Adalet böyle gösterilmez
Ahmet TAŞ
21 yıl önce ülkemizde meydana gelen 28 Şubat postmodern darbe dönemi çok konuşuldu, konuşulmaya da devam ediyor.
Bu dönemde yapılanlar saymakla bitmeyecek derecede zulümlerdi. Müslüman kimliğe sahip olan asker personelin görevden atılmaları, başörtüleri sebebiyle üniversitede okuyan kız öğrencilerin okullarından atılması, İslami kimliğe sahip olmaları nedeniyle kamu personelinin görevden atılması, mütedeyyin, muhafazakar kimliği sebebiyle esnafın fişlenmesi, seçimlerde 6 milyondan fazla vatandaşın oyunu almış olan refah partisinin kapatılması, milletin birikimlerinin bulunduğu bankaların darbe yandaşlarına peşkeş çekilmesi daha neler neler…
Tüm bu zulümler yapılırken hukuk ayaklar altına alınmış, kanuni yetkilerine ve vicdani kanaatlerine göre adalet sağlaması gereken hâkim ve savcılar bu sorumluluklarını bir kenara bırakıp genelkurmay başkanlığında yapılan brifinglerde aldıkları talimatlarla karar verir hale gelmişlerdi.
Genelkurmayda ki talimatları emir kabul eden hukuk ve adaleti hâkim kılma görevini bırakan hâkim ve savcılar binlerce masum insanımızı hukuksuz, ispatsız, belgesiz ve adaletsiz yargılamalarla müebbet hapis cezası dahil onlarca yıl hapis cezasına çarptırarak cezaevine göndermişlerdi.
Bu mazlum ve mahpusların bir kısmı zaman içinde cezalarını tamamlayıp hürriyetlerine kavuştularsa da sayısı 600’ü geçen bir kesim halen cezaevlerinde ömür tüketiyor olup kendilerini hürriyetlerine kavuşturacak vicdan sahibi el ve elleri bekliyorlar.
İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği MAZLUMDER, aylardır bu mazlum ve mahpusların durumlarını kamuoyunun dikkatine sunup özgürlüklerine kavuşturulmalarının yollarını aralamak için kampanya başlattı. Mahpusların yattıkları cezaevleri önlerinde, adliye önlerinde ve meydanlarda yaptığı 28 Şubat mahpuslarına özgürlük çağrıları ile kamuoyunun dikkatini bu konuya çekmeye çalıştı.
Milletvekillerine, adalet bakanına, meclis insan hakları komisyonu üyelerine, başbakana ve cumhurbaşkanına ulaşarak çözüm için destek taleplerinde bulundu. MAZLUMDER’in çabaları sonuç verdi, konuyla ilgili yapılan hukuki düzenleme cumhurbaşkanına sunuldu. Umuyoruz ki cumhurbaşkanının onayından geçen düzenleme kısa sürede uygulamaya konacak ve 20 yıldan fazla bir zamandır cezaevlerinde ömür tüketen 28 Şubat’ın mazlum mahpusları özgürlüklerine kavuşacaklar.
Tüm bunlar yaşanırken 28 Şubat darbesini yaparak milletimize ve ülkemize büyük haksızlık ve zulümler yapıp sıkıntılar yaşatan dönemin darbecilerinin yargılanmaları da devam ediyordu. Ne yazık ki darbenin sadece asker ayağının yargılandığı darbe davası Ankara adliyesinde devam ediyordu. Aylar önce savcı 61 sanık hakkında müebbet hapis, geri kalan sanıklar hakkında da beraat talep ediyor, hayatını kaybeden sanıkların davalarının ise düşürülmesini talep ediyordu.
Geçen günlerde 28 Şubat darbe dönemi sanıklarının yargılandığı davada karar duruşması vardı. Mahkeme heyeti sanıklar hakkında verdiği kararı açıkladı. Ölenlerin davası düştü, 21 sanık hakkında müebbet hapis cezası verildi geri kalan sanıklar ise beraat ettiler.
Mağdurlar, mağdur yakınları ve darbeden zarar görmüş olan mazlumlar ne yazık ki bu karara sevinemediler. Mahkeme heyeti müebbet hapis cezası verilen 21 sanığın yaşları sebebiyle tutuklanmamalarına yani cezaevine girmemelerine, sadece ayda bir ikametlerine en yakın karakola giderek imza vermelerine ve yurt dışına çıkamamalarına karar verdi. Karar milletin vicdanında, mağdurların gönlünde ve hukuk çevrelerinde asla kabul görmedi. Milletin vicdanı şimdi şunun hesabını yapıyor. 28 Şubat döneminde mahkûm edilen bugünlerde cezaevinde hayatını kaybeden 83 yaşındaki 25 yıllık mahkûm Ahmet Turan KILIÇ, cezaevinde tutulurken ayrıca 25 yıldan bu yana cezaevinde bulunup yaşları 70 ile 85 arasında olan Sivas davası mahpusları serbest bırakılmazken 28 Şubat darbe sanıklarının yaşları sebebiyle cezaevlerine konmamalarını asla kabul etmemiştir.
Milletin vicdanı ve hukuk adamları şunu da söylüyorlar “Adalet böyle gösterilmez. Mağdur, yaşı gerekçe gösterilmeden cezaevinde tutulsun, zalim yaşı gerekçe gösterilerek serbest kalsın olmaz böyle adalet.”
Not: Verilen mahkeme kararına mağdurlar ve hukuk adamları itiraz ettiler. Umulur ki yanlış hesap Bağdat’tan döner.
