
Nedir bu kabalık azizim!
Mehtap Karakaya YÖRÜK
"İnsan olmak" üzerine onlarca özlü söz okudum.. Mevcut sosyal paylaşım platformlarında her profilde itinayla paylaşılan o "kusursuz insan" modeli..
Aklın tüccarlığı olmaz ki tacirine tahammül edelim?
İnsandan kasıt "evrensel değerler"e sahip canlı kanımca..
Bu yazıya başlarken.. Hedef kitleme asla ikiyüzlü demeyeceğim! Zira istisnasız her insanın birden fazla yüzü vardır. Hepimizin! Evdeki sen, işteki sen, arkadaş ortamında sen, kendinle kaldığında sen... Bir sûret.. Bir sürü hâl, bir sürü yüz.. Statik değilsin ki tek yüzün olsun.
Hâsılı..
Sosyal medya profiline bakacak olsam "Ne dolandırıcımız var ne şahsiyetsizimiz! Ne kibar, ne empati sahibi, ne anlayışlı, ne nezaket sahibi memleketim insanı!" derdim.. Olmak istenen, aslında olan.. Bu insanlık işine evvelâ kendine dürüst olarak başlansa hiç fena olmayacak. Hatasıyla, günahıyla, iyisiyle, sevabıyla bir bireyin "bu benim!" demesi güzel bir adım olurdu.
Meselâ bir kurumda görevli memur.. Karşısında işini halletmesi gereken bir gariban. Açık Öğretime kayıt yaptırmış.. Çok istemiş zamanında okumayı. Ancak fırsat bulmuş. Kitap sormaya geliyor. Hani bedava dağıtılıyor ya.. Neyse efendim bizim bu memur aşağılarcasına, baştan savarcasına bir eda ile "üff"lü, "püff"lü bir "Gelmedi!" cevabını veriyor. Oraya gelen herkese bu muamele yapılıyor. Ve aynı memur sosyal medyadan "insanlık" felsefeciği yapıyor.
Küçüklüğümden beri hep dikkat etmişimdir; yoksul ya da muhtaç insanlara memurundan âmirine her cenah böyle bir "çemkirik" üslûp takınır. Çok kabaca! Kabalık bu! Oysa esas karşısında ezilmesi gereken o yoksul ve muhtaç insanlar iken..
Ezil! Ezil ki İNSAN olarak üzerine düşeni yapmadığın için.. Yatağa tok girdiğin için! Variyet yarışında boğulup unvan deryasında kaybolduğun için ezil! Dilenenleri gördükçe ezil!
Muhterem Müslümanlar!
Altın varaklı bilmem neler, kaç karatlı bilmem neler... Çok komik ve görgüsüzce şeyler.. Elitlik değil bu. Görgüsüzlük!
Kapımıza kilit vurmayı bıraktığımız gün sorgulamayı da bırakacağım vesselam.. Neyi? İnsanlık ve Müslümanlık üzerine verdiğiniz demeçler ile şahsiyetinizi!
Bir parantez:
Sosyal medya kompleksleri yüze vuruyor.
Bu denli akıl vermeye çalışan, kendini kusursuz, başkalarını kusurlu gören, her fırsatta kendini öven kimselerle dolu bir toplumuz.. Ne yazık ki aşağılık kompleksi ve narsist kişilik bozukluğu tek seansta tedavi edilemiyor.
Asla mükemmel değiliz!
Asla kusursuz değiliz!
Sadece kabullenmek.. Bireyin kendi kendini kabullenmesi; her şeyiyle..
BİR MARUZATIM DAHA VAR!
Aslında teklif..
Tüm ülkede yaş ve cinsiyet gözetmeksizin bir aylığına herkese nezaket eğitimi verilsin.
Bir dönem kabalığı "Anadolu Ağzı" kullanmak olarak lanse eden bir güruh vardı. Hâlâ da vardır.. Esas kabalık "Nörüyon" demek değildir oysa... Göre göre dememek... Anlatsalar, iyi olur. Toplum içinde yapılması/yapılmaması gerekenler, konuşmuş olmak için konuşmamak, özür dilemek, yaşlı ve hastalara toplu taşıma araçlarında yer vermek, seçici olmak, eli kolu eşya dolu bir şahsın kapısını o rica etmeden açmak (samimiyet gerektirmez) gibi sade, basit ama güzel alışkanlıklar..
Kırılganlığımızdaki artışı durdurur belki, soğumalarımız azalır.. Özlemimiz yerini pişmanlığa bırakmayı bırakır belki..
Hem biraz vaktimiz de olur; oturup ince şeyleri düşünmeye...