Zaman sular, seller gibi durmak bilmeden akıp gidiyor. Ne bekletmek mümkün ne de durdurmak. Zaman her an değişiyor. Bu değişimi ilk çağ filozoflarından Heraklitos: "Zaman nehir gibidir. Ânı yaşa, geçen su bir daha gelmez." ve "Bir yıkandığın ırmakta bir daha yıkanamazsın, çünkü sular değişmiştir." sözleri ne de güzel açıklıyor. Bir film gibi geçip giden zamanda başrolü oynayan kişinin kendisidir. Zaman değişse de figüranlar değişse de başrolde hep biz varız. Peki bu değişim sürecinde değişmemesi gereken şeyler var mıdır ya da değişmemesi gereken neler var?
Bunlardan ilki ve en önemlisi iman konusudur, inançtır. Zaman ne kadar değişirse değişsin ne kadar gelişirse gelişsin biz imanımızı korumalı ve ona uygun yaşamalıyız. Çünkü Allah katında din İslâm'dır. İslâm'dan başka din edinenlerin dinlerinin kabul edilmeyeceğini Yüce Allah göndermiş olduğu hak kitabı Kur'an'da haber vermiştir. (bkz Âl-i İmran Sûresi: 19 ve 85. Ayetler)
Bir diğer bakış açısıyla ele alacak olursak bir şeyi başaracağına inanmak zafere, başarıya ulaşmanın ilk ve en önemli adımıdır. Örneğin 'Çanakkale Zaferi' için değerlendirme yapılırken söylenen 'İmanın imkansızlığı yendiği yer' ifadesinde belirtildiği gibi inancın zaferidir Çanakkale. Yine çaresiz hastalıklara yakalanıp da kurtulan insanlar bu hastalıktan kurtulacağına inananlardır. Umudunu, inancını yitiren insanlar tükenmeye mahkumdur.
Zaman değişirken, gelişirken bir diğer korunması gereken husus ilkelerdir. Zira ilkeli hareket kişi ya da kişiler değişse bile sonuca ulaştırır. Ancak kişiler değişince ilkeler de değişirse sonuca ulaşmak mümkün değildir. Her defasında silip baştan başlamak terakkiye (ilerleme) değil tereddiye (gerileme) sebep olur hem geride bırakır hem de hedefe ulaşmayı engeller. Örneğin ülke yönetiminde siyasi değişimler oldukça seçilen her siyasi otorite evrensel ilkeler yerine kendine göre kurallar koysa başarıya ulaşmak mümkün değildir.
Yine bunca değişimin içinde değişmemesi gereken bir husus da sorumluluk bilincidir. Huzur, mutluluk ve hedeflerimize ulaşmak istiyorsak her halükârda sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. Zira sorumluluktan kaçarak sonuca ulaşmak imkânsızdır. Birey olarak sorumlu olduğumuz gibi birbirimize karşı da sorumluyuz. Bu durumu Hazreti Muhammed (sav) "Hepiniz çobansınız ve hepiniz yönetimi altında olanlardan sorumludur ..." ((bkz.: Buhârî, İstikrâz, 20) hadis-i şerifinde ne de güzel açıklamıştır. Zamanın kıymetini ve sorumluluğun önemini anlatan "iki günü birbirine eşit olan zarardadır" (bkz. Aclunî, Keşfu’l-Hafa, 2/276) hadis-i şerifi de oldukça manidardır. Şayet zaman iyi değerlendirilip sorumluluklar yerine getirilirse kazanan biz oluruz. Atasözünde de belirtildiği gibi "Vakit nakittir” dolayısıyla bir servet gibi değerlendirilmelidir. Yine “Vakitlerle yakutlar satın alınabilir ama yakutlarla vakitler satın alınamaz” atasözü de vaktin kıymetini bilme hususunda çok manidardır.
Vatan sevgisi, devlet şuurunun korunması bağımsızlık sembolü olan Bayrağımıza sahip çıkma bu hızlı değişim sürecinde sahip olunması ve korunması gereken temel değerlerdir. Zira bunlar birlik ve beraberliğin de gereğidir. Birlik ve beraberlik şuuru vatanımızı, milletimizi, devletimizi korumak ve geliştirmek için çok önemlidir. Milli şairimiz Mehmet Akif'in de belirttiği gibi:
Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.
Bu dünya yatırım dünyası olduğu gibi aynı zamanda yaptırım dünyasıdır. Misliyle kazanan da var her şeyini kaybedip giden de var. Herkesin bildiği özlü söz haline gelmiş bir slogan var: "Ne verirsen elinle o gidecek seninle". Dünya da varını yoğunu Allah için İnfak edenler olduğu gibi tabiri caizse zırnık koklatmayan çok cimri, pinti insanlar da var.
Aslında yaşadıklarımız Yaptıklarımızın teminatı olduğu gibi yapacaklarımız da geleceği-mizin teminatı olacaktır. Zira Yüce Allah "Kişinin önünde ve arkasında Allah’ın emriyle onu kayıt ve koruma altına alan takipçiler vardır. Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez. Allah herhangi bir toplumun başına bir kötülük gelmesini diledi mi, artık onun geri çevrilmesi mümkün değildir. Onların Allah’tan başka yardımcıları da bulunmaz." (Ra'd Sûresi; 11. Ayet) buyurmaktadır. Atalarımızın da belirttiği gibi: "Ne Ekersen Onu Biçersin". İster biçer-döverle biç, istersen tırpanla biç. İster kazma kürekle sök, topla istersen elinle sök, topla. Aletler değişse de teknoloji ilerlerse de çağ atom uzay çağı olsa da değişmeyen tek hakikat herkes ektiğini biçer. Ancak bu dünyada etkileşim kaçınılmaz olduğu için başkalarının yaptıkları veya yapmaları gerektiği halde terk ettikleri yüzünden biz de istemesek de zarar görüyoruz. Bu hususu Yüce Allah'ım hak kitabı Kur'an-ı Kerim'de tahzir/uyarı mahiyetinde "Bir de öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz (umuma sirayet ve hepsini perişan eder). Biliniz ki, Allah'ın azabı şiddetlidir." (Enfal Sûresi: 25) buyurarak ayeti celilesinde bize haber vermiştir.
Unutmamalıyız ki; başarıya ulaşanlar çalışanlardır ve unutmamalıyız ki bizi biz yapan, yücelten şeyler değerlerimizdir. Bu yüzden bu hızlı değişim sürecinde değerlerimize sahip çıkmalıyız. Hadis-i şerifte de belirtildiği gibi “Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini çok iyi bilmeliyiz, ihtiyarlıktan önce gençliğin, hastalıktan önce sağlığın, yokluktan önce varlığın, meşguliyetten önce boş vaktin ve ölümden önce hayatın.” (bkz. Hâkim, Müstedrek, IV,341) Burada Hak Yola Giden Kazanır şirimi siz kıymetli okurlarımın beğenisine sunuyorum. Alemlerin Rabbi her şeye kadir olan yüce Allah bizi ve neslimizi zamanın kıymetini bilen ve en güzel şekilde değerlendiren salih, muttaki kullarından eylesin.
Mü'minûn Sûresi
Bismillahirrahmanirrahim.
99-100. Ayetler "Nihayet onlardan birine ölüm gelip çatınca, “Rabbim! Beni geri gönder de geride bıraktığım dünyada iyi işler yapayım” der. Hayır! Onun söylediği bu söz boş laftan ibarettir. Önlerinde, yeniden diriltilecekleri güne kadar bir berzah vardır."
HAKK YOLA GİDEN KAZANIR
İlim, irfan, ahlak yüce meziyet,
Bu dünyada sakın etme eziyet!
Mazlumun duası çevrilmez elbet.
Beddua alıpta gitme ha sakın,
Mezara gidenler dönmüyor bakın!
Daha dün seninle sohbet edenler,
Şimdi kimbilir hangi yerdeler?
Dünyaya dönüş yok, berzah perdeler.
Yapman gerekeni hemen yapıver?
Onları yapmadan gitme ha sakın.
Dünyada yaşarken nasibini al,
Batıl yola uyma, Hakk yolunda kal.
Oku! hakk kitabı, oku, ibret al!
Vaktin kıymetini bilen kazanır,
Sonunda, Hakk yola giden kazanır.
Dr. Resul COŞKUN
T. C. Kültür Bakanlığı Halk Şairi
(Gül Sevdası Şiir kitabımdan)
Not: Berzah: Ölenlerin tekrar dünyaya gelişini engelleyen perde anlamına gelir.
