
Ekonomik plan şart
Recep UZUNOĞLU
Kıymetli okurlarım, geride bıraktığımız hafta içerisinde gayet pürüzsüz günler geçirdiğimizi ifade etmek yanlış olmaz.
Türk Lirası için gayet başarılı bir haftayı geride bırakıyoruz. Hem referandum sonucunun piyasa tahmin ve beklentilerinden ötürü satın aldığı kararın çıkması, hem de Dolar'ın bu hafta genel olarak bütün ülke para birimlerine karşı değer kaybetme eğiliminde olması nedeniyle Türk Lirası için kârlı bir hafta oldu.
Buna karşın haftalardır yazdığım gibi referandum öncesi fiyatları uçurmamak adına önemli manevralar ortaya konuldu, Merkez Bankası ve Hükümet ekstra gayret sarf ederek TL için elden gelenin fazlasını yaptı. Ancak bunun karşılığında Merkez Bankamızın döviz rezervlerinde ciddi bir erime söz konusu oldu. Bunun yıl sonuna kadar acilen müdahale edilmesi gereken bir konu olması gerektiğini düşünüyorum. Bu arada Merkez Bankasının gösterdiği çabalardan birisi de, doların yukarı yönlü manevra yapmaması adına bankalara düşük faizli döviz sağlayarak bankaların döviz ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılamasını sağlıyor. Ancak Doların bu aşağı trendini çok uzun süre devam ettireceği düşünmüyorum.
Altın ise ons bazında inanılmaz yükseliş gösterdikten sonra bir kısım gerileme yaşadı. Hoş, Ons bağlantısından ötürü Gram bazında Altın inanılmaz zıplamalar yaşadı fakat şu sıralar tam orta seviyeler olan ve kırılma noktası olduğunu düşündüğüm 150 TL civarını seyrediyor. Sizlere altın ile ilgili çok net bir tavsiye de bulunacağım, önümüzdeki günlerde eğer Gram Altın 147 TL ve aşağısını görürse kesinlikle alım yapınız. Altının önü çok açık ve berrak. Son dönemde yaşanan olayların ışığında en çok kazandıranın TL bazında altın olduğunun da altını çizmek gerek.
Genel olarak bakıldığı zaman yurtiçi ve yurtdışındaki nakit dönüşünün hızla bizim açımızı olumluya çevirme eğilimi şüphesiz var. Zaten referandum sebebiyle bu tip nakit girişlerinin olabileceğinin sinyallerini vermiştim. Ancak bu olumlu hal ne kadar süre ile devam eder, tansiyon bu kadar sakin kalabilir mi, önümüzdeki günlerde başkanlık sisteminin ilk icraatları ve reaksiyonları neler olacak bakacağız. Mecazi anlatımla iç piyasalar için inanılmaz yoğun bir haftanın sonrasında ki tatil günlerini yaşadığımız bir hafta oldu. Sakin, dingin şöyle ayaklarımızı uzatmışız, kafamız rahat. Ancak Pazartesi yine gelecek. Bunun da her zaman gözümüzün önünde durması gerekiyor. Ülkenin yeni yol güzergâhı, mali ve ekonomik tutumu, kabinede yapılacak değişiklikler gibi değişimler çok uzağımızda değil.
İç piyasa ile ilgili şunun da çok önemli olduğunun lütfen farkına varalım. Millet olarak uzun vadeli planlar yapmak yerine hep günü kurtarmaya meyilli bir yapımız var. Basite kaçmak filan değil bunun adı, oturup kafadan tablolar çıkarıp ne konuda olursa olsun plan yapmayı çok sevmiyoruz. Bizler şahıs olarak kendimizden sorumluyuz ve her koyun kendi bacağından asılır fakat hazır elimizde yeniden bir şeylere başlamak fırsatı ve motivasyonu varken bu ülkenin ekonomik olarak artık gerçek bir plan sahibi olmasının da önemini anlayalım. Denizin ortasında dalga ne tarafa çekerse oraya doğru gitmeyelim. Bir stratejimiz ve öngörümüz olsun. Bir yönümüz ve hedefimiz olsun. Sözde hedeften bahsetmiyorum özde, gerçek ve oraya doğru koşacağımız hedeflerden bahsediyorum.
Son olarak Euro bölgesi için Fransa seçimlerin sonuçları kritik rol oynamakta. Ulusal Cephe Adayı Marine Le Pen'in seçimleri kazanması halinde Fransa, Euro bölgesinden çıkması vaadiyle gelen bir Cumhurbaşkanına sahip olacak. Böyle bir durumun Euro için nasıl sonuçlanacağını az-çok sizler de tahmin ediyorsunuzdur. Şu anda güçlü adaylar arasında gösterilen Le Pen eğer başa geçerse hem AB (Avrupa Birliği) hem Fransa için esrarengiz, euro içinse sıkıntılı günler yaşanabilir.
Keyifli, bereketli ve huzurlu haftalar.