Bekir AKBULUT

''GİTTİK GÖRDÜK VE ÖLDÜLER..'

Bekir AKBULUT

Bu söz, ABD eski dış işleri bakanı Hillary Clinton’a ait. Ölenler Müslüman olduğu için, onların umurunda mı. Hayvan hakları kadar bile önemi yoktur. Buna benzer bir sözü ilk söyleyen, Jül Sezar, Anadolu da Zela savaşını anlatan mektupta söylemiştir. Bu günkü Tokat ilimizin Zile ilçesinde, Zela savaşı olmuş, Sezar Pontuslu Pharnacesi II yenmiş ve Roma senatosuna yazdığı mektupta, Veni ,Vidi ,Vici(Geldim-Gördüm-yendim.) yazmıştır(MÖ.42). İki bin yıl sonra Clinton kullanmış, bu sefer Müslümanlara karşı.

ABD, İsrail ve Batılı işbirlikçilerinin senaryosunu yazdığı ve oynadığı Arap baharı Tiyatrosunun, Libya sahnesinde asıl kötü adam ilan ettikleri Kaddafi linç edilince söylemiştir. Dünyayı yöneten küresel siyasi ve ekonomik güçler, dengelerin kendi aleyhlerine dönmeye başladığını hisseder etmez yeni bir metin yazarak, lehlerine çevirirler. Dünya üzerindeki ülkeleri, özgürlük, demokrasi yalanlarıyla, insan hakları ve misyonerlik safsatalarıyla yönetirler. Yöneticiler kendileri atar, sonra işleri bitince değiştirirler.  Yerleştirdikleri dikta yönetimlerle, milletleri ve toplulukları hegomanyaları altında sömürürler. Ne zamanki, işleri ve çıkarları biter, o zaman türlü yollarla ve darbelerle yönetimleri değiştirirler. İşte, İki binli yılların başında, dengeler değişmeye başladıkça, yine telaşlandılar. Çağdaş sömürge imparatorluklarına devam etmek, ellerindeki imkanları kaybetmemek için orta doğu ve Afrika’nın kuzeyindeki ülkelere yeni tiyatro uyguladılar. Adına; Arap baharı dediler. Önceleri yerleştirip, sonraları besleyip büyüttükleri yöneticileri, görevden almaya karar verdiler. Hedeflerine ulaşmak için, Milyonların ölmesi umurlarında değildi. Zira saltanatlarını kaybederlerse, batıda, nasıl bu kadar bolluk ve rahat içinde yaşarlardı. Dünya’nın geride kalanları umurlarında mıydı? İşe, Afganistan ve Iraktan başladılar. Önce, Afganistan’ı işgal ettiler ve sonra Saddam’ı diktatör ilan ederek Irak’ı işgal edip, milyonlarca Müslümanı öldürdüler, Saddam’ı idam ettiler. Irak’a demokrasi ve özgürlük getirdiklerini söylediler. Bu gün hala Irak halkı ağlıyor. Saddam’ı arar oldular. Sonra sırasıyla, Kuzey Afrika ya el attılar. Fas, Tunus, Cezayir, Libya, Mısır. Son olarak yemeni işin içine kattılar. İşte, bu tiyatronun Libya perdesi kapanırken, bayan Clinton, Kaddafi’nin linç edilerek öldürüldüğünü duyunca, sevinçle çığlık atarak  “gittik, gördük ve öldüler” demiştir. İç savaş bu gün hala devam ediyor. Müslümanlar birbirlerine var güçleriyle saldırıyor. Libya kabileler ve siyasi gruplar arasında paramparça. Libyalılar kendi aralarında, paylaşım savaşları yaparken, ABD ve batılı şirketler, petrole ve yeraltı zenginliklerine çoktan konmuşlardır.  Savaştan önce Libya halkı müreffeh bir hayat sürüyordu. Kaddafi döneminde, Libya Afrika’nın en zengin ülkesiydi. Afrika’nın ve Dünya’nın, tek borçsuz ülkesiydi. Petrol kaynakları bakımından 10. Sırada, petrol ihracında 17. sıradaydı. Petrol gelirlerinin, %90 ı halka gidiyordu. İşsizlik gün geçtik ce azalıyordu. Öğrenciler burslu, evlenenlere daire, kişi başına aylık 350 avro aile desteği, vergi yok, arabalar fabrika çıkış fiyatından, sağlık ve eğitim bedava, benzin 20 kuruş, bankalar faiz almıyor, elektrik, su, doğalgaz bedavaydı. Kişi başına milli gelir 10 bin doların üzerindeydi. Elbette, birçok dünya ülkesinde olduğu gibi, sosyolojik ve siyasi problemleri vardı. Ancak kendi vatanlarına sahiplerdi. Artık bir vatanları ve ortak bir devletleri yok.  Şimdi nemi oldu? Ülke yıkıldı. Kabileler arasında savaş var. Yağma ve açlık, yoksulluk, soygunlar, tecavüz ve ölümler devam ediyor. Binlerce Müslüman öldürüldü. Bayan Clinton’un fitne ordusu ve savaş kuklaları geldiler, gördüler, öldürdü ve öldürttüler, Libya’yı mahvettiler. Zulme ve acıya gark ettiler.

Nerde çıkarları varsa, oraya gidiyorlar, görüyorlar, fitneyi hazırlıyorlar, öldürüyor ya da öldürttürüyorlar. En çokta, Müslüman ülkelere bunu yapıyorlar. Müslümanlar da bu tiyatrolarda oynayacak kadar dininden, imanından ve değerlerinden, diğer Müslümanların halinden habersiz yaşıyorlar. Böyle olursa, bu durum hep devam edecek gibi. Ne zaman ki, İslam Alemi kendi kaynağı olan, Kur’an ve Sünnete dönecek, ne zamanki kendi senaryolarını yazacak, o zamanki Dünya üzerindeki zulüm sarmalı bitecek. Ümitvarız. Allah yardımcımız olsun. Amin. Vesselam.
                         
 

Yazarın Diğer Yazıları