Recep UZUNOĞLU

Paranın yönü

Recep UZUNOĞLU

Bu hafta açıklanan ve son 6 yılın zirvesine ulaşan işsizlik rakamlarıyla başlamak istiyorum, yüzde 12.1 seviyesine ulaşmış bir işsizlik problemimiz var. Buna karşın Cumhurbaşkanı'nın istihdam seferberliği ilan etmesi durumu var. Bu ikisi bir araya geldiğinde yine işsizlik sorunu ortadan kalkmayacaktır. Büyük işadamlarının istihdam sağlamak adına yeni işçi alımları yapmasıyla işsizlik rakamlarını tek haneli sayılara ulaştırmak hayal. Eğitim sistemimizin de ciddi açıkları olduğunu söyleyerek bu ikisi arasında ki bağlantıyı şöyle bir düşünmeyi teklif ediyorum. Malum artık ülkemizin 81 ilinde üniversite var, maalesef bu bizlerin eğitim konusunda çok ileri düzeyde olduğumuz anlamına gelmiyor. Adı üniversite olan ancak kapısında yıllar geçirmesine rağmen hayatında ve ufkunda hiçbir şey değişmeyen çok insan var. Sırf eğitim değil bakınız insan hayatına katkısı olmayan üniversiteler var. Ben çocukluk yıllarımdan itibaren her zaman ticaret ile içli-dışlı olmayı seven biriydim. Ortaokul-Lise yıllarında her hafta piyasa takibi yapar ve ticarethanemize yardımcı olmak için gelirdim, işyerinde çalışmak kadar mutlu eden bir şey yoktur beni. İnsanlarla iletişim halinde olmak, yeni fikirler geliştirmek, sürekli yenilenmeye ve teknoloji devrine ayak uydurmak için uğraşmak, sabah gittiğimde o işyerine girmek beni hayatta en çok mutlu eden şeyler. Çocukluğumdan beri eğitimle birlikte daha çok ticarete önem vermişimdir. Buna mukabil üniversitede mesleğimle iniltili bir bölüme gittim. Şu anda verimli olduğuma ve ileride çok daha verimli olmaya devam edeceğimi düşünüyorum ve kendime güveniyorum. En önemlisi bu yazımda üçüncü kez söylüyorum mutluyum! 
 
İşsizlik gün gün artarken nitelikli eleman alımı bir o kadar zorlaştı. Yıllardır herkes belli kalıp mesleklerin peşinde koşturmaktan bir hal oldu. Yıllarca emeklerinin karşılığını alamadan saçma sapan işlerde çalıştı ve hala çalışmaya devam ediyor. Lütfen işsizlik probleminin sadece piyasa ile alakalı olmadığını anlayın. Eğitim sisteminin durumu böyle olduktan sonra hiçbir şekilde ilerleme kaydedilemez. Her insan aynı değildir, herkesi aynı basmakalıp ile yetiştiremezsiniz.
 
TL ile ilgili düşüncelerime gelecek olursak, geride bıraktığımız hafta içerisinde çok sınırlı hareketler oldu. Referandum sürecinin yaklaşmasına rağmen beklentilerin aksine TL ters ya da negatif bir şablon çizmedi. 16 Nisan’daki referanduma kadar TL'nin aşırı değer kaybedeceğini düşünmüyorum. Önümüzdeki ay FED(Amerika Merkez Bankası) faiz artırımı ile karşımıza gelebilir. Buna karşın ben yine çok aşırı bir hareketlenme yani daha doğrusu geride bıraktığımız aylar içerisinde yaşanan ve katlayarak giden döviz piyasasının en azından referandum olana kadar değer kaybı beklemiyorum. Hükümet 16 Nisan'a kadar elinde ne varsa kullanarak, piyasaları kendi lehine çevirmeye çalışacaktır. 16 Nisan'dan sonra ne olacak, sonuç ne çıkacak tabi ki bilmiyorum, işin açığı tahmin dahi yürütmüyorum ama erken seçim kararı alınırsa piyasaların karışması muhtemel.
 
Önümüzdeki hafta tahminlerim;
TL, Dolar karşısında çok sınırlı bile olsa değer kazanabilir.
TL, Euro karşısında çok sınırlı bile olsa değer kaybedebilir.
BIST bu hafta geride bıraktığımız hafta gibi değer kazandırabilir.
Kazançlı ve çok keyifli bir hafta diliyorum...
 

Yorumlar 1
Suzan 22 Şubat 2017 00:24

Babasının oğlu yolun açık olsun baban seninle nekadar gurur duysa azdır Bizleri bilgilendirdiğin için teşekkürler rdiğin

Yazarın Diğer Yazıları