Ahmet TAŞ

Din görevlileri amirin emir kulu mudur?

Ahmet TAŞ

 Ülkemizde din görevlisi denince Müslümanlar için imam, Hıristiyanlar için papaz, Museviler içinde haham akla gelir. Bunlar 3 ilahi dinin din görevlileridir.

Bunun yanında ateizm, komünizm, liberalizm diye adlandırılan ilahi özelliği olmayan adına ideoloji de denen ahirete yani öbür dünyanın varlığına ve hesap gününe inanmayan bu dünyalık dinlerde vardır. Bu dinlerin mensupları hayatlarını inandıkları gibi devam ettirirler, yalnız bu dinlerin din görevlileri yoktur.

Öbür dünyanın varlığına inanan ilahi dinlerin mensubu olan insanlar öldüklerinde inançları ne ise (Müslüman, Hıristiyan, Musevi) ona göre cenaze merasimi yapılarak toprağa verilirler. Ne yazık ki komünizm, ateizm, faşizm ve diğer ahiret inancı olmayan beşeri dinlerin mensuplarının cenazelerinin nasıl muamele göreceği bizim ülkemizde hukuken belirlenmemiştir.

Müslüman, Hıristiyan, Musevi vatandaşlara ölümleri halinde dinlerine göre cenaze merasimi yapılırken beşeri dinlerin mensuplarına ne yazık ki sağlıklarında vasiyet etmedikleri halde ilahi dinlerin mensuplarının cenazelerine yapılan muamelenin yapılması istenmektedir. Bu ise ölen kişinin tercihine yapılan bir haksızlık olduğu gibi bahsedilen ilahi dinlere de saygısızlıktır. Farkında olarak yada olmayarak hukukun ve inanç hürriyetinin ihlal edilmesidir.

1992’de meydana gelen ve 37 vatandaşın feci şekilde ölümü, onlarca insanın yıllarca hapislerde çürümesiyle sonuçlanan Sivas olaylarının ortasında bulunan ve ateist olduğunu ilan eden yazar Aziz NESİN, öldüğünde cenazesinin yakılmasını vasiyet etmiş ve vasiyeti yerine getirilmişti. Hatırladığımız kadarıyla geçmişte hayatlarını kaybeden komünizm döneminin Sovyet liderleri içinde cesedin yakılma usulü yerine getiriliyordu.  

Geçenlerde Kayserinin Pınarbaşı ilçesinin bir köyünde halk arasında gavur çavuş olarak bilinen ve sağlığında İslam dininin peygamberi Hazreti Muhammed’e hakaretler eden bu hakaretlerini toplum içinde de yapan yaşadığı köyün imamı olan din görevlisinin uyarılarına rağmen hakaretlerini ısrarla devam ettiren vatandaş hayatını kaybettiğinde onun cenazesine vasiyet etmediği halde Müslümanca bir cenaze merasimi yapılması için köyün Müslüman din adamı imamına müracaat etmişler imamın isteklerini kabul etmemesi üzerine siyasilerin olaya müdahil olması ve Kayserinin yeni valisinin emri ile gavur çavuş denen vatandaşa Müslüman cenaze merasimi yapmayan imam açığa alınarak hakkında soruşturma başlatılmıştır.

Halk arasında gavur çavuş olarak bilinen vatandaşın cenazesi de İslam dini ile onun kutsalları ile alay ve hakaret edecek kadar ilgisi olmasına rağmen başka bir imam tarafından İslam dininin usullerine göre yıkanıp, kefenlenip cenaze namazı kılınarak toprağa verilmiştir.

Burada 2 hak ihlali ortaya çıkıyor birincisi bu vatandaşın cesedine vasiyet etmemesi sağlığında da Müslümanlığını beyan etmemesi ortada dururken cesedine Müslüman muamelesi yapılması ve cenazesine mensup olamadığı dine göre muamele yapılması. İkincisi devletin Müslüman toplumun din adamı olan köy imamına İslamla ilgisi olmayan hatta düşmanlığı olan ve bunu kamuoyu önünde vatandaşlar arasında ortaya koyan vatandaşa ilgisi olmadığı dine göre muamele yapılmasını istemesidir. Bu uygulamalar insan haklarına ve geçerli hukuk kurallarına aykırı olan uygulamalardır. Valinin ve ilçe müftüsünün bu olay karşısındaki aceleci ve siyasetin baskısında kalarak aldıkları görevden alam ve soruşturma kararları hukuka ve kamu vicdanına uygun olmayan uygulamalardır.

 Yarın öbür gün devletin valisi ve onun emrindeki bir papaz çıkıp Hıristiyan olmayan bir vatandaşın cenazesine Hıristiyan usulüne göre muamele yapmadın diye bir kilise papazını görevden alabilirle mi? Merak ediyorum.

Bırakalım insanlar neye inanıyorlarsa cenazelerine ona göre muamele yapılsın. Hiç kimseye inanmadığı bir dine ölünce inandırılıp, iradesi dışında cenaze merasimi yapılmasın. Bari inanç hürriyeti ölünce kısıtlanmasın.

Vali, kaymakam, müftü gibi devlet görevlileri de hukuksuz uygulamalara emrettim oldu diye imza atmasınlar.  

Yorumlar 4
İsmail Çıklaatlı. 20 Ağustos 2018 15:02

camilerde görevli olanlar elbette i̇slam ıstılahı bakımından i̇mam değil,devletin falan sayılı yasalarıyla belirlenen namaz kıldırma memurlarıdır.dolayısıyla memurun itaatsizliği karşısında amirinin o memurun kulağını çekmesi,hıııı demeside gayet normal. :) eh ne yapalım,hesap günü çoook yakın..muhabbetle.

İsmail Çıklaatlı 05 Temmuz 2016 02:54

Valide müftüde devlet memuru olarak görev yapmaktalar bu bahse konu imam hakkında yapılan işler haksızdır diye düşünüyorum..MUHABBETLE.

Mehmet 25 Haziran 2016 18:14

Be yazık ki imamlarımız bu konularda müthiş bir baskı altında. Bir imam arkadaşımız da Ramazan'da lokantasını açan yollara masalar koyan bir esnafı uyardı diye şikayetlere maruz kaldı. Müftülük tarafından uyarıldı. Bizim diyanette önce ankara dib sağlam duracak. Kuran ve sünnet ne diyor ona göre fetvasını verecek. Hiç kıvırmayacak. Sonra müftü de aynı islam çizgisinden ayrılmayacak. Birilerine hoş görünme derdinde olmayacak. O zaman işte bu diyanet. Ümmetin diyaneti olur. Sadece yapmmamız gereken sol ve dinsiz zihniyete hoş gözükme derdinde olmayalım

imamm 25 Haziran 2016 10:40

okunmaya değer bir yazı olmuş

Yazarın Diğer Yazıları