İsmail ARSLAN

İşin kötüsü

İsmail ARSLAN

İşin kötüsü şu: Yarın Allah bizim topraklarımızdan hesapsız doğalgaz, toryum vs envai çeşit zenginlik nasip etse bize, bu kültürün ürettiği asalaklar, zerresini, insanımıza nasip etmeyecek ve tüm variyeti uhdelerinde tutmak isteyeceklerdir. Sonra da dilediklerine yardım, bağış, ulüfe olarak bir miktar aktaracaklardır, minnet duygusu diri kalmalı ki düzenleri bozulmasın algısı ile.
Bina yaparken harala gürele çalma çırpmaya programlanmışlık, hakkı olmayana göz dikmek nereden besleniyor ise oradan aldıkları cesaret ile.
Buralarda binlerce yıldır bu hep böyleydi ve böyle de devam eder, insanda vicdan hakim olmadıkça. Din demiyorum özellikle, safi vicdan. Zira dini, insan Peygamber ölür ölmez tahrif etti ve emeline kağnı etti. Vicdan ise yanıltmaz, bozulamaz, sadece ziftle kaplanabilir, o kadar.
*
Çocuğa cinsel istismar mevzusunun en başı

“Henüz girmiş onüç ondört yaşına, edalı, işveli” tarzı onlarca türkü ve şarkı halen dillerinde terennümde iken, çocuğun cinsel istismarına karşı olduğunu, yapanların ağır cezalara muhatap olmaları gerektiğini söyleyen Anadolu insanının ciddi bir silkelenmeye ve kendine çeki düzen vermeye ihtiyacı vardır.

Öyle ya, Devlet radyo ve televizyonlarında halen iştahla seslendirilen ve dinleyenlerinin karşılıklı göbek attıkları bu gibi türkü, şarkılar, kültürde eğer kabul görüyor ise, çocuklara yönelik cinsel saldırıları hangi eğitim sistemi ile engelleyecek ve hangi ceza hukuku ile bu melanetin kökünü kazıyacaksınız. 

Öncelikle kadını ve çocuğu, cinsel meta olarak görme algısına sebep olan ne kadar iğrenç deyiş, söz ve yazı var ise, hepsini tamamen dilimizden ve satırlarımızdan silmeliyiz. Televizyonlarda buna çanak tutan tüm dizi ve filmleri lanetlemeli ve gözlerimizi kulaklarımızı böylesi pislikten korumalıyız. En önce de “Göster yavrum” boşboğazlığını terk etmeli ve aile içi eğitimde çocuklara ciddi anlamda sahip çıkmalı ve onları insan olma erdeminde yetkinleştirmeye gayret etmeliyiz.

Biz, sapıklıkla, sapkınlıkla savaşırken Devletimiz de armut toplamamalı, üzerine düşenleri yapmalı, tabii ki. Var olmasının sebebi zaten, sadece bu değil midir; Vatandaşının huzuru ve selameti…
*
Bu dünyadaki iktidar savaşlarının aslı, iki yaşlı erkek ren geyiğinin birbirlerini incitmeksizin, sinirden arınmış boynuzlarını tokuşturarak, çıkan ses ile tüm sürüyü korkutup, sürüye hakimiyet için giriştikleri kavgadan ibarettir.
*
Sen inci olsan kaç yazar, bir çocuğun elinde bilye isen ve sen süzme pislik olsan kim bilebilir, paketin cafcaflı ise...
*
Satırlarda yazanı okumak için göze, satır aralarındaki boşluğu doldurmak için diyalektiğe ihtiyaç var...
*
Şu insan var ya şu insan! Ortalık altın sikke kaynasa, kaybettiği mangırın sesine kulak kabartır.
*
Demagojiye ancak kanıtın hâkimiyeti karşısında aciz kalan kişi başvurur. 
Aristoteles
Fikrin şiddet temayülü de demek yanlış olmazdı.
*
Fikrimce engellilerin ulaşımları için alınan araçlardan özel tüketim vergisi ve motorlu taşıtlar vergisi alınması hakkaniyete uyar değildir. Mevzuata göre alınmıyor denilirse, mevzuat yanlış düzenlenmiş, engel durumu yüzde doksan ve üzeri olanlar bu haktan direkt yararlanıyor, ama altında ise aracı engelli kullanmalı ve raporda özel donanımlı veya otomatik araç kullanabilir kaydı olması şartı aranıyor. Oysa heyet raporunda oranı 90ın altında olduğu için ve araç da kullanması imkansız olan nice engelli bu haktan yararlanamıyor.
Kriteri şu olmalı: Engelli araç kullanabilir durumda değilse oran ne olursa olsun ÖTV ve MTV bağışıklığından yararlanmalı.

Yazarın Diğer Yazıları