Levent ERTEKİN

Haddi aşmak-1

Levent ERTEKİN

 Haddi aşmak…

İslam literatüründe neredeyse İslam’ın beş şartından sonra değerlendirilen bir kavramdır.

Pek çok İslam alimi “İslam’ın şartı beş ise altıncısı haddini bilmektir”diyerek kulun bulunduğu hangi pozisyonda olursa olsun haddi aşmaması tavsiye edilmiştir.

Zira haddi aşmamayı edep olarak görmüş.

Haddi aşmayı da “edepsizlik” le eş değerde değerlendirmiştir.

Haddi aşmakla ilgili sözlükte; “Haddi aşmak sınırı aşmak, başkasının hak ve sınırını ihlal etmek, kötülükte ısrar etmek ve ileriye gitmek, fenalıkları alışkanlık haline getirmektir.”

İlk haddi aşan İblis'tir.

Bu nedenle haddi aşmak “tağut” diye tanımlanmış ve genelleştirilmiştir.

Haddi aşanlara karşı yapılması gereken mazlumun yanında yer almak, haddi aşanlarla savaşmaktır.

Size Abbasi halifelerinden meşhur Harun Reşid ile ilgili bir hikâyeden bahsedeceğim.

Miladi 800’lü yılların başıdır.

Bağdat’ta Halife Harun Reşit Bermekilerden (Abbasi Devleti’nin meşhur vezirlerinin mensup olduğu büyük bir ailedir..) olan veziri Cafer bin Yahya ile birlikte  sarayın bahçesinde gezerken canı meyve çekiyor.

Elmayı dalından kopartmak için uzanıyor. Ne var ki orta boylu olduğu için meyveye yetişemiyor.

Veziri Yahya’ya diyor ki;

“Omzuma çık! O meyveyi kopar ve bana ver!”

Vezir zayıf olduğu için Halifenin omzuna çıkıyor ve meyveyi koparıp veriyor.

Meyveyi yiyen Halife Harun Reşid; “Çok lezzetliymiş!” diyor. “Bana bahçıvanı çağırın. Bu lezzetli meyveden dolayı onu ödüllendireceğim”

Zaten az ileride duran ve olup biteni hayretle seyreden bahçıvan hemen geliyor.

Halife ona;  “Sana bir ödül vereceğim. Dile benden ne dilersen”  diyor.

Bahçıvan diyor ki;

“Sultanım sizden bir tek isteğim olacak. Bana benim Bermeki olmadığıma dair bir belge verir misiniz?”

Halife şaşırıyor.

“Herkes devlet kademesinde görev almak için bir Bermeki şeceresi uydururken herkes Bermeki olmaya can atarken sen niye Bermeki olmadığına dair belge istiyorsun ki? Kaldı ki sen bir Bermekisin. Bermeki olmaktan niye kaçıyorsun?”

Belgeyi almakta ısrar eden bahçıvan diyor ki; “Evet bir Bermekiyim. Ama mademki benden bir istekte bulunmamı istediniz. Ben bu belgeyi istiyorum. Başka da bir isteğim yok”

Halife Harun Reşid de; “Madem ısrar ediyorsun, istediğin belgeyi vereceğim sana” diyor ve daha sonra da o belgeyi veriyor bahçıvana.

Aradan yıllar geçiyor.

Bu süre içinde Bermeki ailesinden dördüncü ve son vezir olan Cafer bin Yahya’nın; Halife Harun Reşid ile çok yakın dostluğu devam eder ve gece-gündüz beraberdiler.

“Bu sebeple Cafer bin Yahya uzun müddet vezirlik yaptı. Pek çok servete ve imtiyaza sahip olan Cafer, babası ve kardeşinden daha çok meşhur oldu. Vezareti zamanında kendisi, babası ve kardeşleri son derece müreffeh bir hayat yaşadılar. Pek çok servete sahip oldular. Muhtaçları, âlimleri, sanatkârları görüp gözettiler ve sayılamayacak derecede hayır kurumları yaptılar. Böylece Bermeki ailesi, Abbasi Devleti’nin hem idaresinde ve hem de memleketin imarında, ilmin yayılmasında, ziraat, sanat, ticaret ve diğer alanların gelişmesinde çok hizmet ettiler.”

Adeta vezir Cafer bin Yahya ne istediyse Harun Reşid ikiletmeden fazlasıyla verdi.

Ancak ne olduysa Halife Harun Reşid yattığı “uykudan uyanır!”“gözleri açılır!”, “kulakları duymaya!” başlar.

Yazarın Diğer Yazıları