Ali ÖZKANLI

Çocuğun Başarısı İçin Anne ve Babalar Neler Yapmalı?

Ali ÖZKANLI

Sevgili anne-babalar¸ çocuklarımızı ilgisiz¸ sevgisiz ve şefkatsizlikle öksüz ve yetim bırakmayalım. Çocuklarımızı babalı yetimler ve anneli öksüzler hâline getirmeyelim. Çocuklarımız bizim için birer yük ve sıkıntı kaynağı değil¸ hayatı kolaylaştıran¸ neşelendiren masum küçük meleklerdir.

Anne-babalar otoritesini çocuklar üzerinde olumlu bir şekilde kullanmalıdır. Her olumsuz davranış çocuk ruhunda derin yaralar açar¸ çocuklarımızla aramıza kara kedi girmesine sebep olur. Kuşak çatışması anne-baba ile çocuğun yanlış davranışları sonucunda oluşmaktadır. Birbirini anlayan ve dinleyenler için çatışmanın olması mümkün değildir. Yeter ki birbirimize saygı ve sevgimizi eksik etmeden¸ birbirimizin gözüyle hayata bakmasını bilelim.

Öncelikle şunu iyi bilmemiz gerekiyor. Başarının anahtarı; sevgi¸ ilgi ve iyiliktir. Sevgiyle büyüyen ve çevresindekilere iyilik yapması tavsiye edilen çocuklar daha başarılı oluyorlar. Anne-babalar çocuklarının yanlışlarını yüzlerine vurmadan¸ iyilik ve sabırla¸ onların her zaman ve her yerde yanlarında olduklarını hissettirirlerse¸ çocuklar kendilerine güven duyuyor ve başarıları da artıyor.

Çocuğunuzu özellikleriyle çok iyi tanıyarak yaşlarına uygun görev ve sorumluluklar verin. Kendilerine güven duymalarını sağlayın. Başarılı kişileri örnek gösterin. Başarılarını ödüllendirin. Aile içi huzura¸ sevgiye¸ saygıya önem verin. Çocuğunuzun anlattıklarını dikkatle dinleyin. Okul ihtiyaçlarını mümkün olduğu kadar almaya çalışın. Onları başarılı oldukları ve sevdikleri sosyal alanlara kaydırmada rehber olun..

Çocuğunuzun beslenme¸ uyku düzenine özen gösterin. Sağlığıyla ilgili sorunlarda hiç gecikmeden gerekli tedbirleri alın. Her işin başının sevgi ve iyilik olduğunu unutmayalım. Sevginin açamayacağı hiçbir kapı yoktur.

Anne-baba çocuklarına nasıl yaklaşmalı ki olumlu sonuç alabilsin. Çocuğumuzun davranışları ailenin tutum ve davranışlarına bağlıdır. Uyumlu bir ailede yetişen çocuklar problem yaşamaz. İmam-ı Gazali¸ “Çocuk anne-baba elinde bir emanettir. Mum gibi her şekli alır. İyi tohum ekilirse din ve dünya mutluluğuna ulaşır.” diyor.

Kendi davranışlarını değerlendiremeyen anne ve babaların çocuğunun davranışlarını değerlendirmesi yanlış olur. Baskı uygulanan çocuğun kendine olan güveni ve kişiliği zedelenmiş olur. Çocuğumuz uslu¸ sessiz¸ sakin¸ nazik¸ dürüst ve dikkatli olur ama kişiliksiz¸ çekingen¸ küskün¸ etki altında kalabilen hassas bir yapıda olur. Eğer suçlama¸ azar¸ korkutma¸ yıldırma¸ ayıplama ve dayak olursa çocuğun ruh ve beden sağlığı bozulur.

Çocuğumuzun her yaptığına karışırsak¸ ufak bir hatasında cezalandırırsak kolayca ağlayan bir çocuğa sahip oluruz. Aşırı baskı altında yetişen çocuk hem isyankâr olur hem de aşağılık duygusundan kendini kurtaramaz.

Çocuğa karşı rahat¸ ilgisiz ve vurdumduymaz bir tavrımız olursa¸ bu sefer de çocuğumuz sevgisiz¸ güvensiz¸ öfkeli ve olumsuz davranışlı bir kişiliğe sahip olur. Bu durum¸ sorumluluk ve gerekli olgunluğa sahip olmayan ailelerde daha sık görülür¸ daha çok da çok genç evlilerde belirgindir

Anne-babasının yanında olduğunu hisseden çocuk¸ kendine güvenir. Bazı aileler çocuklarını aşırı koruma¸ gereğinden fazla kontrol etme¸ aşırı özen gösterme ve titizlik içinde olurlar. Bu tip ailelerin çocuklarında da aşırı bağımlılık¸ güvensizlik ve duygusal kırgınlık görülür. Bağımlı bir kişiliğe sahip olarak yetişen çocuklar kendini ispatlamak için zamanla toplum dışı ve isyankâr hareketler içine girer¸ sürekli anne-babasının yanında olmasını ister.

Anne-babalar çocuklarını serbest bırakmalı ve onlara kendini ifade edecek fırsatı tanımalıdır. Koruyucu aile çocuğuna iyilik yaptığını düşünür ama aslında kendi yalnızlığını ve mutsuzluğunu gidermeye çalışmaktadır. Çocuklarımıza karşı bazı kısıtlamalar dışında isteklerini¸ diledikleri şeyleri yapmalarına izin veren hoşgörülü bir yaklaşım sonucunda çocuk aile tarafından kabul edilmek ve onaylanmak ister. Aile kişiliğinin gelişmesinde özgürlük tanırsa¸ çocuk sağlıklı bir şekilde olgunlaşır¸ girişimci olur ve kendine güvenir.

Sağlıklı bir aile yapısı oluşabilmesi için anne-baba ve çocuk üçgeninin sevgiye dayanması gerekir. Anne-baba iyi bir model olursa çocuktan da o davranışı görür. Hoşgörünün dozajı da iyi ayarlanmalıdır. Hoşgörülü olacağız diye çocuğun her istediğini yapmak¸ her yaptığına izin vermek ve aşırı serbest bir tutum sergilemek son derece yanlış ve son derece sakıncalıdır. Hoşgörülü aile ortamı dediğimizde kuralların sağlıklı bir şekilde işlediği¸ yaşamın planlandığı¸ görüşlerin rahatlıkla anlatıldığı¸ karşılıklı diyalogların serbest bir ortamda yapılabildiği¸ aile bireylerinin birbirini sevip saydığı¸ değer verip dinlediği¸ sevgi dolu sıcak bir yuva aklımıza gelmelidir.

Yorumlar 1
Dr. Resul Coşkun 02 Eylül 2025 14:51

Eğitim öğretim yılı başında ve sürecinde anne babaların veya öğrenciye velilik yapanların mutlaka okuması gereken muhteşem bir makale. Ali Özkanlı Hocama bu güzel yazısından dolayı çok teşekkür ediyorum.

Yazarın Diğer Yazıları