Cafer HİMMETOĞLU

Pembebüs ve Pemberay

Cafer HİMMETOĞLU

 Konya’da İlahiyat Fakültesi’nde okuduğumuz yıllarda Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Halil Ürün beyefendi, tam bir beyefendilik gösterip üniversite hattına giden belediye otobüslerinde kız öğrenciler için özel tahsis edilmiş otobüs seferleri düzenlemişti. Zamanın konjonktürü buna pek müsait olmadığı için birden bire bütün Türkiye’de infial yaşanmıştı.

“Laiklik elden gidiyor”cular hemen devreye girmiş, koskoca Selçuk Üniversitesi Rektörü Halil Cin, işini gücünü bırakarak üniversite yönetimi ile hiç mi hiç alakası olmayan, tamamen belediyenin sorumluğunda olan ve her halinden laikliği yıkıp yok edeceği belli olan (!) bu antilaik saldırıyı bertaraf etmek için kız öğrencilere tahsis edilen otobüse binmişti. Hem de rektörlüğü süresince toplum taşıma araçlarını hiç kullanmadığı halde… Tabi olaydan haberdar edilen basın da bunu resimleyip belleklerimize kazımıştı.

Konya Büyükşehir Belediyesi bu kahramanca (!) mücadele karşısında fazla direniş gösteremeyip pes etmiş ve kız öğrenciler için tahsis edilen otobüs seferlerini iptal etmişti.

Aradan otuz seneye yakın bir zaman geçti. O dönemde mukaddesatçı ve muhafazakâr insanlar tarafından yönetilen beş tane il belediyesi vardı. Bugün ise neredeyse tamamına yakını dindar insanların yönetiminde…

Bugünlerde başta İstanbul olmak üzere birçok ilde halkımızın bir talebi var. Otobüs, tramvay, metro, metrobüs, vapur ve hatta Marmaray gibi toplu taşıma araçlarında kadınlar için özel araçlar tahsis edilmesi talep ediliyor. Özellikle sanal âlemde ve sosyal medyada bu taleplerle ilgili haberler ve paylaşımlar gırla gidiyor.

Toplum taşım araçlarında kadınlara özel araç tahsis edilmesi talebi, insan hakları ve demokrasi açısından demokrat geçinenlerin karşı çıkmaması gereken haklı bir taleptir. Laik çevreler bu tür talepleri yine yıllar önceki Konya’da yaşanan durum gibi laikliği yıkma girişimi olarak kabul eder mi etmez mi orasını bilmem ama ben bizim mahalleyi yakından ilgilendiren bir özeleştiri yapmak istiyorum.

Sizce pembebüs veya pemberay isteyen kişiler gerçekten bu isteklerinde samimi midirler? Yoksa “dostlar alışverişte görsün” ayaklarına mı yatılmaktadır. Elbette çok samimi olanlar vardır ama ben insanlarımızın büyük çoğunluğunun maalesef bu isteğinde samimi olmadığına inanıyorum. Hatta bazıları buna itiraz edip karşı bile çıkacaktır.

Toplu taşıma araçlarından tramvayı günde en az iki defa kullanan, ara sıra otobüsü de tercih eden bir vatandaşım. Tramvay veya otobüse bindiğimde çevremdeki insanları gözlemlemeyi, onların hal, hareket ve tavırlarından ibretlik olanları, beni takip edenlerle paylaşmayı kendim için sosyal bir sorumluluk bilirim.

Bu gözlemlerimden birisi de bizim mahallenin insanlarının pembebüs veya pemberay isterken ki samimiyetleridir. (Buradaki “mahalle” tabiri ikamet ettiğim semt anlamında değildir).

Oturduğum semt itibariyle tramvaya herkesten önce binenler arasında yer alırım. Bindiğim zaman tramvayın bütün koltukları neredeyse boş olur. Eğer tek başıma binmişsem mutlaka tek kişilik bir koltuğa, yanımda başka birisi veya birileri varsa çift kişilik koltuklara otururum.

Ancak bizim mahallenin başörtülü, hatta pürtesettürlü diyeceğim hanımlarının kahir ekseriyeti nedense tek kişi de olsalar, iki kişi de olsalar hep çift kişilik koltuklara otururlar. Oysa araçta bulunan tek kişilik birçok koltuk boştur ve bu durumda o kadının yanındaki boş koltuğa bir erkeğin oturma ihtimali yüzde ellidir. Hatta tramvayların birbirine yüzü dönük olarak duran ikişer kişiden dört kişinin oturduğu tam orta yerdeki koltuklarına tek başına oturan hanımlara şahit oldum. Bu durumda yanındaki boş koltuklara erkeklerin oturma ihtimali ise bir öncekinden daha fazla olup yüzde yetmiş beştir.

Aynı duruma otobüslerde şahit olan arkadaşlarımın serzenişlerini de duydum. Tesettürlü hanımlar bile otobüsün çift kişilik koltuklarına teker teker oturarak yanlarındaki boş koltuğa bir erkeğin oturmasına fırsat veriyorlar ve bir de bundan sonra kalkıp yanlarına erkeklerin oturmasından rahatsızlık duyuyorlar. Bence bu, olacak şey değildir. Bu kadınların dindar insanlar olduğunu nereden mi anlıyorum? Sürekli olarak dudaklarının hareket halinde olmasından ve arada bir parmaklarına taktıkları dijital zikirmatiğin düğmesine basmalarından anlıyorum.

Böyle davranan hanımlar yüzünden gerçekten mağdur olan başka kadınların pembebüs veya pemberay talepleri ciddiye alınmıyor. Şahsen ben de alınacağına ihtimal vermiyorum. Bu, tamamen kendi kendimizi tatmin etmek için talep ettiğimiz bir istek olarak içimizde kalmaya devam edecek gibi görünüyor. Soran olursa “biz talep ettik ama vermediler” diyerek işin içinden sıyrılacağız.

 

Yazarın Diğer Yazıları