Kayseri Şivesi: Anadolu'nun kalbinden yükselen kültürel miras
Kayseri'nin kendine özgü şivesi, sadece bir konuşma biçimi değil yüzyıllardır süregelen bir kültürel miras. Gündelik hayattan mutfağa, hayvancılıktan mizaha uzanan bu dil, yöre halkının kimliğini ve yaşam tarzını yansıtıyor.
Kayseri, tarihi dokusu, zengin mutfağı ve ticaret kültürü ile olduğu kadar kendine özgü şivesiyle de dikkat çeken bir şehir. İç Anadolu'nun bu karakteristik ağzı, ses değişimleri, kelime kısaltmaları ve yöreye has sözcükleriyle Türkçenin önemli yerel varyantları arasında yer alıyor.
Dil uzmanları, Kayseri şivesinin sadece bir iletişim aracı olmadığını, aynı zamanda bir kimlik göstergesi olduğunu vurguluyor. Örneğin, yörede sevgi ve şefkat ifadesi olarak kullanılan 'Gadasını aldığım', yalnızca bir hitap değil; karşıdakinin acılarını paylaşma arzusunu ifade eden derin bir anlam taşıyor. Benzer şekilde 'Norüyon' (Nasılsın), 'Nidiyon' (Ne yapıyorsun) gibi günlük ifadeler, halkın pratik ve samimi dil kullanımını ortaya koyuyor.
Kayseri şivesi, mutfak kültüründe de kendini gösteriyor. 'Badılcan' patlıcanı, 'Gırmızı' domatesi, 'Pate' patatesi ifade ederken; hayvancılıkla ilgili kelimeler de oldukça zengin. 'Camiz' (manda), 'Düve' (genç dişi inek) ve 'Holanta' (Hollanda cinsi inek) gibi terimler, bölgenin tarım ve hayvancılık geleneğini yansıtıyor.
Ancak uzmanlar, bu kültürel mirasın geleceği konusunda endişeli. Özellikle genç kuşaklar arasında standart Türkçe kullanımının artması, yerel kelimelerin günlük hayatta giderek daha az yer bulmasına yol açıyor. Buna rağmen sosyal medya ve dijital platformlarda yapılan mizahi içerikler, Kayseri şivesini yeniden gündeme taşıyor.
İşte Kayseri Şivesinden bazı örnekler:
Gadasını aldığım: 'Günahların, dertlerin, kederlerin ve acıların hep benim olsun; yeterki sen üzülme ağlama ve acı çekme ben senin yerine üzüleyim' anlamında tatlı bir söz.
Nidiyon: Ne yapıyorsun
Keleş: Güzel
Goparah gel: Koşarak Gel
Gop: Koş
Sıhı dut guverme: Bırakma
Gel bayım bi: Gelebilir misin böyle bi
Bakar mısın gaçale: Çekilebilir misin (kaç hele)
Goresim geldi: Özledim
Horanta: Kalabalık
Gıy: Kenar
Böğründe: Kenarında
Nahas: Nasıl oldu da
Pırtı: Elbise
Dal: Sırt
Dumah: Nezle
Garerlemiye: Tesadüfen yığılı
Çok Mıcırıh: Ezik ağızla
Dekar: Epey:
Bayağı: Acep
Acaba: Zahan
Gerçekçi olmayan yüklü: Hamile
Tülüngümüş: Çok bilmiş
Coğ gözlü: Yeşil gözlü
Tay gibi: Seri iş gören
Gulahları bi pişirimlik: Kepçe Kulaklı
Payton: At arabası
Cin arabası: Bisiklet
Erincek: Üşengeç
Ayahtaşı: Merdiven
Şahba: Şapka
Mahana: Bahene
Gumük: Kısa
Sınıhi: Yüksek sesle konuş
Delanlı: Delikanlı
Susaştım: Susadım
Gabayel: Lodos rüzgarı
İşlik: Gömlek
Hısım: Akraba
Afur: Ahır
Icıcıh: Birazcık
Ekece: Çok bilmiş
Gidişiyor: Kaşınıyor
Gödek: Kısa boylu
Çoğneşmiş: Uyuşmuş
Heyhula: Boş gezen
Loyluh: İş yapmayı sevmeyen
Zopcuh: Uzun boylu
Appariii: Çok şaşırdım
Uğurun: Habersizce
Topah: Yuvarlak
Yavan: Yağsız
Sızgıt: Et kavurması
Miltan: Gömlek
Naarasın: Yok öyle bir şey
Bah: Gözet- kolla
Cınnah: Tırnak
Pantul: Pantolon
Ehtiyat: Utanmak
Cafcaflı: Çok hoş, güzel
Alingirli: Başka kimsede ve bir yerde olmayan
Sakız atlah: Çok küçük bir çocuk (sakız kadar)
Gurumuş Gufana Dönmüş: Çok zayıflamış
Pasahlı: Kirli
Dün dayıl evelsüün: İki gün önce
Guşluh vatki: Güneş doğarken
Erlik: Sahur vakti
Gecohtu: Gece yarısı
Cin Garanlıh: Gece karanlığı
İlkorazı: İmsak vakti
Devlisüün: Ertesi gün
At gibi, tay gibi iş görmek: Seri çalışmak
Ağrının dibi: Aynı şeyi ısrarla tekrarlama
Tahırdatma: Gürültü yapma
Zııınk: Sus
Söstenme: Konuşma
Dölek: Dur
Avurdunu yırtarım: Yanaklarını çekerim
At gibi kişneme: Olduğun yerde dur
Gıpraşma: Kıpırdama
Dursun Golun Ganadın: Elin ayağın güzel dursun
Mana mana oynatma beni: Benimle uğraşma
Filiğin Osturu: Boş söz, boş laf
Gözün sarımesin: Dikkatli ol
Yazının iti: Çok gezen
Dalaşma: Akıllı dur
Yiril yiril kohuyor: Çok pis bir koku
Heç dirlik vermiyor: Hiç rahat bırakmıyor
Goma şunu: Buna kız, oldu mu
Gavuşturmak: Aralamak
Geçirmek: Söndürmek
Gopmah: Koşmak
Çomalamah: Fırlatmak
Dinelmek: Ayakta durmak
Tostombelek: Takla atmak
Çimmek: Yıkanmak
Deynek vermek: Ameleler için istirahat molası
Amel olmak: İshal olmak
Gotbeş atmak: Sevinmek
Vurulmak: Aşık olmak
Dumah olmak: Nezle olmak
Çitmek: Çekirdek yemek
İşmar vermek: işaret etmek
Dıhılmah: Girmek
Sohranmah: Kızmak
Taplamah: Pusu kurmak
Azıtmak: Kurtulmak için bırakmak
Şikarlanmak: Kendini naza çekmek
Gerneşmek: Yerleşmek
Oda kaldırmak: Büyük temizlik yapmak
Gunlamah: Hayvanlar için doğum
Engilmek: Eğilmek
Tapıhlamah: Dala vurmak
Gan almak: İdrar etmek
Hacet: Ev aletleri
Garülye: Çift kişilik somya
Zemberek: Kapı kolu
Sında: Makas
Şibidik: Terlik
Çinke: Tas
Güğüm: Büyük bidon
Peşkir: Havlu
İlaançe: Naylon leğen
Galpise: Büyük çivi
Seki: Kuru erzak muhafaza edilen ve ekmek yapılan yer
Hazınevi: Soğukluk evi
Sap: Tahılın uzayan kökü
Mağ: Evin üstünü örtmek için kullanılan ağaç gövdesi
Ohla: Oklava
Dümbelek: Darbuka
Pense: Kerpeten
Gufan: Asma kilit
Irbıh: İbrik
Helkin: Süt pişirilen tencere
Dırmıh: Tırmık
Patlah: Plastik bidon
Psük: Kedi
Navri: Kedi yavrusu
Enik: Köpek yavrusu
Kürük: Eşek sıpası
Culluh: Hindi
Cücük: Civciv
Cırıh: Serçe
Tohlu: Bir yaşındaki kuzu
Yutmuh: Koyun Kalbi
Kosü: Köstebek
Ossurgan Böcüğü: Hamam böceği
Garmice: Karınca
Kürçük: At yavrusu
Candır İnek: Sığır ile yayılmaya giden yayla ineği
Mendogon İnek: Evde yetişen kaliteli inek
Gırma: Candır ile mendofonun karışımı
Holanta: Kaliteli ve şişman Hollanda ineği
Smiltel: Bir tür inek çeşidi
Siyah Ala: Bir tür Hollanda ineği
Halep: Bir tür nek cinsi
Camiz: Manda
Boduh: Manda yavrusu
Malah: Manda yavrusu
Düve: Genç, dişi camuz veya genç inek
Gorpe bizağ: Yeni doğmuş buzağı
Daha bızağ: Yaşına yaklaşmış buzağı
Üveyik: Yarasa
Lalek: Leylek
Üvez: Sivrisinek
Epelek: Kelebek
Hacuş: Baykuş
Gırmızı: Domates
Badılcan: Patlıcan
Pürsüklü: Havuç
Şemşamer: Ayçiçeği
Sötacı: Söğüt ağacı
Pahla: Fasulye
Çardek: Çekirdek
Pate: Patates
Goğ Biber: Yeşil biber
Gıvıcıh: Marul
Ağa: Baba
Aba: Anne
Gütcağa: Ağabey (Küçük ağa)
Eme: Hala
Emmi: Amca
Hala: Teyze