Bizim Kampuste bu hafta

BAHAR ŞENLİKLERİNE ELEŞTİREL BAKIŞ

Öncelikle üniversiteye bakış açımızı  ve üniversite hayatı dediğimiz şeyi ele almak lazım. Birçok öğrenci sınavı kazandıktan sonra ailesinden ayrılıp özgür olmak,  hayatını  eğlencelerle, partilerle, arkadaş ortamlarıyla geçirmenin hayalini kurar ve bu amaç doğrultusunda üniversiteye gelir. 4 yıllık zamanını büyük bir boşlukta ve hüsranla tamamlar. tabiî ki arkadaşlar arasında toplanmak muhabbet halkaları oluşturmak sosyal aktivitelere katılmak her öğrencinin hakkıdır ve yapmasıda lazımdır ancak amacı ve temel görevinden  kopmaması gerekir. Bence  bahar şenliklerinde bu açıdan bakmak lazım . tabiî ki bahar şenliği dediğimiz zaman akla gelen ilk anlamıyla değil de içeriğini değiştirerek kutlamak lazım. Ahlak ve maneviyat duygusu içerisinde öğrencileri hem şenlik havasına büründürerek hem de  kişisel gelişimlerini artırıcı programlar  yapılmalıdır .Bir kolektiftik içinde birlik ve beraberliği güçlendirerek yapılmalıdır. Oysa mevcut bahar şenliği gençlerin heyecanını ve enerjisini boşa kullanmak  üzerine programlanmış şenliğin bir bataklığa dönüştüğü  ve insanların anlık hevesleri  ahlaksızlaşmaya götürecek  durumları doğurur. Bu şenlikleri düzenleyen görevlilerinde bu durumları göz önünde bulundurarak  şenliklere yeni bir düzenleme yeni bir heyecan kazandırmaları  gerekir. Gençliği şenliklerle bütünleştirecek ve bahar şenlikleri sona erdiğinde ise geriye baş ağrıları, yorgunluk yerine bahar şenliğinden edinilmiş  ve kazanılmış samimi dostluklar farklı konularda kendini geliştirmiş gençlik kalmalı

YAZAN: NUMAN YILDIZ numan_1914_y@hotmail.com

EĞLENİYOR MUYUZ?

Bir bahar şenlikleri eğlence 'dayatması' ile daha karşı karşıyasın. Evet; dayatması ile diyorum çünkü eğlenmek zorundasın. Hem de hep beraber… Konserler ayarlanır, reklamlar verilir, stantlar kurulur, satışlar olur. Tüketirsin.

Bu aşamada hep edilgensindir. Sen sadece yaparsın. Sürüklenirsin. Memnun olursun. Düşünmezsin. Yerine getiririsin. İşin ilginç yanı her şeyi sen ayarlıyor sanırsın. Anketlerde istediğin sanatçıyı getirirsin. Stantlarda istediğini alır istediğini almazsın. Dilediğin 'oyuna' katılır dilediğine katılmazsın. 'Oradasındır'.

Bu düşünceler içerisindeyken hakim güç 'halinden' mutlu, gülüyordur. Eğlenmenden, tüketmenden, sorgulamamandan memnundur. Memnundur; neye, nasıl, ne kadar, hangi ölçüler çizgisinden karar vermenin hazzıyla. Memnundur, tüketirken tükendiğinin farkında olmamandan dolayı.

Ne yapmak gerekiyor?

Bahar şenliklerinin detaylarına girmeden neden orada olduğunu düşünmek gerekiyor. Sürüye ayak uydurma zorunluluğunu düşünmen gerekiyor. Amaca bakman gerekiyor. Kim ne kadar 'kazanıyor' bilmen gerekiyor. Sorgulaman gerekiyor…

YAZAN: MUHAMMED ENES YÜCE yucenes5@gmail.com

YÜREKTEN KAĞIDA DÖKÜLENLER

Başımıza gelenlerden korkmadığımız için, bütün korktuklarımız başımıza geldi. İBRAHİM TENEKECİ

Bize bir nazar oldu, cumamız pazar oldu, ne olduysa hep bize azar azar oldu. ARİF NİHAT ASYA

Yusuf baştan aşağı iffet olduktan sonra, Züleyha baştan aşağı afet olsa ne yazar. NECİP FAZIL KISAKÜREK

Bu dünyada olup bitenlerin olup bitmemiş olması için ne yapıyorsun?

SEZAİ KARAKOÇ

HAZIRLAYAN: MUHAMMED FURKAN ALAT m.furkanalat@gmail.com

KARINCA MİSALİ

'Bahar Şenlikleri yaklaşırken Üniveriste'yi de tatlı bir heyecan sardı' demem, diyemem.

İnsanlarımızın bu dünyaya ayak bastıktan sonra kendilerine sunulan çizgide devam ederler. Bu çizgi Ali Şeriati'nin de gündeme getirdiğini 'İnsanın Dört Zindanı' ile yakından ilgilidir. Biz

dünyaya geldik, çizgi filmlerle büyüdük, 6-7 yaşlarına gelince de eğitim sisteminin içine atıldık. Hala o sistemin içindeyiz. Bu sistem bizi işleyedursun aynı zamanda medya, diziler, filmler de beynimizi çalışma alanı olarak kullanıyor. Acaba bu insanlara sunduklarımızı kabul edecekler mi, hayatlarına uygulayacaklar mı?

Ol mahiler ki derya içredir, derya bilmezler, diye güzel bir söz vardır. Bizim bu çizgide işlenmemiz ile balığın denizde olması, ve bunun farkında olmaması arasındaki fark nedir? Eğer bu çizgiden dışarı çıkıp alternatif değerler düşünemiyorsak nasıl insanlık ahlkî düzeyini daha yukarılara taşıyacağız.

Bahar şenliği denilen birşeye gerek var mı varsa nasıl olmalı?

Bunu soramayan Üniversite gençliği takip ve taklit ediyor.

Bu soru aklımızın bir köşesinde dursun, biz pratik bir öneriden bahsedelim. Erciyes Üniversitesi Bahar Şenliği için bir kurul kurmuş. İnternet üzerinden hangi sanatçıların gelmesini istersiniz diye soruyor. Altına da farklı düşüncelerimizi yazabiliyoruz.

Biz bir kaç arkadaş olarak kısa ahlaki değerlendirme yazıları yazdık:

'Bahar şenliği başlığı altında yıllarca neredeyse her üniversitede sistemli bir şekilde yapılagelen bir etkinliktir. Bu etkinlik ne yapacağı konusunda hayatı yönlendirme ve yönetme konusunda ufacık bir bilgisi olmayan kişilerce üç beş günlük beyin uyuşturma, asosyallikten uzaklaşma eğlenme olarak değerlendirilir.

Fakat asıl içeriğine bakınca sınırı aşılmış sosyal ilişkiler, aileden ırak olmanın verdiği rahatlıkla kültürden, değerden, Gelenek ve İslam dan uzaklaşmayı görebiliriz.

Bunun yerine toplu eğitim, konferans, gezi Haftası gibi alternatif değerler üretmek gerekiyor. Üniversite'de yaptığımız ankette öğrencilerin %25 e yakını anomi yaşıyor. Hedefsiz, amaçsız davasız yaşıyorlar.

An oluyor bir garip duyguya varıyorum, ben bu sefil dünyada acep ne arıyorum? Diyor Necip Fazıl, biz ne diyoruz?

Sorgulamayan hayat yaşanılmaya değer değildir diyor Sokrates, biz ne düşünüyoruz?

'Yaşamak' dünyadaki en nadir şeydir. Çoğu insan sadece var olurlar. Oscar Wilde.

Yaşıyor muyuz? '

Hepimizin bu tür yazılar yazması gerektiğine inanıyoruz. Hepimiz elimizden geldiğince tepkimizi ortaya koymalıyız.

Dünyanın yaşanılabilirliğini arttırmalıyız. Vesselm

YAZAN: BİLAL TUÇTÜRK bilaltuncturk@hotmail.com

Bizim kampüs için iletişim: iycbasinkulubu@gmail.com

Bakmadan Geçme