Recep UZUNOĞLU

15-16 Mart ekonomi şenliği

Recep UZUNOĞLU

Başlığı okuduğunuzda, sevgili yazar bize ne anlatmaya çalışıyorsun, ekonomide ne olacak dediyseniz, meraklandıysanız şimdi "sevgili okurlarım" sizlere açıklayayım.
 
15 Mart Çarşamba günü akşam saatlerinde FED (Amerika Merkez Bankası)'in açıklaması var, bu açıklama herhangi bir açıklama değil, bu senenin başından beri yazdığım ve üç kere yapılacağını tahmin ettiğim faiz açıklaması var. Son günlerde doların değer kazanmasının sebepleri arasında bu faiz açıklamasının sonucunun "Fed'in faiz artıracağı" yönünde olmasının çok büyük payı var. Mart'ta faiz artırmasına başlayan Fed, izleme politikasını senelik bazda yaptığı için, henüz erken bir faiz artırımı dememiz mümkündür. Buna karşılık bu sene Fed'in üç kere faiz artıracağı yönünde tahminlerimi de kuvvetlendirdiğini belirtmem gerekir.
 
16 Mart Perşembe günü de TCMB (Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası) PPK(Para Piyasaları Kurulu) faiz kararını açıklayacak.
 
Faiz artırmaktan elden geldiği kadar kaçınan Merkez Bankası başkanımız Murat Çetinkaya, Fed'in potansiyel oluşturan faiz artırımı kararı sonucu çıkacak olur ise ne yapacak şu an iş ve finans dünyası için çok ciddi bir merak konusu.
 
Buna karşılık piyasaların cevabı yazımın başında da söylediğim gibi fiyatların TL için değer kaybı yaşaması durumunu ortaya koyuyor. Haftanın başından itibaren Fed kararını açıklayana kadar yine TL için değer kaybı yaşanabilir. Buna karşılık Fed tahminlerimiz doğrultusunda faiz artırsa dahi, piyasalar fiyatları satın aldığı için, değer kazanmayı artık bırakabilir. Piyasaların fiyatları satın alması dediğim olguyu daha önce Fitch kararını açıkladığında hepimiz yaşadık ve tecrübe ettik. TL'nin aleyhine bir potansiyel beklenti güçlendiği sırada, fiyatlar değer kazanıyor ancak karar tahminler doğrultusunda çıktığı zaman ise bir kısım değer kaybı yaşaması bile söz konusu olabiliyor.
 
Buna karşılık birde bizim özel durumumuz var ki buda 16 Nisan'da yapılacak referanduma kadar hükümetin TL için aşırı değer kaybını göze alamayacak olması. Ekonomi malum olduğu üzere devletler ve hükümetler için büyük önem arz etmekte. Hükümet bunun bilincinde olarak piyasaları sıkıntılı bir pozisyona sokmamak için can-ı gönülden çaba sarf etmek durumunda kalıyor.
 
Ayrıca son zamanlarda haber izleyip okuyan herkesin anlayabileceği üzere, devlet şirketlerin kredi alarak yani daha çok borçlanarak sıkıntılarını gidermeye çalışıyor. Borçlanarak büyüme dünyada milyonlarca örneği olan bir ekonomik büyüme sistemidir. Ancak bizim ülkemizde bu sistemin ileriye yönelik tamamıyla kurtuluş modeli olduğunu savunmuyorum. Kredi anlık olarak para kullanmak demek ama bunu misliyle yeniden ödemek anlamını da taşıyor. Yani elinize emanet para almak bir anlam ifade etmiyor. Önümüzdeki günlerde piyasaların açılarak şirketlere borçlarını ödeyebilmeleri imkanı tanımak gerekiyor. Aksi halde geçici olarak solüsyon tarzında kullanılan kredi sadece aylık, yıllık olarak rahatlamak demektir. Bu ülkeye yıllarca istihdam sağlayacak ve dünyanın güvenini kazanarak, vizyoner bir işletme sistemi modeli üzerinden iş yapan şirketler değer katacaktır.
 
Ek olarak Hollanda'nın kendi yandaşları adına prim yapma amacıyla gerçekleştirdiği, Müslüman Türk milletine yaptığı bu basitçe oyunu kınıyorum. Bu hain harekete mukabil piyasaların TL için bir kısım olumsuz hareket oluşturması öngörülebilir bir durumdur. Bu kadar basit  bir hedefe yönelik Türkiye ile diplomatik kriz çıkarmak, ahmaklıktan başka hiçbir şey değildir.
 
 

Yazarın Diğer Yazıları