
20 yıl geçti, mazlumlar hala hapis!
Ahmet TAŞ
28 Şubat 1997 Post Modern darbe döneminin üzerinden 20 yıla yakın bir zaman geçti.
Basın, iş dünyası, bürokrasi, siyaset, sivil toplum, asker ve ABD ayaklarının işbirliği ile 28 Şubat 1997’de Türkiye’de milli iradeye karşı Post Modern darbe yapılmış ve milletten 8 milyon oy alan Refah- Yol hükümeti silahlı bir darbe ile görevden uzaklaştırılmıştı.
Arkasından darbecilerin işbaşına getirdiği kukla hükümet döneminde yapılan cadı avı sonucunda binlerce mütedeyyin insan memuriyetten, askeri kadrolardan atılmış, uygulanan başörtü yasağı sebebiyle on binlerce kız öğrenci okullarından uzaklaştırılarak eğitim hakları ellerinden alınmış ve millet iradesi ayaklar altına alınmıştı.
Bu dönemde irticai faaliyetlerde bulunmak suçlamasıyla açılan davalarda binlerce insan hukuksuz yargılamalar sonucu onlarca yıl hapse mahkûm edildiler. Bunların da yüzlercesi hâlâ hapislere ömür tüketmeye devam ediyor olup millet nazarında unutulmuşlar arasına girmiş bulunuyorlar.
Zaman geldi 28 Şubat hukuksuz ve silahlı darbesini yapan askerler yargılanmaya başlandı. Uzun süren soruşturma ve delil toplama aşamasından sonra bunlarla ilgili iddianame hazırlandı ve savcı mütalaasını ilgili mahkemeye sundu. Mütalaada 28 Şubat’ın askeri kanadından 4 tanesi hayatlarını kaybettikleri için bunlarla ilgili iddianame düştü. Halen hayatta olan zamanın Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ve Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir dahil 60 sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis talep edildi.
Yargılamalar devam ediyor, ne kadar sürede sonuçlanacağını da bilemiyoruz. Toplumdaki beklenti, yargılamaların bir an önce tamamlanması ve yaptıkları hukuksuz darbe ile ülkemize ve insanımıza sayısız zulümler yaşatan zalim darbecilerin bir an önce adalet önünde hesap vererek hak ettikleri cezaları almalarıdır.
Bunun yanında sadece askerlerin değil, olmadık zulümlerin yaşandığı 28 Şubat darbe döneminin siyaset, basın, iş dünyası, bürokrasi, sivil toplum ve yurt dışı ayaklarının da adalet önüne çıkarılarak yaptıklarının hesabının sorulması, yani yaptıkları zulümlerin yanlarına kâr kalmamasıdır.
Tüm bunlar yaşanırken 28 Şubat döneminde hukuksuz yargılamalarla cezaevlerine konan, aradan 20 yıla yakın bir zaman geçmesine rağmen burada ömür tüketen, bugün yaşları 60’lara dayanmış mağdur ve mazlumlar var. Uyduruk iddianamelerle bunları mahkûm eden zamanın hâkim ve savcılarının tamamına yakını 15 Temmuz FETÖ darbe döneminde darbeye destek verdikleri gerekçesiyle görevden alındılar. Ne yazık ki bunların hapse attıkları 28 Şubat mağdurları cezaevlerinde ömür tüketmeye devam ediyorlar.
Toplumda unutulmaya yüz tutan bu mağdurların umutları Cumhurbaşkanının, TBMM’nin ve Adalet Bakanlığının olaya el koyarak yapacakları ya da yaptıracakları yeni düzenlemelerle 28 Şubat mazlumlarına adil yargılanma imkânını sağlamaları ve sonuçta hürriyetlerine kavuşmalarına yardımcı olmalarıdır.
Bunlarla birlikte 1993’te meydana gelen ve hâlâ gerçek failleri tespit edilemeyen Sivas olaylarının yaşları 80’leri bulan mazlum mahkûmları da adil yargılama imkânı ile hürriyetlerine kavuşmak için Cumhurbaşkanının talebi ile TBMM’nin ve Adalet Bakanlığının harekete geçmesini bekliyorlar.
Cumhurbaşkanına yakışan da başta Arakan olmak üzere tüm dünya mazlumlarına gösterdiği ilgiyi, içimizdeki 28 Şubat ve Sivas mazlumlarından esirgemeyerek onların seslerine de kulak vermesi ve olaya el atmasıdır.
İnanıyorum ki Cumhurbaşkanımız dünya mazlumlarından aldıkları dua kadar bu mazlumların da dualarını alacaktır.
Selam ve dua ile…