
Yapılan İşler Mizana Konacaktır
Celalettin SİPAHİOĞLU
İnsan hayatı sosyal yaşamak durumundadır. İnsan yaptığı her işin kendini ilgilendirdiği kadar başkalarını da alakadar ettiğini düşünerek yaşamak zorundadır.
Laf olsun diye konuşmak, yada davranmak sorumluluk sahibi insanlara asla yakışmaz, zira sorumluluk sahibi olmak hesabın var olduğuna inanmak demektir.
Toplum ahlaki anlamda müthiş bir düşüş içindedir. Ve herkes bu yozlaşmadan şikayetçi görünmekle beraber, işin düzeltilmesi konusunda yeterince çaba maalesef ortalarda gözükmemektedir.
Toplum işlerini üzerine alanlar zikrettiğimiz anlamda diğer insanlardan sorumluluk olarak daha öne çıkmak zorundadırlar.
Mesela, bu toplumda din denildiği zaman ön plana çıkan diyanet camiasıdır. Diyanetin ilimiz nezdindeki müftüleri ve diğer görevlileridir. Görev denilince sadece resmi olan taraf anlaşılmakla beraber, bütün Müslümanlar imanları gereği hayatının tamamında görevlidirler. Allaha karşı hesap vermede eşit olunan durumlarda, dinden maişetlenen insanların görev olarak daha önde olmaları gerekir.
Sadece Cuma namazlarında vaazu nasihat etmenin yeterli görülmesi eksik bir anlayıştır. “De ki hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu” buyuran Rabbimizin bilenlere yüklediği sorumluluğu ayrıca yerine getirmek bilenlerin boynunun borcudur.
İl müftüsünün, “festebigul hayrat” ayetinde ki yarış modunun ne olduğunu hem memurlarına hem de Müslüman halka göstermesi gerekir.
Sabah sekizden akşam beşe mesai anlayışı yanlıştır. Çünkü Allah hepimizi mesleklerimizden evvel Ali İmran suresinde belirttiği gibi emri bil maruf ve nehyi anil münker vazifesi ile görevlendirmiştir.
" İçinizden, insanları hayra çağıracak iyiliği emredip kötülükten alıkoyacak bir topluluk bulunsun..." (Al-i İmran Sûresi,104)
“Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeğe çalışır ve Allah’a inanırsınız.” ( Al-i İmran:110)
"Nefsim elinde olan Allah'a yemin ederim ki, ya iyiliği emreder, kötülüğe engel olursunuz, ya da, Allah, yakında umumi bir bela verir. O zaman dua edersiniz, fakat duanız kabul olmaz." (Hadisi Şerif)
İçinde yaşadığımız toplumun huzursuzluk, bereketsizlik, insanlar arasındaki ilişkilerdeki düzensizlikler gibi belalarının nereden kaynaklandığı hadisi şerifte açıkça ortaya konmaktadır.
Belediyelerin de şehrin kültürel hayatı ile ilgili olarak ortaya koyduğu işler, şehrin manevi havasına etki etmektedir.
Kültürel faaliyet olarak düzenlenen konser, tiyatro çalışmaları gibi işlerde ahlaksızlık sayılabilecek işlerin mutlak surette yapılmaması gerektiği gibi, malayani dediğimiz nitelikte boş işlerinde mutlaka yapılmaması gerekmektedir.
Özellikle konser gibi müzik dinletilerinde baldırı çıplak ya da meyhane müzisyeni denilecek nitelikte kişilerin belediye adına toplumun karşısına çıkarılmaması gerekir. Bir taraftan iş yapalım derken kötülüklere zemin hazırlanmamalıdır.
Şöyle denilebileceğini düşünüyorum, toplum bunları abes görmüyor, bunlar yapılsa ne olur. El cevap; bu soruyu Allahın size sorduğunu düşünün ve eğer, Allaha böyle söylediğinizde kurtarabileceğinizi düşünüyorsanız bu işleri yapmaya devam edin.
Efendimiz aleyhisselamın “kötülüğe delalet etmeyin, yol göstermeyin” hadisi şiarımız olmalı.
Dikkat edelim kardeşlerim, her yaptığımız mizanımıza konuyor ve yarın ilahi mahkemede karşımıza çıkacak. Müflis mümin olmayalım.