Ahmet TAŞ

Haklarını helal etmiyorlar

Ahmet TAŞ

2 gün önce idi, ulusal yayın yapan televizyonlardan birinin muhabiri kaldırımların işgali ile ilgili bir haberi paylaşıyordu.
Ana haber saatinde yayınlanan habere göre ilçenin işlek caddelerinden birinde vatandaş yürüsün diye yapılan kaldırımlara kamyonet, otomobil, kamyon gibi motorlu araçlar park etmişti. Vatandaşlar ise çocuğunun elinden tutmuş, ihtiyarın koluna girmiş ya da pazar çantasını sürükler halde caddeden yürüyorlar, işgal edilmeyen kaldırımlarda ise kaldırıma çıkarak yollarına devam ediyorlardı. Bu arada caddede yürür iken her türlü tehlikeyi de göze almış bulunuyorlardı.
Haberi izlerken mırıldanmışım, sanki Kayseri böyle değil diye. Ben, köşemde defalarca yazdım, yerel gazetelerde defalarca haber oldu, Kocasinan ve Melikgazi ilçelerimizin Sahabiye, Serçeönü, Camii kebir, Gülük, Hunat ve Cumhuriyet mahallelerinde birkaç yıldır kaldırımların önemli bir kısmı ya otopark ya da kahvaltı evleri ve lokantaların salonu olarak hizmet veriyorlar. Ailesi ile, arkadaşları ile, çocukları ile en doğal hak olarak kaldırımlardan yürümek isteyen vatandaş buralar işgal altında olduğu için her türlü trafik tehlikesini de göze alarak ve sürücülerin hakaretlerine de razı olarak caddelerden yürümek zorunda kalıyor ve şöyle söyleniyorlar. Vaah Kayserim vaah, sahipsiz şehir oldun, sahipsiz kaldık.
Geçenlerde Düvenönü’nde bölgesel yayın yapan bir radyo evini ziyaret etmiştim. İşyeri sahibi benden özellikle rica etti. Lütfen Cumhuriyet Meydanı’na Park Caddesi’nin arka sokaklarından git ve durumu gör, arkasından ekledi: ” BEN BELEDİYELERE HAKKIMI HELAL ETMİYORUM.”
Ben de söz verdiğim üzere arka sokaklardan yürüdüm, gördüğüm manzarayı abartısız naklediyorum. Arka sokaklar kaldırımlar dahil büyük bir bölümü otopark olmuş, bir kısmı da lokantaların yemek salonu olarak hizmet vermeye başlamış. Hatta ön kısmı park caddesine bakan lokantalardan biri arka sokaklardaki kaldırımı yeşil çit ile çevirip yemek salonu yapmış. Acaba dedim, belediyeler yeni bir gelir kapısı olarak yaya vatandaşın yürümesi için yaptığı kaldırımı kiraya mı verdi de benim haberim yok ve ekledim eğer böyle ise vatandaş için yapılan kaldırım onun onayını almadan hangi hakla ve hukukla kiraya veriliyor.
Aynı durum Melikgazi bölgesinde gülük mahallesinde Almer Oteli arkasındaki park alanı, Camii Kebir’in batısındaki Ulu Camii caddesi, PTT başmüdürlüğü karşısındaki unlu mamüllerin ve balıkçı esnafın bulunduğu bölge içinde geçerli. Oralarda hiçbir hukuki gerekçeye dayanmadan ve vicdani bir sebep gösterilmeden adam sende! Vatandaş dediğin kim mantığı ile işgal edilmiş, Kel Ali’nin bağı misali sahipsiz kalmış. Gariban vatandaş buralarda yer bulursa kaldırımdan, bulmazsa caddeden sürücülerin hakaretine razı olarak, belediyeye beddua ederek yoluna devam ediyor.
Sahi belediyeler için yaya insanların hiç kıymeti yok mu? Onurlarının korunmaya ihtiyacı yok mu, adam yerine konmaya ihtiyaçları yok mu? Belediyeler onların oyuna ihtiyaç duymuyorlar mı? Kanunlar ve mahşeri vicdan onlara hizmeti, onları dikkate alıp adam saymayı emretmiyor mu? Bilen biri varsa bize de söylesin.
Ne diyelim dinleyene sivrisinek saz, dinlemeyene davul zurna az. İdareciler bedduaya razı olduktan sonra bize de fazla söz kalmıyor.
 

Yorumlar 1
Halit Bolat 01 Aralık 2017 10:28

Belediyeler oy kaybetme endişesi ile esnafın bu gayri meşru işgaline göz yumuyorlar ama daha çok halk kitlesine de oy kaybediyorlar ve galiba farkında değillerdir. İnşAllah bu uyarıları dikkate Alarak adaletten ayrılmazlar....

Yazarın Diğer Yazıları