Tuna'dan Yükselen Oğuz Sesi: 'Kökler Ve Kanatlar'
Hristiyan ama özbeöz Türk... Dualarında 'Allaa', dillerinde 'Kurban', yüreklerinde 'Hederlez' coşkusu. Tarihin en dirençli topluluklarından Gagauz Türklerinin varoluş mücadelesi, Medeniyetin Burçları Yayınları'nın 16. eseriyle Netform Matbaacılık tarafından basılıp gün yüzüne çıkıyor.
İnceleyen: Vedat ÖNAL
Tarih, milletleri bazen öyle kavşaklarda sınar ki; inanç değişir, alfabe değişir, coğrafya değişir ama o 'öz' değişmez. İşte o özün, asırların baskısına rağmen nasıl korunduğunun, Hazar'ın ötesinden kopup Tuna boylarına uzanan o ince ama kopmaz bağın en canlı şahidi Gagauz Türkleridir. Ortodoks Hristiyanlığı benimsemelerine rağmen dillerini, geleneklerini ve Türklük şuurlarını bir mucize gibi saklayan bu 'Gök-Oğuz' torunları, şimdi genç bir akademisyenin titiz çalışmasıyla kütüphanelerimize konuk oluyor.
Medeniyetin Burçları Yayınları, genel yayın sıralamasında 16., prestijli MESBAM Kitaplığı serisinde ise 6. eser olarak neşrettiği 'Kökler ve Kanatlar: Gagauz Halkının Tarihinde Kimlik ve Gelenek' ile Türk dünyasının bu 'uzak ama çok yakın' akrabalarına dair devasa bir literatür boşluğunu dolduruyor.
OĞUZ KAĞAN'DAN HAMDULLAH SUPHİ'YE UZANAN ÇİZGİ
Kitabın yazarı Ana-Maria Pancu, eserinde sadece kuru bir tarih anlatımı yapmıyor; bir halkın genetik kodlarını çözüyor. Eserde, Gagauzların kökenine dair teoriler (Selçuklu bakiyesi mi, Peçenek mi, Oğuz mu?) akademik bir disiplinle ele alınıyor ve Oğuz boylarıyla olan tarihsel bağlar ispatlanıyor.
Kitabın en çarpıcı bölümlerinden biri, Gagauzların tarihsel yolculuğunun anlatıldığı kısımdır. Yazar, Çarlık Rusyası ve Sovyet dönemlerinde uygulanan sistematik asimilasyon politikalarına, alfabe değişikliklerine ve din baskısına rağmen, bu halkın 'Mankurtlaşmadan' bugünlere nasıl gelebildiğini belgelerle ortaya koyuyor. Özellikle Türkiye Cumhuriyeti'nin Bükreş Büyükelçisi Hamdullah Suphi Tanrıöver'in, Gagauz köylerinde Türkçe eğitimi başlatması ve bu halka 'sizin kökleriniz Türk'tür' şuurunu aşılaması, kitabın en duygusal ve gurur verici sayfalarını oluşturuyor.
BİR ELDE İNCİL, DİLDE 'ALLAA': KÜLTÜREL SENTEZİN ZİRVESİ
Vedat Önal olarak incelediğim bu eseri benzersiz kılan yönlerden biri, yazarın saha araştırmalarıyla ortaya koyduğu o muazzam kültürel sentezdir. Gagauzlar Hristiyan olmalarına rağmen, dini terminolojilerinde ve yaşantılarında şaşırtıcı derecede İslami ve eski Türk inancı ögeleri barındırıyorlar.
Tanrı'ya dua ederken 'Allaa' demeleri, kurban kesme adetini 'Allahlık kurban' adıyla yaşatmaları, cennete 'cenet', cehenneme 'cendem' demeleri okuyucuyu hayrete düşüren detaylar arasında. Yazar; baharın gelişini müjdeleyen Hederlez (Hıdırellez) şenliklerini, kurdun kutsal sayıldığı **'Canavar Yortuları'**nı (Kurt Bayramı), yağmur dualarını ve düğünlerdeki 'baş bağlama' ritüellerini, Anadolu'daki uygulamalarla karşılaştırmalı olarak sunuyor. Bu bölümler okunduğunda, Hazar'ın doğusundaki bir Yörük çadırı ile Moldova'nın Komrat şehrindeki bir Gagauz evi arasında, inanç ritüelleri dışında neredeyse hiçbir farkın kalmadığı görülüyor.
BİR EĞİTİM PROJESİNİN MEYVESİ: YTB VE MEDENİYETİN BURÇLARI
Bu eseri diğer akademik çalışmalardan ayıran en önemli özellik, yazarının kimliği ve yetiştiği iklimdir. Ana-Maria Pancu, Medeniyetin Burçları Derneği'nin, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ile yıllardır başarıyla yürüttüğü 'Uluslararası Öğrenciler Akademisi' projesinin bir mezunudur.
Kayseri'de bir öğrenci olarak gelen, Erciyes Üniversitesi'nde doktorasını tamamlayan ve 'Medeniyetin Burçları' çatısı altında aldığı eğitimle kendi köklerine dönüp bu muazzam eseri kaleme alan Pancu, projenin 'hedefine ulaştığının' en somut delilidir. Bu kitap, Türkiye'nin misafir ettiği uluslararası öğrencilerin, ülkelerine döndüklerinde nasıl birer 'kültür elçisine' ve 'münevvere' dönüştüğünü kanıtlamaktadır.
ALİ DURSUN'UN VİZYONU: 'KÖKLER SAĞLAM, KANATLAR GÜÇLÜ'
Kitabın girişinde yer alan, Medeniyetin Burçları Derneği Başkanı Ali Dursun tarafından kaleme alınan 'Takdim' yazısı, eserin felsefi omurgasını oluşturuyor. Dursun, kitaba da ismini veren o güçlü metaforu şöyle açıklıyor:
'Her medeniyetin özünde iki temel kuvvet vardır: onu toprağına bağlayan kökler ve onu geleceğe taşıyan kanatlar. Kökler, bir halkın dilidir, hafızasıdır... Kanatlar ise o halkın cesaretidir, eğitimidir... Kökleri olmadan kanatlar bir savruluşa, kanatları olmadan kökler ise bir çürümeye mahkûmdur.'
Bu vizyon, Medeniyetin Burçları Yayınları'nın yayın politikasını da özetliyor. Yayınevi, sadece geçmişi anlatan (kökler) eserler değil, Ana-Maria Pancu gibi geleceği inşa edecek (kanatlar) gençlerin eserlerini basarak büyük bir kültürel hizmet ifa ediyor. Ali Dursun, bu vizyonla Gagauzların 'Kayıp Türkler' olmadığını, aksine medeniyet çınarının en fırtınalı coğrafyada dal veren en dirençli parçası olduğunu vurguluyor.
SONUÇ: KÜTÜPHANELERİN BAŞ KÖŞESİNE
'Kökler ve Kanatlar', 70 yıllık Sovyet perdesinin arkasında kalmış, Kiril alfabesinin gölgesinde unutulmaya yüz tutmuş bir kardeşliği, Latin alfabesinin aydınlığıyla yeniden gün yüzüne çıkarıyor.
Kitap, Gagauzların;
- Kökleriyle (Oğuz ataları, dilleri, gelenekleri) toprağa nasıl tutunduklarını,
- Kanatlarıyla (Özerk Gagauz Yeri, eğitimli yeni nesil, Türkiye ile ilişkiler) geleceğe nasıl uçtuklarını anlatıyor.
Tarihçiler, sosyologlar, Türk Dünyası sevdalıları ve en önemlisi 'biz kimiz?' sorusuna cevap arayan herkes için, bu kitap bir başucu eseri olmaya adaydır. Tuna boylarından gelen bu sese kulak verin; orada kendinizden bir parça bulacaksınız.
KÜNYE:
- Kitap Adı: Kökler ve Kanatlar: Gagauz Halkının Tarihinde Kimlik ve Gelenek
- Yazar: Ana-Maria Pancu
- Yayınevi: Medeniyetin Burçları Yayınları (Yayın No: 16)
- Dizi: MESBAM Kitaplığı (Dizi No: 6) / Tez Kitapları Serisi
- Yayın Yılı: Kasım 2025
- Sayfa Sayısı: 176
- Baskı: Netform Matbaacılık A.Ş / Kayseri 0352 322 1133