Levent ERTEKİN

15 temmuz ruhu

Levent ERTEKİN

 Toplumumuzun hemen her kademesinde Çanakkale savaşları anlatılır.

Bu savaşlardaki ruhu anlatmak için yaşanan bir olay insanların hangi ruh halinde olduklarını bize yansıtır.

Okullarda anlatılan bomba sırtı çok enteresan bir ruh halini bize yansıtır.

Neydi, o bomba sırtı….

İsterseniz olayı yeniden hatırlayalım.

''Karşılıklı siperler arasındaki mesafe 8 metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekilerin hiç birisi kurtulmamacasına hepsi düşüyor. İkinci siperdekiler yıldırım gibi onların yerine gidiyor fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekkülle biliyor musunuz? Bomba, şarapnel, kurşun yağmuru altında öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor. Sarsılma yok. Okuma bilenler Kur’an-ı Kerim okuyor ve Cennet’e gitmeye hazırlanıyor. Bilmeyenler ise Kelime-i Şahadet getiriyor ve ezan okuyarak yürüyorlar. Sıcak cehennem gibi kaynıyor. 20 düşmana karşı her siperde bir nefer süngü ile çarpışıyor. Ölüyor, öldürüyor. İşte bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren dünyanın hiçbir askerinde bulunmayan tebrike değer bir örnektir. Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur.”

İslam’a ve Kur’an’a bayraktarlık yapan, Mazlum milletlerin tek sığınağı ülkemin insanı 21. Yüzyılda modern bomba sırtı destanını yeniden yazdı.

            15 Temmuz akşamı darbeye teşebbüs eden görünüşte Paralel yapının ama arka planda “Amerika, İngiltere ve İsrail Konsorsiyumu” olan “üst akıl” ülkemin ufkunu karartma yönündeki teşebbüsü Bomba sırtı kahramanlarınca püskürtüldü.

            Tıpkı yüz yıl önce dedelerinin yaptığı gibi eli kanlı kendi içinde beslediği hainlere yeni bir ders verdi. İstanbul ve Ankara’da helikopter, uçak ve tanklardan açılan ateşe karşı en öndekiler vurulup şehadet rütbesine erişirken arkada gelenler öndekilerin öldüklerin görmelerine rağmen hiç tereddüt etmeden kurşunlara koşması bir kere daha gösterdi ki bu milletin evlatları vatan söz konusu olduğunda Mehmet Akif’in “Asımın nesline” dönüşmekte zerrece tereddüt etmemekte.

            Özellikle son yıllarda şehitler üzerine yaptığım araştırmalar çeşitli üniversitelerde sunduğum tebliğlerde hep şunu düşünmüşümdür. Çanakkale ruhunu kitaplardan okuyoruz ama acaba o ruhu yeniden yakalayabilmemiz mümkün olabilir mi? Yozlaşmış alabora olmuş bir değerler karmaşasında acaba milletin yeniden Çanakkale ruhunu yaşatabilmesi mümkün mü?

15 Temmuz kalkışmasında bir daha gördüm ve gurur duydum ki Çanakkale ruhu bu milletin dem ve damarlarına işlemiş.

Demokrasiye çalınmak istenen kara lekeyi 27 Mayıs,12 Mart, 12 Eylül darbelerinden ders çıkartan Bomba sırtı kahramanlarının torunları Demokrasi destanı yazarak temizledi.

Elbette ki demokrasi milletin kendi hakkına hukukuna sahip çıkmasıyla bir kere daha gösterdi ki yaşadığımız coğrafyada eğer hür ve bağımsız yaşamak istiyorsak sadece bizi yönetenlere değil kendi geleceğimize de sahip çıkmanın bedelini her daim ödemeye hazır olmalıyız.

                                                                                                       

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları