Ümit KOÇAK

ACABA MESELE NE? DERSHANELER Mİ?

Ümit KOÇAK

   Son günlerde gündeme düşen her konu muhafazakar diye adlandırılan ancak neyi muhafaza ettiğinin farkında olmayan kitleleri daha da bölmekte ve tamiri mümkün olmayan tahribatlara yol açmaktadır.
  Tabi ki bu durum  böyle bir ayrışmayı ellerini ovuşturarak bekleyen kesim için bulunmaz bir fırsattır.  Son günlerdeki dershane tartışması da maalesef buna uygun bir örnek teşkil etmektedir.
    Şahsen bir eğitimci olarak dershanelerin alternatif bir eğitim-öğretim kurumu olmasını doğru bulmuyorum. Öğrencilerin ikincil bir kuruma ihtiyaç duymaları büyük bir israftır. Ancak mevcut eğitim sisteminin içinde bulunduğu durum ve okullarımızın asıl işlevlerinden hızla uzaklaşması, derde deva olmayan eyyamcı uygulamalar, bu kurumların varlığını malesef perçinlemiştir. Sorun bellidir, ancak çözüm için seçilen yollar ve bu konunun maksadından uzak tartışılması anlaşılır bir husus değildir.
      Mesele son derece teknik bir mesele olup eğitimi, yani gelecek nesilleri doğrudan ilgilendiren bir meseledir. Konu polemik konusu yapılmadan işin uzmanlarınca etraflıca değerlendirilmeli, sonuçlar üzerinden geçici çözümler ortaya konulmamalıdır.
     Ancak son günlerdeki konu ile ilgili tartışmalara bakıldığında, tarafların, bu teknik yönünü hiç gündeme getirmeden, kitlelerin eski hesaplarını, duruşlarını, dünya görüşlerini ortaya atarak intikam naraları ile meseleye yaklaşmakta oldukları, saçma bir savaşın hiç elde edilmeyecek zaferine işaret ettikleri görülmektedir.
    Peki taraflar meseleye bu yönüyle yaklaşmıyorsa,  konu toplumsal bir mesele olarak görülüyorsa ve mevzu nesillerin inşası da değilse, acaba mesele nedir?
    Evet camia içinde farklı dünya görüşleri olabilir, kitlelerin birbirlerince tasvip edilmeyen duruşları da olabilir, ancak bu aynı yolda olan hareketlerin asıl davalarını unutarak, düşman olmalarını gerektirmez.
     Kaldı ki eski sayfalar açıldığında bugün şahin rolünü üstlenen bir çok fikri yapının o günlerde nasıl bir duruşa sahip olduğu da büyük bir muammadır. Esasında her fikri hareketin zaman zaman fikirsizlikleri olmuştur. Bunlar üzerinden bu ülke hiçbir zaman bir yerlere varmamış, varamayacaktır.
      Meselenin en dikkate değer yönü ise, konunun yaklaşan seçimlerde siyasi bir malzeme olarak kullanılabileceği sinyalleridir. Bu bağlamda oluşturulan sanal bir satranç platformunda camia, anlaşılamayan bir şekilde kendi kendine hamleler yaparak kitlelerin refleksleri ölçülmeye çalışılmaktadır. Ama burada unutulmaması gereken husus, kitlelerin har zaman kontrollü refleks vermeyebileceği gerçekliğidir. 
     Kanaatimce ortak geminin salahiyetini düşünmeyen bu fikri savrulmalar, geçmiş  fırtınalardan ortak etkilendiklerini unutmuş kendi elleri ile  yeni bir fırtınaya ortam hazırlamaktadırlar. Kendi meşruiyetini ortaya koymak için yanındakinin gayr-i meşru olduğunu ispatlamaya çalışma acizliği  ortak bir hedefe giden yolda nasıl izah edilebilir?
   Asıl gaye unutulmadan, muhterislerin seslerini kısarak, muhafazakar camianın biran önce kendine gelip bu seme halinden uzaklaşması ve asıl resme  bir an önce odaklanması gerekir.
Yorumlar 3
Serkan GÖKTAŞ 20 Kasım 2013 19:11

sayın hocam uzun zamandır gündemi meşgul eden ve bazı kesim tarafından mutlulukla bazılarınında endişeyle izlediği bu konuya deği̇ndi̇ği̇ni̇z i̇çi̇n çok tşkler .bu bi̇lgi̇ kokan düşünceleri̇ni̇z ve kalemi̇ni̇zi̇n mürekkebi̇ hi̇ç bi̇tmesi̇n :)

Hikmet Özdere 20 Kasım 2013 11:44

s.a abi düşüncelerin muazzam, bence en orijinali ise;" her fkri hareketin zaman zaman fikirsizlikleri olmuştur." cümlesi:)

emrullah şen 19 Kasım 2013 18:39

hocam hayırlı olsun kaleminiz ilminizi yansıtıyor ziyadesiyle ... sizi takip edeceğiz inşallah böyle.

Yazarın Diğer Yazıları