
İMAM-HATİPLER ÜZERİNDEN DARBE GİRİŞİMİ
Cafer HİMMETOĞLU
Bilmiyorum dikkatinizi çekiyor mu? Son günlerde militarist darbecilerin hükümeti düşürmek ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı indirmek için başlattığı savaşta yeni bir cephe açtıklarına şahit oluyoruz.
2012 seçimlerinden bu yana orduyu göreve çağırdılar olmadı, yargıyı devreye soktular, basın ve iletişimi devreye soktular, tutmadı. Sivil toplum kuruluşları ile devirmek istediler, ellerinde patladı. Gezi olaylarını, ağaç kesimini, Kobani’yi bahane ettiler, istemedikleri sonuçlar ortaya çıktı. Yıllarca hükümete destek veren ve hükümetle büyüyen paralel yapıyı piyasa sürdüler, emellerine ulaşamadılar.
Şimdi ise yeni bir cephe açıp savaşlarını bu cephe üzerinden sürdürmeye başladılar. Yeni cephe daha önce Refahyol hükümetini düşürürken kullandıkları imam-hatip liseleri oldu.
Son zamanlarda imam-hatipler üzerinden öyle sinsice çalışmalar yürütülmeye başlandı ki insan okudukça gülsün mü, ağlasın mı, şaşırıyor.
Önce hükümete yakınlığı ile bilinen bir televizyon kanalında “Kertenkele” adlı bir dizi film oynatarak olumsuz bir imam-hatip imajı oluşturmaya kalktılar. Fakat bu dizideki imam-hatip karakterine toplumdan tepki gelince iş yumuşatıldı ve tepkiler durduruldu.
Kertenkele ile oluşturulan olumsuz imaj istedikleri sonucu almalarına engel olunca bu sefer Gençlerbirliği futbol takımının başkanı İlhan Cavcav’ı devreye soktular. Cavcav, sakallı futbolculara imam-hatipler üzerinden bir saldırı düzenledi. Amacı sakallı futbolcular değildi. Bunu herkes bilmektedir. Onun amacı hükümeti ve Cumhurbaşkanımızı devirmek için yürütülen savaşta kendisine verilen rolü en güzel şekilde oynayarak en yakın zamanda yapılacak olan törende büyük oskar ödülünü kapmaktır.
İlhan Cavcav girişimi de istedikleri sonuca gitmelerine yaramadı. Bunun üzerine şehrimizde öğretim yapan bir imam-hatip ortaokulundaki öğrencilere namaza başlama etkinliği düzenlediği için saldırı başlatıldı. Şehrimizde 28 Şubat’ın temsilciliğini yapan gazeteciler bu hadiseye Uğur Dündar mantığı ile çullandılar ve haberin küfrün sözcülüğünü yapan bir gazetede bile yer almasını sağladılar.
En son olarak ise Kayseri Haber gazetesinde şehrimizde uzun yıllar Gazeteciler Cemiyeti’nin başkanlığını yürüten ve şehrimizin duayen gazetecisi diyebileceğimiz Veli Altınkaya devreye girdi. Veli bey, bu cephede kendisine verilen görevi oynamaya çalışan son figüran olarak karşımıza çıktı.
Veli bey gazetesindeki köşesinde geçtiğimiz hafta sonu yapılan açıköğretim fakültesi sınavlarında sınava girdiği iki okulu birbirine kıyaslayarak imam-hatipler üzerinden hükümete ayar vermeye ve Cumhurbaşkanımıza karşı girişilen yeni bir harekete çanak tuttu. İmam-hatipler üzerinden yürütülen projenin son temsilcisi olan Veli Altınkaynak, dünyanın en acemi gazetecisinin bile yapmayacağı büyük bir hatanın altına imza attı. Çok yakın bir zamanda yaptığına pişman olarak imam-hatip camiasından özür dileyecektir ama kendisine bu talimatı veren kişilere karşı görevini de unutmayacağı için bu özür tamamen bizleri oyalamaya matuf olacaktır.
İmam-hatip düşmanı olan çevreler uzun yıllardan beri bu kin ve nefretlerini gizlemeden saldırmaktadırlar. Aslında onların hedefi ne imam-hatiplerdir ne de onun üzerinden vurmak istedikleri Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Onların asıl sıkıntısı dinimizle, yani İslam ile, yani Allah iledir. Onların Allah ile problemleri vardır. Bu yüzden yılmadan, bıkmadan, usanmadan yüzyıllardan beri hakka karşı yürütülen savaşın bâtıl ayağını temsil etmektedirler.
Kendilerine sorsanız onlar da Müslüman çocuğudur, onlar da Müslümandır. Hatta kimbilir ailelerinden ne kadar hacı ve hoca çıkmıştır. Belki beş vakit olmasa da haftada bir Cuma namazı kılarak Allah’a karşı sorumluluklarını yerine getirmektedirler. Onlar içinde de Ramazan ayı gelince oruç tutanlar, Kur’ân okumasını –hem de tecvidli- bilenler vardır. Kendilerinin din düşmanı ve Allah ile problemli gösterilmesinden şikâyet etmektedirler.
Onlara ve onlar gibi düşünenlere söyleyeceğimiz şudur: Zaten dindarlara karşı savaş yürütenlerin dinsizler ve ateistler olduğunu size kim söyledi? Allah’a, Kur’ân’a, İslâm’a, Rasûlullah’a ve bütün dindarlara karşı savaş yürütenlerin dinsizler ve ateistler olduğunu nereden çıkardınız? Bize karşı savaş açanlar ve bu savaşı her alanda yürütenler, bizimle aynı camide, aynı safta namaz kılan, bizimle beraber sahura kalkıp oruç tutan, bizimle braber Kâbe’yi tavaf eden, yani bizden gibi görünenlerdir.
İnanmıyorsanız Şehid Ali Şeriâtî’nin “Dîne Karşı Dîn” isimli kitabını okuyunuz.