
Yol Bilmek ve Ahlaki Erozyon
Ünal TAYFUR
Türk-İslam kültüründe “yol bilmek” kavramı, bireyin hem manevi hem de toplumsal istikametini belirleyen bir değerler bütünüdür. Bu kavram, geçmişte edep, hayâ, kul hakkı ve hizmet gibi ilkelerle iç içe yürüyen kuşakların oluşturduğu ortak bir duruşa işaret ederken, günümüzde bu duruş hem gençlik hem de ebeveynlik ekseninde ciddi bir çözülme süreci yaşamaktadır. Özellikle “aile” kurumu, bireyin ahlaki ilk evreni olarak değer kaybı yaşadığında, toplumsal örüntülerde de kırılmalar kaçınılmaz hâle gelmektedir.
İslam’ın temel ilkeleri arasında yer alan kul hakkı ve ahlaki sorumluluk, aile içindeki ilişkilerle başlar. “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun” (Tahrim 6) ayeti, ebeveynin yalnızca fiziki değil manevi rehberliği de üstlenmesi gerektiğini açıkça ortaya koyar[^1]. Buna rağmen çağdaş yaşam biçimi, geleneksel aile içi sorumluluk anlayışını bireysel özgürlükler ve gösterişçi pratiklerle değiştirmiştir. Artık bir anne, kızına “arkadaşız biz” diyerek sorumluluk bağını gevşetmekte; bir baba, oğlunun gelişimini denetlemek yerine özür dileme ve ikram gibi davranışlarla onun kararlarına boyun eğmektedir. Bu örnekler, edep merkezli bir terbiyenin yerini kontrolsüz ve aidiyetsiz bir ilişki biçiminin aldığını göstermektedir.
Gençlikteki edep kaybı yalnızca bireysel bir ahlaki zayıflık olarak değil, dijital kültür ve medya tarafından sürekli desteklenen bir davranış modeli olarak da ele alınmalıdır. Gençlerin ebeveynlerine hakaret etmesi, mahremiyet sınırlarını hiçe sayması, sosyal medya üzerinden aile içi meseleleri alenileştirmesi; geleneksel Türk ailesinin temelindeki saygı zincirini kırmaktadır[^2]. Bu kırılmanın yalnızca gençliğe fatura edilmesi ise eksik bir okuma olur; çünkü gençleri yetiştiren ebeveynlerin bu değerleri aktarırken gösterdiği müsamaha, ilgisizlik veya çaresizlik bu dönüşümün gerçek zeminidir[^3].
Modern ebeveynlik yaklaşımları sıklıkla “mükemmel ebeveyn” sendromu ile değerlendirilmekte, çocukları mutlu etme odaklı bir anlayışla onların sınırlarına ve gelişim sorumluluklarına dokunmamaktadır[^4]. Özellikle eğitim düzeyi düşük veya kültürel olarak yönsüzleşmiş ailelerde, çocuklara manevi değer aktarımı eksik kalmakta, empatik ve yönlendirici bir dil geliştirilememektedir[^5]. Nezaket ve görgü kurallarının unutulduğu aile evreninde çocuklar, edep ve hayâ gibi kavramlarla değil, bireysel zevkler ve özgürlük söylemleriyle büyümektedir. Bu durum, yalnızca bireyin ahlaki gelişimini değil, toplumun ortak dil ve davranış zeminini de çözüme uğratmaktadır.
Bu çözülmenin en net yansıdığı alanlar, geleneksel olarak kültürel kodların temsil edildiği düğün, bayram ve mahalle ortamlarıdır. Eskiden düğünler, edep ve terbiye töreni gibi görülürken; bugün bireysel gösteri ve müstehcenliğe kadar varabilen eğlence biçimlerine dönüşmüştür[^6]. Bayram ziyaretlerinde büyüklerin elini öpme, hal hatır sorma gibi semboller zayıflamış; çocuklar, büyüklerine mesafeli ve ilgisiz bir tavır takınmaya başlamıştır[^7]. Mahallede örnek karakterler olarak bilinen dede, komşu veya mahalle imamı gibi figürler de görünmezleşmiş, toplumsal rehberlik yerini sosyal medya fenomenlerinin verdiği yönsüz tavsiyelere bırakmıştır[^8].
Ancak bu tablo umutsuzluk değil; yeniden bağ kurmak için bir başlangıç noktası olabilir. Öncelikle aile içi dilin yeniden edep merkezli yapılandırılması gerekir. Anne ve baba kavramları sadece biyolojik değil, sorumluluk ve rehberlik bağlamında tanımlanmalı; her ev bir ahlak mektebi gibi kurgulanmalıdır[^9]. Düğün, bayram ve taziye gibi törenler; kültürel kodların yeniden üretileceği fırsat alanları hâline getirilmelidir[^10]. Mahallede örnek karakterler hikâyeleştirilerek çocuklara sunulmalı; eğitim kurumları aile içi iletişim ve manevi gelişim becerilerini destekleyen programlarla bu dönüşüme katkı sağlamalıdır[^11].
Sonuç olarak yol bilmek, yalnızca bireyin değil, toplumun manevi ve kültürel istikametini belirleyen bir kavramdır. Bugün yaşanan ahlaki çözülme, gençlerin yol bilmezliğinden çok, ailelerin yol gösterememesinden kaynaklanmaktadır. Türk-İslam geleneği, bu bağın yeniden kurulması için hem ahlaki hem kültürel kaynaklarla hâlâ güçlüdür. Yeniden bağ kurmak, hem çocukların hem ebeveynlerin yeniden kendi yoluna dönmesiyle mümkündür.
---
Kaynakça
[^1]: Kur’an-ı Kerim, Tahrim Suresi, 6. Ayet.
^2]: [İslam'da Edep Kuralları – İslam ve İhsan
^3]: [Modern Aile Biçimi: Ailedeki İmgesel Dönüşüm – Dergiabant
^4]: [Modern Aile Yapısında Ebeveyn ve Çocuk İlişkileri – DoktorTakvimi
^5]: [Türk Toplumunda Aile-Çocuk İlişkileri – Aile Gazetesi
^6]: [Semazen Akademik – Türk-İslam Geleneğinde Aile
^7]: [TDV İslam Ansiklopedisi – Edep maddesi
^8]: [İstanbul Aile Vakfı – İslam’da Aile ve Akrabalık İlişkileri
^9]: [Sorularla İslamiyet – Edep ve Hayâ
^10]: [Aileokulu.meb.gov.tr – Aile İçi İletişim Becerileri
^11]: [Yaşar Ekici, F. (2014). Türk Aile Yapısının Dönüşümü – JASSS