Recep UZUNOĞLU

Döviz ve altın neden güç kazandı?

Recep UZUNOĞLU


Geride bıraktığımız haftaları ve yazdıklarımı değerlendirirsek, gayet sakin haftalar geçirdiğimizi, karışık ve hararetli geçen günlerin ardından daha oturaklı ve ağırbaşlı günler ile ekonominin senkronize olduğunu ifade ettiğimi hatırlarsınız. Geçtiğimiz hafta için de beklentilerim aynıydı. Yine sakin bir hafta geçirmeyi bekliyordum, çok dalgalı olmayan sadece belli ivmeleri olan kur fiyatları ve sıradan açıklamalar… 

Ekonomik olaylar birbirine bağlantılı bir biçimde gelişir. Muhakkak sebep-sonuç ilişkisi vardır. Ancak bu hafta öyle olmadı. Bir anda saman alevi edası ile fiyatlar yükselmeye başladı. Hepsi TL’nin aleyhine olacak şekilde, minimum yüzde 1.5 olmak kaydıyla yükselme trendine girdi. İşin açığı gelişen olayları şöyle bir kurcalasam da, gerekli ve reel bir sebep göremiyorum. Üstelik Euro’nun ortada şu anda atak yapmasını gerektirecek hiçbir sebep yok iken böyle bir atak yapması ve geri dönememesi aklımı çok karıştırıyor. Dolar ve gram altın, yükselmelerine karşın en azından orta seviyelere doğru gelirken, Euro hiçbir reaksiyon göstermeyip olduğu yerde sayıyor. Bunun arkasında sürekli AB(Avrupa Birliği)’nin sıkıntılarını vurgulamamıza karşın bazı lobi güçlerinin etkili olduğuna inanıyorum. Fiyatlar arz-talep dengesi üzerinden değerlendirilir. Euro’nun bu kadar kolay bir şekilde böyle değer kazanması, Avrupa’da yapılan araştırmalar sonucunda sürekli olarak Avrupa’ya güvenin arttığı(!) sonuçlarının ortaya konulması insanı hayrete düşürüyor doğrusu.

 Ayrıca ülke gündemi açısından bu haftanın en önemli gelişmelerinden biri şüphesiz ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden Ak Parti genel başkanı seçilmesidir. 16 Nisan’dan sonra sürekli olarak ekonomide ciddi reformlar olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı’nın, Kabine başta olmak üzere yapacağı değişikliklerin sinyallerini ve sonuçlarını önümüzdeki haftalarda muhakkak ki göreceğiz.

 Ramazan’ın başlamasına bir elin parmağı kadar gün kalmışken sürekli çalışan midelerimizin yanısıra umarım ki stresli geçen bir yılın ardından, biz müminler de uhrevi havalar sonucu sükunete kavuşuruz. Ticaretle uğraşıp bazı akşamlar iki tane ağrı kesici ile ayakta durabilen biri olarak ben dahi Ramazan’ın gelmesiyle her şeyi bir köşeye bırakıp az da olsa, en azından zihnimi yormamak açısından rahat edebiliyorum. Akşam iftar saatine odaklanmışken zaten bunu yapmak çok da zor olmuyor hani.

 Piyasaların canlı tutulması adına Ramazan ayının gıda sektörüne her sene olduğu gibi bereketiyle geleceğine inanıyorum. Genelleme yaparak ifade ediyorum ki her mesleğin bir “altın sezonu” yani işlerin çok açık olduğu bir dönemi vardır. Hatta öyle ki seneden seneye işler bu dönemde yapılan cirolar üzerinden kıyas edilir. Gıda sektörü başta olmak üzere birçok sektör yine inanıyorum ki layığıyla nasibini alacaktır. Kendi sektörüm dahil bir kısım sektörlerde iş akışı yavaşlasa dahi ki, tekrar ediyorum akşam iftar saatini gözlemekten çok kafa yoramıyor insan bu daralmaya, aldığım genel izlenimler sonucu bu yaz sezonunun ticari açıdan en azından geçen yıldan daha kötü geçeceğine ben inanmıyorum. Kendi gözlemlerim, genel sohbetlerim esnasında zorlu bir kışı arkamızda bırakırken en azından bütün esnaflarımızın verdiği emeğin karşılığını alacağı bir sezon, bizleri bekliyor diye temenni ediyorum.

 Bereketli ve keyifli haftalar diliyorum.
 

Yorumlar 1
Suzan 26 Mayıs 2017 00:12

Bende hayırlı ramazanlar diliyorum...

Yazarın Diğer Yazıları