. Melis Varkal, mimarlar ve öğrenciler katıldı. Festivalde konuşan Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, 'Sizler bütün yaşam tarzımızı, hayatımızı, psikolojimizi, sosyolojimizi, aslında toplumsal yapımızı planlıyorsunuz. Bir bina ile şehri güzelleştirip, şehri planlıyorsunuz' dedi.

Kayseri Kalesi'nde 4. Kayseri Mimarlık Festivali gerçekleştirildi. Festivale, Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, Kayseri Mimarlar Odası Başkanı Murtaza Er ve Öğr. Gör. Melis Varkal, mimarlar ve öğrenciler katıldı. Vali Çiçek ve katılımcılar, festival öncesi fotoğraf sergisini gezdi. Festivalde konuşan Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, mimarların toplumsal yapımızı planladıklarının altını çizerek açıklamalarda bulundu. Vali Çiçek, 'Mimar Sinan'ın şehrinde, şehrin kalbinde düzenleniyor olmasından çok mutluyum. Sizler, kıymetli mimarlar, aslında sadece binalar tasarlamıyorsunuz. Sizler bütün yaşam tarzımızı, hayatımızı, psikolojimizi, sosyolojimizi, aslında toplumsal yapımızı planlıyorsunuz. Ben eskiden sadece yaşadığımız konutlarda, alanlarda mutlu olmak için yapıldığını sanardım. Ama dışarıdaki insan benim, bazen en depresyonda ve en mutlu olduğum bir anda, bir sokakta yürüdüğümde, karşımıza o kadar güzel bir mimari çıkıyor ki. Bir bina ile şehri güzelleştirip, şehri planlıyorsunuz. Şu kalede her programa geldiğinde ayrı bir duygusal ortama geçiyorum. Bu kale, birçok yıkılışa da hüzüne de şahit olduğu gibi birçok yüzüne de şahit oldu' şeklinde konuştu.

'FESTİVAL, TÜM KENTLİLERE HİTAP ETTİ'

Kayseri Mimarlar Odası Başkanı Murtaza Er, sözlerinin başında Sumud Filosu ile Filistin'e giden tüm aktivistlerin destekçisi olduklarını vurguladı. Türkiye genelinde geleneksel hale gelen Mimarlık Festivalleri'nin, yalnızca mimarlarla değil kentlilere, öğrencilere, akademisyenlere ve diğer disiplinlerden katılımcılara hitap eden çok katmanlı bir buluşma zemini sunduğunun altını çizendi. Başkan Er, 'Sumud Filosu ile alakalı, oraya giden tüm aktivistlerin hepsiyle gönlümüzün olduğunu ifade etmek isterim. Tüm insanlık aktivistlerinin en azından fikren yanında olduğumuzu ifade etmek isterim. Bugün burada bu işin dördüncüsünü düzenlerken içerisinde bulunduğum endişeli hal bir anda gurur ve sevince taşındı. Çünkü Kayseri Mimarlık Festivalleri artık Türkiye geleninde geleneksel hale geldi. Mimarlık Festivali yalnızca mimarlara değil, kentlilere, öğrencilere, akademisyenlere ve diğer disiplinlerden katılımcılarla hitap eden çok katmanlı bir buluşma zemini sundu. Festival, yeni hayat, yeniden anlatılan hikayeler ve bugün de yeni topluluklar bir arada yaşanan mimarlık temalarının alt metinlerinde sadece mimarlar değil, tüm kentlilere hitap etti. Yarın burada, bu içerisinde bulunduğumuz alanda temaya uygun olarak birçok söyleşi gerçekleşirken, kalenin bir diğer noktasında atölyeler, diğer noktasında çocuk atölyeleri, bazı noktalarında da sergiler gerçekleştirip sonucunu burada tamamlayacağız. Türkiye'de bulunma anlamında, Türkiye'nin her noktasında çok önemli çalışmalar olan, Profesör Doktor Metin Sözer hocamızı yakın zamanda kaybettik. Belki de bu festivalin benim için en önemli etkinliklerinden birisi de o sergi olacak. Onu burada saygı ve rahmetle anmış olalım' ifadelerinde bulundu.

'MİMARLARIN ASIL GÜCÜ, SINIR ÇİZMEKTEN DEĞİL İLİŞKİLER KURMAKTAN GEÇİYOR'

İzmir Ekonomi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Melis Varkal ise, mimarların asıl gücünün sınır çizmekten değil, ilişkiler kurmaktan geçtiğini belirterek şu açıklamalarda bulundu: 'Çoğunlukla dışarıdan bir göz için minimallik belki hepinizin aşina olduğu; duvarlar, çatılar, döşemelerle böyle bir mekan tarifleri ve bunları arıda arıda dizerek bir yapıyı elde etme olarak görülebilir. Ama aslında biz biliyoruz ki mimarların asıl güçü, sınır çizmekten değil, ilişkiler kurmaktan geçiyor. Bir duvar yalnızca ayırmıyor. Aslında bir komşuluk tarif ediyor. Benzer şekilde bir avlu yalnızca bir boşluk değil, insanların bir araya gelmesine, bir şeyleri kutlamasına imkan sağlayan bir yer. Keza aynı şekilde kentte bir meydan, mesela bugün burası hepimizin bir araya geldiği, zaman zaman sevinçlerimizi, itirazlarımızı, sesimizi duyurmaya imkan sağlayan bir sahneye dönüşüyor. Bu alanlar aslında kentlerin, kalplerinin attığı yer. Bizim aradığımız da aslında tam olarak bu. Önce bireyi, sonra da toplulukları birbiriyle iletişime tutacak, etkileşime açık mekanlar kurgulamak. Yani aslında o bir aradalığın peşine düşmek.'

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme