DAİMİ MENFAAT!

Kalkan açıklamasında şöyle konuştu: '10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin BM Genel Kurulu'nun Paris'te yaptığı 10 Aralık 1948 tarihili oturumda kabul edilmesini vesile addederek kullanmaya başlanan bir gündür. Batı medeniyetinin 2. Dünya Savaşı'nda 75 milyon insanın ölümünün ardından ortaya koyduğu timsah göz yaşlarının bir yansımasıdır. İnsanı manevi yönden tatminden aciz olan batı medeniyetinin büyük problemler karşısında attığı, tutarlılığını teminde de güçlük çektiği cılız adımlardan biri de 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü'dür. İnsanın değersizleştiği, milyonlarcasının ateşe, ölüme sürüldüğü bir atmosferin ardından insana, insan haklarına vurgu yapan bir yönelimi ifade etmektedir. Bu gün dünya bilhassa İslam dünyası bir yangın yeri gibidir. İnsan hak ve hürriyetleri bir yana, insan hayatının bile değeri bulunmamaktadır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'ni yayınlayan BM'nin kanı, göz yaşını durdurmaya ilişkin en ufak bir etkisi bulunmamaktadır. Çünkü BM'nin karar alma mekanizması demokratik değildir. BM'nin BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyesi beş devletten her biri BM üyesi tüm diğer devletlerden üstün tutan ve mezkûr devletlerin mazlumlara tatbik olunan zulmü durdurmaya yönelik her türlü girişim veto ettiği, zalime göre dizayn edilmiştir. Müslümanlar söz konusu olunca kılını kımıldatmayan BM, tavrını insan hayatını mehabetine göre değil,  ABD,  İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin'den oluşan daimi üyelerin menfaatine göre belirlemektedir'.

'Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir'

İnsanı merkeze alan bir medeniyete sahip olduklarını belirten Kalkan: 'Ait olduğumuz medeniyet, ilk insanla birlikte insanı merkeze alan, diğer varlıkları insana göre konumlandıran bir medeniyettir. Medeniyetimizde insan alemin özüdür, yaratılmışların göz bebeğidir. İnsan merkezli medeniyetimiz kan, göz yaşı medeniyeti değil, sevgi ve barış medeniyetidir. Kendi özümüze dönmek, medeniyet değerlerimizi yeniden kucaklamak, mazlumların göz yaşının dindirileceği, insanın layık olduğu değerle değerlendirileceği ve 'Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir' anlayışının hakim olacağı bir nizamı inşa etmek zorundayız. Eski dünya düzeni iflas etmiştir. Yeni dünya düzeninin kuruluşuna öncülük etmek görevi bu milletin üzerindedir. Eğitim Bir Sen olarak bu bilinçle hareket ediyor, tarihi sorumluluğumuzu yerine getirirken önce milletimizin kendine gelmesi için bu medeniyetimizin önce ülkemizde ayağa kalkması için çaba gösteriyoruz. Dünya insan hakları günü dolayısıyla yetim, yoksul, mağdur ve mazlumun hakkının gözetildiği adil bir dünya diliyoruz' dedi.