Mehmet AYMAN

Acının Adı Gazze 

Mehmet AYMAN

Bismillah

Başından ağır bir darbe alan bir insanın durumunu birlikte sakin kafayla düşünelim. Aldığı darbenin etkisiyle  insanın denge mekanizması bozulur önce şöyle bir sendeler ve yere düşer. Toparlanıncaya kadar bir zaman geçmesi gerekir. Sonrası ağır bir travma, belki de hafıza kaybı ve ne yapacağını bilememe hali bir nevi şaşkınlık. Hele bu insan zayıf bünyeli bir çocuk, bir ihtiyar veya bir kadın, bir hasta ise durumun vahameti belki on kat daha artar. Son olarak bu vahim durumun fiziksel bir darbe değil de her gün, her saat başımıza yağan dev bombaların sebebiyle olduğunu ve aylarca devam ettiğini bir tahayyül edelim; İşte o zaman tam olarak nasıl bir felaketle karşı karşıya kaldığımızı daha iyi anlayacağız.

Her tarafta yanmış yıkılmış bina enkazları, Enkazların altında çıkarılamayan cesetlerin etrafa yaydığı ağır kokular, hatta yürürken ayağınıza takılan ceset veya iskelet parçaları. Bir de bu ceset parçasının birkaç gün öncesindeki bombardımanda kaybettiğiniz bir can parenize ait olduğunu tahayyül edin. Bütün bu hengâmede bir de açlık, susuzluk, bulaşıcı hastalıklar vs gibi insanı perişan eden tüm yoksunluklar. Tedavi ikanınız kalmamış. Çünkü hastaneleriniz yıkılmış, doktorlarınız öldürülmüş ve tüm tedavi imkânlarınız ellerinizden alınmış.

Evlad’ü iyâlinizin birkaç lokmalık ekmekle de olsa açlığa ve savaşa karşı direnecek güç bulabilmelerini sağlamak için göz göre göre kendinizi bombaların altına atıyorsunuz. Bulursanız üç beş ekmeklik un o gün şanslısınız. Tabii eğer bombalardan kurtulup sağ salim ailenize kavuşursanız.

Dünyanın en usta yazarları, hatipleri, senaristleri bir araya gelse ve tüm güçlerini birleştirseler Gazze de yaşanan acıları anlatamazlar. Çünkü orada yaşanan acıyı, yokluğu yoksunluğu anlatacak sözcükler henüz icat edilip lugatlara sözlüklere girmedi. 

Fakat insanoğlu nisyan/unutmak ile maluldür demişler.(yani unutkanlık hastalığına yakalanmıştır). Hemen unutur. Biz bu acıları Ümmet olarak daha önceden defalarca yaşamıştık. Hem de aynı düşmanlar eliyle Asya da Afrika da, Avrupa da (Endülüs te, Bosna da …) Anadolu da. Halen Gazze de.

Yıllarca ırkçılık(Arapçılık, Türkçülük) yapıldı, Irkdaşlar suskun ve tepkisiz. İslam kardeşliği ile ilgili cilt cilt kitaplar makaleler yazıldı, şarkılar marşlar bestelendi. Din kardeşlerimiz adeta çaresiz, elleri kolları bağlı oturmaktalar. Biz ne yapacağımızı bilemez durumda bekleşirken katil İsrail de Yahudi boş durmuyor ve savaşı yaymaya çalışıyor. Gazze ise hala açlık susuzluk, hastalık ve bombardıman altında mücadele veriyor. Gazze top yekûn yok olmanın eşiğinde. Gazze Ölüyor. Gazze de insanlar ölürken tüm yeryüzünde insanlık ölüyor.

Endülüs’ü ve Çanakkale’yi hatırlayalım

 

Öyle bir felakete uğradık ki Endülüs’te biz
Üstümüze devrildi sanki, Şehlan ve Uhud dağları
Nazar değdi İslam’a Endülüs’te, bela üstüne bela
Yağdı yağmur gibi, O güzelim şehirler üstüne

                           (Salih b. Kuddüs; Endülüs Mersilesi’nden)

Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;

Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.

Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,

Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam.

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;

O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,

Boşanır sırtlara, vâdîlere, sağnak sağnak.

                           (Mehmet Akif Ersoy; Çanakkale şehitleri’nden)

 

Uyan ey gafil Müslüman, ibret denizi zaman
Sen uyumuş olsan da, asla uyumaz düşman.

Yazarın Diğer Yazıları