Cafer HİMMETOĞLU

Yeni mesleğimiz: sosyal medya molla kasımlığı

Cafer HİMMETOĞLU

 Elimde güzel bir kitap var. Adı “Geleceğin meslekleri”. Yıllar önce Yeni Şafak gazetesi tarafından okurlarına hediye edilmiş bir kitap.

Bu kitapta ciddi bir meslek sahibi olma isteyenleri yakından ilgilendirecek gerçekten çok güzel bilgiler, yerinde tesbitler ve enteresan istatistikler mevcut.

Meselâ teknoloji ve modernizm sayesinde hemen hemen her gün yeni bir mesleğin ortaya çıktığını ve bu mesleğe bağlı en az beş veya altı tane mesleğin daha hayatımıza girdiğini belirtip buna cep telefonu piyasasını örnek gösteriyor.

Gerçekten de gün geçmiyor ki teknoloji ve modernizm sayesinde hayatımıza yeni bir meslek daha girmesin…

Özellikle sanal âlem üzerinden yayın yapan ve “Sosyal medya” denilen basılı olmayan yayın organları, her gün yeni bir mesleği hayatımıza katıyor.

Önce “Klavye Mücahitliği”, ardından “Sosyal medya âlimliği” derken şimdi yeni bir mesleğimiz daha oldu: Sosyal Medya Molla Kasımlığı. Siz buna “Sosyal Medya Müfettişliği” de diyebilirsiniz.

Bu mesleğin erbabı, eline cep telefonu, bilgisayar ya da tabletini alıp internete bağlanıyor ve sosyal medyada kim ne demiş, niye demiş onları takip ediyor.

Aslında okuduğu yazıları veya baktığı resimleri, okumak ya da bakmak için takip etmiyor. Yazıyı yazan veya resmi paylaşan kişiyi sorguya çekmek, hesap sormak, paylamak, azarlamak, ona buna haddini bildirmek ve hatta gerekirse hakaret ve küfürler yağdırmak maksadıyla takip ediyor.

Beyimiz “Ali kıran baş kesen” ya, tıpkı militarist jakobenler ve vesayetçi darbeciler gibi başlıyor sorguya:

-       Sen niye bu konuyu ele aldın?

-       Niye benim istediğim ve benim hoşuma giden konuları işlemiyorsun da kendi kafana göre takılıyorsun?

-       Falan konuyu işlemek dururken niye bu konuya giriyorsun?

-       Gelirsem yanına, ağzına biber sürer, bacaklarını kırarım senin!

-       Niye benim paylaşımlarımı beğenmiyorsun? Haydi, beğen ve paylaş!

-       Benim paylaşımlarımı beğenmeyenlerin klavyeleri kırılsın, tuşları dökülsün, bilgisayarını ataşlar sarsın! Telefonuna virüs bulaşsın!

-       Beğenin ulan, beğenin!

Oysa millete böyle ayar vermeye kalkan bu arkadaşların kendi sayfalarına baktığınızda, sizden paylaşmanızı istedikleri konularla alakalı tek bir paylaşım bile yapmadıklarını görürsünüz. Onların maksadı insanlara faydalı olmak değil, egolarını tatmin etmektir. Siz siz olun, onların böyle bir tatmin duygu yaşamasına asla izin vermeyin.

Aslında bu tür arkadaşların yapacağı en güzel şey, gıcık oldukları ya da fikirlerini beğenmedikleri kişileri takip etmekten vaz geçmektir. Eskiler bununla ilgili çok güzel bir söz söylerler ama onu burada söylemeyi uygun bulmadığım için sadece şu kadarını söylüyorum:

Ey sosyal medyanın Molla Kasımları! Benim veya başkalarının paylaşımlarını beğenmiyorsan, takip etmeyi bırak ki kurtuluşa eresin! Böylece akıl ve ruh sağlığını da bozmamış olursun.

Özellikle benim ve benim gibi düşünenlerin paylaşımları bazılarının akıl ve ruh sağlığı açısından tehlike oluşturabilir. Hatta onların ağızlarını da bozup, salya sümük küfürler ve hakaretler yağdırmasına bile sebep olabilir.

Bu yüzden tekrar ediyorum: Bizi takip etme! Peşimize düşme! Hayatını yaşa!

 

 

Yazarın Diğer Yazıları