İsrail'in alıkoyduğu Kayserili Aktivist Turan: 'Abluka kırılana kadar devam edeceğiz'
Gazze'ye yardım götürmek amacıyla hareket eden Sumud filosuna katılan Kayserili aktivist Abdulsamed Turan, 'Bizi şimdi durdurdular, evet ama bu sefer 100 gemiyle, 500 gemiyle o abluka kırılana kadar mutlaka devam edeceğiz çünkü bunu Gazze halkına borçluyuz. Ben bu insanlarla 4 gün geçirdim hapiste. Bu insanlar bizim gibi değiller. İnsaniyetlerini kaybetmişler, empati becerilerini kaybetmişler' dedi.
Gazze'ye yardım götürmek amacıyla hareket eden Sumud filosuna katılan Kayserili aktivist Abdulsamed Turan, Kayseri Filistin'e destek yürüyüşünde konuşarak, Sumud filosuna 45 Ülkeden 500'e yakın katılımcı olduğunu belirterek, 'Yaklaşık 36 gün oldu biz Türkiye'den ayrılalı. İtalya'dan katıldım ben Sumud Filosu'na. İtalya'nın Sicilya adasında yaklaşık 10-12 günlük eğitim aldık. Bu sürece hazırlık, psikolojik ve fiziksel bir takım eğitimlerden geçtik. Sonra hazırlanmış olan teknelere insani yardımları yükleyip, bunlarla birlikte yola çıktık. Yol tabii yaklaşık durmalarla, İsrail sabotajlarıyla beraber yaklaşık 19 gün sürdü. Bu 19 gün boyunca sürekli hareket edemedik. Mesela Girit yakınlarında İsrail tarafından bir drone saldırısına uğradık. Bu drone saldırısından sonra yaklaşık 3 gün Girit'te sığınmak zorunda kaldık. Bazı ülkeler bize donanma ve insansız hava araçları gönderdi. Türkiye de bunlardan bir tanesiydi. İHA ve SİHA'lar geldi üstümüze. İsrail'in amacı tabii burada her gece bize saldırılar düzenleyerek bizim direncimizi kırmak ve işte gemilere hasar vermek ve aktivistlerin motivasyonunu azaltmak şeklinde bir amacı vardı. Her gece bu saldırıları yapacaklardı. Mesela telsizlere sızıp müzik yayınları dinletiyorlardı ve drone saldırılarıyla teknelere ufak tefek hasarlar verdiler ama bu hiçbir aktiviste herhangi bir şekilde bir direniş kırıcı bir etkide bulunmadı. Yani burada yaklaşık 45 ülkeden 500'e yakın katılımcı vardı. Her ülkeden, her dinden, her ırktan, her milletten insan vardı. Bir aradaydık. Yolculuğumuz Gazze yakınlarına kadar sürdü. Gazze'ye yaklaşık 50 mil kala mesafede bizim gemilerimize müdahale etmeye başladılar. Kalabalık sayıda, silahlı, tam teçhizatlı, iyi yetiştirilmiş komandolar bizim gemilerimize müdahale ettiler ve bütün gemileri alarak Aşdot Limanı'na götürdüler. Bizi ters kelepçeyle saatlerce oturttular. Çok soğuk transfer otobüslerinde, hücre otobüslerinde, çok soğukta, sadece tişörtle çok uzun süre beklettiler. Bu tür işkenceler yaptılar. Ardından bizim bir cezaevi sürecimiz var. Bizi Necef Çölü'nün ortasında bir cezaevine götürdüler. Çok uzun bir yolculuktan sonra, yani çok uzun süre soğuğa maruz kaldık, ilerlemedik. Sonra bizi cezaevine getirdiler ve bizi bildiğiniz hayvan kafeslerine kapattılar. 15 kişilik kafeslere bizi yaklaşık 50-60 kişi kapattılar ve güneşin altında beklettiler. Sonra çıplak arama, aşağılama, esir kıyafeti giydirme, hücrelere bizi götürdüler. Sonra 10'ar kişilik hücrelerde 20'şer kişi yattık, yerlerde yattık. Su verilmedi, yemek verilmedi, tıbbi destek verilmedi. Hiçbir şekilde telefon hakkımız kullandırılmadı ve böyle tam 3 gün geçirdik. Bütün bunları yaşadık. 3 günün sonunda bizim transfer sürecimizi Türkiye sağladı ve bizi Türkiye'ye getirdi. Hamdolsun, şu anda ülkemizdeyiz, mutluyuz ama bizim en azından bir devletimiz var, bir sahibimiz var. Bize bunları yapan insanların Filistinlilere neler yapabileceğini çok iyi düşünmemiz lazım. Dolayısıyla buradaki temel mesele biz ne yaşarsak yaşayalım hiç önemli değil. Bu işin öznesi biz değiliz. Biz bunu Filistinliler uğruna yaptık, Gazzeli'lerin uğruna yaptık, ablukayı kırma uğruna yaptık ve durmayacağız. Bizi şimdi durdurdular, evet ama bu sefer 100 gemiyle, 500 gemiyle o abluka kırılana kadar mutlaka devam edeceğiz çünkü bunu Gazze halkına borçluyuz. Ben bu insanlarla 4 gün geçirdim hapiste. Bu insanlar bizim gibi değiller. İnsaniyetlerini kaybetmişler, empati becerilerini kaybetmişler' şeklinde konuştu