Şakir kebabı 88 yıllık ilginç ve uzun bir öyküdür. “Soğan maydanoz piyazıyla etin o muhteşem buluşması ve pide ile etin bütünleşmesi” diye anlatıyor ; Şakir Ağa’nın Oğlu Sanayici Mustafa Yaşar Büyükberber.
Bende anısı olan bu lezzet ustasını rahmetle anıyorum.
“Yıl 1925; Kayserili Ali Oğlu Şakir Kayseri’nin tek fes imalatçısı ve kalıpçısıdır. Cumhuriyetle birlikte devrimler birbirini izlemektedir. Bunlardan biri de malum şapka devrimidir.
Şapka devrimi ile birlikte Şakir Usta’nın mesleği sona ermiştir. Zaten genç eşini kaybetmenin de üzüntüsü ve bunalımı içindedir. Tüm birikimini toplayıp İzmir’e göç eder. İki yıllık İzmir serüveni muhtelif iş denemeleri ile geçer. En son dönemin şehiriçi nakliyatı olan at arabaları ile nakliyecilik yapmaktadır.
Anne ve babasının yoğun ısrarlarıyla işini devredip Kayseri’ye geri döner. İşsizdir ve yeni arayışlar içindedir. İzmir’de gördüğü köfteciler aklına gelir. Kayseri’de o tarihlerde iki tane aşevi adı altında yemek yapan dükkan vardır.
Şakir usta bu boşluğu görür ve karar verir kebap ve köfte yapacaktır. Demirkapı’da bugünkü İki Kapılı Meydan Camii yanındaki kapalı çarşı girişinde iki masalı küçük bir dükkan kiralar ve tamamen deneme yanılmalarla geliştirilerek soğan maydanoz piyazıyla etin o muhteşem buluşmasını ve pide ile etin bütünleşmesini keşfeder.
Çok kısa zamanda işi büyüterek Demirkapı’da daha büyük bir mekanda uzun yıllar Kayserili hemşehrilerine hizmet vermiştir. Kebapçı Şakir usta’nın dükkanı lezzetli bir kebap yemenin yanında espirilerin yapıldığı, fıkraların anlatıldığı geçmişten güncele tarihi anıların anlatıldığı bir mekan olması nedeniyle insanların sıkılmadan, sıralarını bekledikleri bir atmosfere de sahipti.
ŞAKİR KEBABI MARKA OLUYOR
Bugün Kayseri’de iki ayrı mekanda aile tarafından isim ve ürün marka tescili alınarak Kiçikapı Tennuri Sokak’da ve Osman Kavuncu Sanayii’de ikinci kuşak OğluYusuf Büyükberber ve üçüncü kuşak torunlar Şakir-Reşat Büyükberber ve ben küçük oğul Sanayici Mustafa Yaşar Büyükberber baba mirası olan bu kebabı İstanbul’da dost meclislerinde gururla rahmete vesile olarak orjinaline birebir sadık kalarak titizlikle yaparak yaşatmaya çalışıyorum.”Mustafa bey bunları anlattı saçın başına geçti, özel olarak hazırlanan koyun eti eti saç üzerinde kavurmaya başladı.Kavrulan etler pide ile soğan ve maydanozla buluştu.İstanbulda Yataşın Yakacık bölge müdürlüğünde Kayserili hemşehrilerimize ikram edildi.
MARAŞAL FEVZİ ÇAKMAKLA BİR ANI
Kayserili asker Şakirin bu anısnı değerli yazar Ahmet Sıvacının ağzından dinleyelim; Şakir Ağa Askerlik görevin Yozgatta Çamlık adı verilen bölgede yapar.O yıllarda birgün Mereşal Fevzi Çakmak birliği denetlemeye gelir.Kendisi gençlik yıllarından güzel yemek yapmayı bilen bir insandır.Bölük komutanı kendisinden Meraşak Fevzi Çakmak için özel bir yemek yapmasını ister.Kayserili asker Şakir komutanın emir üzerine toprağı kazar ve tandır usulü kuzu kızartma hazırlar.Adeta parmaklarında bir sihir vardır.Özel bir şekilde hazırlanan yemek Maraşal Fevzi Çakmak tarafından beğenelirki kendisini tanımak ister.Huzura çıkan Asker Şakir’e Maraşal Fevzi Çakmak övgü dolu sözler söyler ve kendisine ödül olarak memleket izni verir.
BABAMLA ŞAKİR KEBABI
1960 lı yıllarda rahmetli babam Kayseri’de öğrenci iken her gelişinde İki kapılı caminin akasındaki eski tek katlı dükkanda Şakir Kebabını yemeğe götürürdü.Demirkapı Meydanı denilen yerden Yeşilhisar ilçesinin otobüsleri kalkardı.Okuldan arkadaşım Baha Emre ile öğleyin çoğu zaman buraya gelirdik. Bankada çalışan babamın zaman zaman Kayseri Ziraat Bankasına grup götürmeğe geldiğinde bu işlem hep tekrarlanırdı.Her gittiğimizde bekler, etin o mis gibi kokusunu içimizde hisserdedik.Sanki o mis gibi kokusuyla doyardık.Ya ağzımızın tadı vardı yada etler çok lezzetliydi yada Şakir Ağa pişirirken sevgisini katardı. Şakir Amcadan çok oğlu Yusuf usta olurdu saç kavurmanın başında.Yusuf usta ağabeyim Av.Esat Beyi ve bizleri çok iyi tanırdı…O zaman yediğim saç kavurmanın tadına o günden sonra birda hiç bir yerde rastlamadım.
Şakir Ağa 1969 yılında hastalanınca büyük oğlu Yusufu yanına çağırır.Adımın ve mesleğimin unutulmaması için oğlum Şakire mesleğimi öğret diye vasiyet eder.Çünkü Şakir onun adını taşımaktadır.22 Haziran 1969 tarihinde vafat Eder. Yusuf usta babasının son sözlerini yerine getirir, Şakir ve Reşat Beylere mesleğin inceliklerini öğretir ve kısa zamanda kebap ustası olarak yetişirler.İşte size bir lezzet ustası Şakir Ağanın öyküsü,yattığı yer nurla dolsun.
Yorumlar 1
İhsan GÖRÜCÜ 12 Aralık 2013 00:03
şimdi ki şakir kebapçısı o dediğiniz şakir ustanın dördüncü nesilden olduğunu söyledi lezzetli yapıyor torunları da