Bir Hafta Bir Yazar: Osman AYTEKİN

Küçük yaşlarda çizgilerin diliyle tanışıp onu sanata dönüştüren bir ressam. Hayatın badirelerine rağmen edebiyatın asude ikliminde kendini bulan bir yazar. Yaşadığı beldenin tanınırlığı adına farklı türlerle eser veren bir belgeselci. Yüreğinin hissettiklerini kelimelerle resim çizerek içimize seslenen şair. Her türde eser veren özgün bir kültür insanı. Yarım günlük gün paylaşımında yarım asırlık iz bırakan gönül adamı.

Osman Hocam, önce sizleri tanıyabilir miyiz?

1959'da Nevşehir Derinkuyu ilçesinde dünyaya geldim. İlkokulu ilçemde bitirdim. Ortaokulu ilçemde başladım ve Niğde Atatürk Ortaokulunda devam ettim. Çeşitli nedenlerden dolayı okulu bıraktım. Askerlik dönüşü ortaokulu dışarıdan sınavlara girerek bitirdim. 1994 yılında da liseyi dışarıdan bitirdim.
Okula adapte olamamamın çeşitli nedenleri bulunmaktadır. Öncelikle annemi kaybettikten (8 yaşındaydım) sonra, babamın ikinci evliliği yapması ve siyasal olaylar eğitim hayatımı olumsuz etkiledi. Ancak kitap okuma sevgisinin bana kazandırdığı çok şeyler vardır.
Gazeteci-yazar- ressamım. Milli Eğitim Müdürlüğünde memur olarak görev yaptım. Emekli oldum. İki kızım bir oğlum var üçüde, Görsel Sanatlar Öğretmenidir.
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili Ve Edebiyatı Bölümünde 'Osman Aytekin'in Harman Zamanı Adlı Öykü Kitabımın İncelenmesi' Lisans Bitirme Tezi olarak hazırlandı. Yine Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, 'Nevşehirli Ressamlar' tebliğinde hayatım ve yağlıboya resim çalışmalarım yer aldı.

Hocam yazma serüveni nasıl başladı? Yazma isteği ve yeteneğinin oluşmasında kimlerin katkı ve yönlendirmesi oldu?

Yazma serüvenim ortaokula ilk başladığım yıllarda başladı. İlk okuduğum kitaplar, Türkçe öğretmenlerimin Türkçemizi sevdirmesi, okulumuzda her sınıfa alınan üç farklı gazeteler okumaya başlayınca yazar olmaya karar verdim. Yazar olmam için bana etki edenler olmadı. Ressam olmamda da ilkokulda yaşadığım bir olay etkili oldu. Ortaokulda iyi bir resim öğretmenimiz vardı. Resim çizme tekniklerinin çoğunu o öğretmenimden öğrendim.

Osman Hocam, yazma tutkusu olan, yazar olma hayalleri taşıyan her yaştaki insanlara neler tavsiye edersiniz?

Bir zamanlar bir edebiyat dergisinde şöyle bir yazı okumuştum, 'Yazar her şartta sürekli yazmalıdır ve yazandır. Yazar yazma işine ara vermez, vermemelidir.' Bu cümle bir nevi benim ilkem haline geldi. Eskilerin bir sözü vardır; 'Bir kitap yazmak için en az 150 kitap okunmalıdır.' Kitap yazmaya başlayanlar veya yazar olmak isteyenler öğretmenlerinden kuşkusuz bazı bilgiler, yazmanın püf noktalarını öğrenebilirler. Ancak iyi bir yazar olmak için çok kitap okumak gerekir. Kitaplarda da seçici olunmalıdır. Günlük tutmalı, okunan kitaplardan notlar alınmalıdır
Yazmak bir iradi eylem ve kültür işidir. Kendi yolunu iyi bir şekilde çizmek isteyenler her türlü kitapları ve farklı yazarları okuyarak kendilerini geliştirerek, iyi bir yazar olmaları mümkündür.

Sizlerin kitaplarınızın veya eserlerinizin isimlerini öğrenebilir miyiz?
İNCELEME: Nefesimiz Gül Bahçesi-2000
Ozan'ın Şairliği-2002
Dünden Bugüne Derinkuyu-2006
Bir Dünya Harikası Derinkuyu Yeraltı Şehri- 2021
ÇİZGİ ROMAN: Gül Baba ve IV. Murat-2009, İslam'ın Doğuşu-2015
ŞİİR/DESEN: Kırk Mısra Kırk Desen–2016
DENEME: Sevgi Çiçekleri-2017,İyi Okuyucu olmanın Şifreleri - 2024
ROMAN: Kesişen Yollar-2013.
ÖYKÜ: Harman Zamanı-2012, Buluşma-2014, Anneme Mektuplar-2020, Nevşehirli Kahramanlar Harp Hikyeleri-2023
ÇOCUK ÖYKÜLERİ: Bahar Kokulu Ev- 2015, Bir Kış Günü- 2016, İyi ki Varsın 2016. Üç Arkadaş-2017, Yeraltında Bir Şehir-2019, Mutluluk Rüzgrı-2020, Macera Peşinde Gizemli Orman 2022, İçimdeki Ressam 2024

Osman Hocam yazarlık serüveniniz de unutamadığınız bir hatıranızı paylaşabilir misiniz?

Bir gün Derinkuyu Zeliha Ekmekci Anadolu İmam Hatip Lisesinden aradılar. Arayan müdür bey mi idi veya okulun Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni Kezban Hanım mı idi pek hatırlamıyorum.
'Sizin için kitabınızla ilgili bir program hazırladık', diye beni okula davet ettiler. Ben de programın nasıl olacağını merak ediyordum. Zira okula genelde söyleşi ve kitap imza programı yapılıyordu. Beklenen gün öğretmen ve öğrencilerle buluştuk. Yanımda kitap götürdüm mü hatırlamıyorum. Program başladı. Biyografim okundu. Ardından da 'Kesişen Yollar' romanımla ilgili program başladı.
Sahnede öğrenciler, öğrencilerin yanında programı hazırlayan öğretmenleri Kezban Hocahanım, öğrencilerin önünde de birkaç adım mesafede bir kız öğrencisi vardı. Öndeki öğrencinin heyecanlı olduğu her halinden belli oluyordu. Biyografim ile ilgili tanıtım bitince o kız öğrenci konuşmaya başladı.
Öğrenci sandığımdan öte daha da heyecanlıydı. Öyle ki konuşurken sesi iki de bir çatallanıyor, kelimeler yerine göre ağzından hafifçe dökülüyordu. Yüzü de aşırı heyecandan kızarıyordu.
Sanırım öğretmeni öğrenciye ferahlık vermeye çalışıyordu. Öğrenci (maalesef adını hatırlayamadım) her şeye rağmen ağır ağır kitabımla ilgili güzel tahlillerde bulundu. Öğrenci her haliyle kitabımla ilgili iyi hazırlanmıştı. Konuşması sona ermiş, okul müdürü, öğretmen ve öğrencilerin alkışları arasında öğrenci konuşmasını bitirmişti. Kitabımın tanıtılması, tahlil edilmesi güzel bir program olarak hafızama kazındı.

Osman Hocam, söyleşi için teşekkür ederiz.

Söyleşi: Mustafa Balaban

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme